English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mayfield

Mayfield translate Turkish

286 parallel translation
You know something, Mayfield?
Biliyormusun, Mayfield?
That's what they're like... And you've been round here long enough to know that! You want to know something, Mayfield?
İşte onlar bu ve sen bunu anlayabilecek kadar uzun zamandır buralardasın!
- Kate Mayfield.
- Kate Mayfield.
Mayfield and the others are back.
Mayfield ve diğerleri geride kaldı.
Mr. Mayfield!
Bay Mayfield!
" Miss Mayfield...
" Bayan Mayfield...
For God's sakes, Mayfield, do not let this happen.
Tanrı aşkına Mayfield, bunun olmasına izin verme.
I traced it to an apartment building on Mayfield Road.
Telefon açılan yerin Mayfield Caddesi üzerindeki bir apartman dairesi olduğunu belirledim.
Mayfield Road. Where's that?
- Mayfield Caddesi mi, orası nerede?
Mayfield.
- Mayfield.
You expect too much of the Defence Committee, Mayfield.
Savunma Komitesi'nden çok şey bekliyorsunuz, Mayfield.
A Mayfield Kestrel.
Bir Mayfield Kerkenezi.
You seem not to understand the position that the Defence Committee is in, Mayfield.
Savunma Komitesi'nin içinde bulunduğu durumu anlamıyorsun, Mayfield.
My name is Mayfield - - Lady Margaret Mayfield.
İsmim Mayfield. Leydi Margaret Mayfield.
And who is Lord Mayfield?
Peki Lord Mayfield?
I'm only Mrs. Mayfield, really.
Ben aslında sadece Bayan Mayfield'im.
Mr. Mayfield is an armaments manufacturer, Reggie, because this particular game can only be played from strength.
Bay Mayfield bir silah üreticisi, Reggie,... çünkü bu oyunu ancak güçlü olanlar oynayabilir.
Having that woman here is a mistake, Mayfield.
O kadını buraya çağırmak bir hata, Mayfield.
Goodnight, Mr. Mayfield.
İyi geceler, Bay Mayfield. Sör George.
M. Mayfield, forgive me.
Bay Mayfield, kusuruma bakmayın.
Thank you, Mr. Mayfield.
Teşekkür ederim, Bay Mayfield.
Yes, well, it is no use running to conclusions, M. Mayfield.
Evet, hemen bir sonuca varmak faydasız, Bay Mayfield.
Evening, Mr. Mayfield.
İyi akşamlar, Bay Mayfield.
Sorry, Mayfield.
Üzgünüm, Mayfield.
Some papers have been stolen from Mr. Mayfield's study, Mrs. Vanderlyn.
Bay Mayfield'in çalışma odasından bazı belgeler çalındı, Bayan Vanderlyn.
Did you plan this, Mr. Mayfield?
Bunu siz mi planladınız, Bay Mayfield?
You'll join us at the station, Mr. Mayfield?
Karakolda bize katılır mısınız, Bay Mayfield?
I demonstrated, quite cogently, I think, that of all the people in the house, only you, M. Mayfield, M. Carlile, and myself
Oldukça inandırıcı bir şekilde size şunu belirttim : Evdeki tüm insanların arasında o belgeleri sadece siz, Bay Mayfield, Bay Carlile ve ben çalabilirdik, değil mi?
This is a disaster, Mayfield.
Bu bir felaket, Mayfield.
Not M. Mayfield.
- Bay Mayfield değil.
Last night at dinner, one of the guests said something to M. Mayfield about Japan.
Geçen akşam yemekte konuklardan biri, Bay Mayfield'e Japonya hakkında bir şey söyledi.
The press got hold of something about Mayfield's company supplying them with the howitzers they were bombarding Shanghai with.
Basın Mayfield'in şirketiyle ilgili bir şey ortaya atmıştı. Şangay'a attıkları havan toplarını, onun şirketi tedarik ediyormuş.
The address is probably a little cigarette shop or a news agent, M. Mayfield, huh?
Adres, muhtemelen küçük bir tekel dükkanına veya bir haber ajansına ait olacaktı, değil mi, Bay Mayfield?
No, no, no, no, M. Mayfield.
- Hayır, Bay Mayfield.
And although he tried to persuade us that he saw this mysterious figure on the terrace, it was M. Mayfield himself who stole those plans.
Ve bizi, terasta gizemli birini gördüğüne ikna etmeye çalışmasına rağmen o planları çalan, Bay Mayfield'in kendisiydi.
I've had enough of this, Mayfield!
Bu kadarı yeter, Mayfield!
Her and Mayfield are all lovey-dovey again.
O ve Mayfield, yeniden çifte kumru oldular.
- I think you're needed at Mayfield's right away, sir.
- Sanırım Mayfield'de size ihtiyaç var hem de hemen, efendim.
Clara Mayfield.
Clara Mayfield.
Mayfield Health Centre, please hold the line.
Mayfield Sağlık Merkezi hatta kalın lütfen.
Maybe they're at Mayfield. I'll sort it out.
Belki Mayfield'dedirler ben öğrenirim.
When I went to Mayfield to get better I wasn't myself anymore. I wasn't the same person who came to Capeside.
İyileşmek için Mayfield'a gittiğimde ben, ben değildim artık. Capeside'a gelen aynı kişi değildim.
But not exactly what we are expecting to you, Mayfield.
Ama bir belgeselciden beklenecek bir proje değil bu.
I want to talk to you, Mayfield.
Seninle konuşmam lazım Mayfield.
- This is a great script, Mayfield.
- Bu iyi bir senaryo Mayfield.
Mayfield, stole me a story.
Mayfield, benim türümü çalıyorsun.
- Is this team Amy Mayfield. - Yeah.
- Burası Amy Mayfield'in seti mi?
After that, when your father, Taylor Mayfield died when he shot straight bad what we do.
Baban Taylor Mayfield, senin de yaptığın... o sıkıcı belgesellerin çekimi sırasında öldükten sonra.
Welcome to Mayfield Place. We're your neighbours.
Mayfield Place hoş geldiniz.
Mayfield.
Mayfield'da.
Mayfield is for pussies.
Mayfield'a çaylaklar gider.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]