Meal translate Turkish
8,286 parallel translation
- For this meal, they are.
- Bu yemek için Yahudiler.
I wouldn't be so quick to cut the kosher-meal program, by the way.
Bu arada koşer yemek programını bu kadar çabuk kesmek istemem.
The, uh, meal plan has been implemented.
Yemek planı uygulamaya kondu.
Where was the lead-in where you reminded me how you saved money on the fence repair and the new meal plan?
Yeni yemek planında ve çit onarımında tasarruf ettiğin parayı hatırlattığın giriş neredeydi?
Why are we talking about the almond meal chicken in there?
Ne diye bademli tavuktan konuşuyoruz?
Simple trip to buy groceries or have a meal at a restaurant.
Erzak almak veya bir lokantada yemek yemeye bile gidemiyorum.
Sasha, honey, what's your favorite meal?
Sasha, en sevdiğin yemek nedir canım?
You're not cooking a Father's Day meal in my house.
Kusura bakma ama benim evimde Frank'e Babalar Günü yemeği yapmana izin veremem.
Knock that meal-bitch down So he doesn't ring twice
O yemeği başına geçir Böylece bir daha gelmez
And his last meal was a food pellet?
Son yemeği de mama mı?
So does enjoying a meal at a well-lit restaurant, but here we are.
İyi aydınlatışmış bir restoranda yemek yemek de bunu sağlayabilirdi ama buradayız işte.
If you're smart, you'll eat a hearty meal, have a wash, and your luck can change at any minute, boyo.
Aklın varsa lezzetli yemeğini yiyip yıkan çünkü şansın her an değişebilir evlat.
He insists on having his evening meal in private.
- Evet. Akşam yemeğini özel olarak yemek konusunda ısrar ediyor.
Call me, and I'll make us a nice meal.
Arayın beni, size güzel şeyler hissettirebilirim.
I don't eat dragon'cause, uh, it's-it's not a meal for peasants, it's a meal for kings, and I'm sort of a common man.
Çünkü eti köylülere değil, krallara mahsustur. Ben de sıradan bir insanım.
If ye're stopping for a bag of meal, I'm afraid ye'll be disappointed.
Yiyecek almak için falan durduysanız korkarım hayal kırıklığına uğrayacaksınız.
Ma'am, I desperately want you to enjoy your meal, but I need to know.
Yemeğinizden zevk almanızı çok istiyorum.
Let's get you two a healthy meal, huh? Big test coming up and all.
Yarın büyük sınavınız var.
Sorry you didn't enjoy - your meal.
Yemeğinizi beğenmediğinize üzüldüm.
Congress will fire back, all guns blazing, and I'm sure Dunbar will make a meal and a half out of it.
Kongress karşılık verecektir, hem de tüm gücüyle, eminim ki Dunbar da pireyi deve yapacaktır.
I've seen little kids whose only meal each day was the one they get at school.
Tek öğünleri okulda verilen öğün olan küçük çocuklar gördüm.
Well, anyway, thank you so much for joining me for a meal even though I know we got off on a strange foot.
Neyse, kötü bir başlangıç yapmamıza rağmen bu yemekte bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim.
But we all shared the same meal.
Ama hepimiz aynı yemekten yedik.
They can... they can show us where she last walked, the last meal she took.
En son nerede dolaştığını, en son yediği yemeği gösterebilirler.
It'll be a three-course meal.
Üç tür yemek olacak.
Is it worse after a meal?
- Yemeklerden sonra kötüleşiyor mu?
You get one meal a day.
Günde bir öğün yemek yiyeceksin.
Well, thank you for the best meal I've ever eaten.
Şimdiye kadar yediğim en güzel yemek için teşekkürler.
We'll need transportation and a meal afterwards for me at a reputable place.
Arabaya ihtiyacımız olacak ve sonrasında, benim içim saygın bir yerde yemeğe.
And yet here you sit with your wife, a wonderful host who's prepared this delicious meal.
Buna rağmen, bu harika yemeği hazırlayan muhteşem ev sahibi karınla yan yana oturuyorsun.
Now where's that money you owe? Their time and my meal.
Şimdi bana borcun olan parayı görelim?
And I was hoping, as my closest friends, that you'd be willing to come over this evening for a sample meal.
En yakın arkadaşlarım olarak bu akşam gelip örnekleri test edersiniz diye umuyordum.
How long since your last meal when you fainted?
Bayılmadan önce en son ne zaman yemek yemiştin?
♪ See the money, wanna stay for your meal ♪
Suits S04E14 - "Derailed" Orijinal Yayın Tarihi : 18.02.2015
This is our very first meal together.
Bu birlikte yediğimiz ilk yemek.
Around here, it's not hard to find people who cry out to become a little antojito, or big meal.
Buralarda ufak aperatifler veya büyük yemekler haline gelmek isteyen insanları bulmak zor değil.
Now that the Bellacourts are fed and ready, it is the servants'turn to eat their single meal of the day.
Bellacourt'lar tok ve hazır olduğuna göre hizmetçilerin günün tek öğününü yemeye sıra geldi.
This is what we call "All Meal."
Biz buna "tüm yemek" diyoruz.
All Meal is over.
Tüm yemek sona erdi.
Two grown men eating a candlelit meal to celebrate a birthday?
İki yetişkin adam mum ışığında yemek yiyip doğum günü mü kutlayacak?
They spend the whole meal arguing and smoking.
Yemek boyunca tartışıp sigara içiyorlar.
oh, yes, i remember meal time.
Evet. Yemek zamanını hatırlıyorum.
I understand you're not happy with your meal.
Anladığım kadarıyla yemeğinizden memnun değilsiniz.
It's like she's never seen two guys share a meal together.
Sanki hiç beraber yemek yiyen iki erkek görmemiş.
It's like, sharing a meal.
Yemek yiyoruz sadece.
So enjoy your last meal with your family.
O yüzden ailecek son yemeğinizi güzelce yiyin.
Freshman year, I found this restaurant that had a meal that was really great for under 20 bucks, and there was this waiter that kept screwing up my order.
Üniversitede ilk yılım, 20 doların altında ama gerçekten güzel yemekleri olan bir restoran bulmuştum, bu garson da oradaydı ve siparişlerimi karıştırıyordu.
Your evening meal, president Wallace.
Akşam yemeğiniz, Başkan Wallace.
Friends, they're sitting down for a meal.
yemek için oturuyorlar.
A last meal before the beheading?
Kellem vurulmadan önce son yemeğim mi?
Enjoy your meal.
Afiyet olsun.