English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Meaner

Meaner translate Turkish

249 parallel translation
The older she got, the meaner he got towards her.
Yaşlandıkça ona karşı daha zalimleşirdi.
That African tempo is meaner than mean
# Şu Afrika temposu beterin de beteri.
You're mean, Jesse. You're gettin'meaner every day.
Çok tehlikelisin.
And they hurt you again and you get meaner and meaner till you ain't no boy nor man anymore, just a walking chunk of mean mad.
Bir daha canını yakarlar ve daha kötü olursun, sonunda insanlıktan çıkarsın ve kötülük ve delilik örneği olursun.
Believe me... It would have been a lot meaner If I'd brought the camera with me.
İnan bana kamerayı yanımda getirseydim çok daha kaba olacaktı.
He's got a face meaner than Old Slewfoot.
Yüzünden Yaşlı Slewfoot gibi kavgaya hazır olduğunu anlıyorum.
My pappy says there ain't nobody meaner.
Babam hiçkimse mükemmel değildir derdi.
I just saw Dingo Brion riding into town, looking meaner than ever.
Dingo Brion'ı kasabaya girerken gördüm. Her zamankinden haşin görünüyordu.
I've seen every kind of critter God ever made, and I ain't never seen a meaner, lower, more stinkin'yellow hypocrite than you!
Tanrı'nın yaratmış olduğu her yaratığı gördüm. Ama senden daha kaba, daha kokuşmuş, ödlek, iki yüzlü birini görmedim!
When certain people ain't ate, they're meaner than a bobcat.
Bazılarının yemekle arası yok, fıçıda yaşıyorlar!
- ln the meantime, we get meaner.
- Onlar geldiğinde ne yapacağımızı düşüneceğiz.
I guess it's a kind of a game we play between us to see which of us can be meaner in the eyes of heaven.
Sanırım bu oynadığımız bir oyun. Tanrı'nın gözünde hangimiz daha çok alçalabiliriz diye.
The more he likes you, the meaner he acts.
Hoşlandıkça da daha kötü olur.
And he's even meaner than I am.
Ayrıca o benden çok daha huysuzdur.
And he's meaner than sin.
Ve bir günahkardan daha kötüdürler.
But soon there will be more Mr Schlockers and they'll be nastier and meaner than he was and...
Ama yakında başka Bay Schlocker'lar olacak ondan daha iğrenç ve adi olacaklar.
Rafe is smarter but he's meaner.
Rafe daha zeki ama daha kötü.
Makes no difference to me, but them Bannisters is meaner than tiger spit.
Benim için farketmez, fakat Bannister'lar kaplan pisliğinden daha aşağılıktır.
That man there, he's meaner than a gut-shot grizzly.
O adam var ya, yaralι bir ayιdan daha acιmasιz.
Although if memory serves me correctly, Holly the longer you go without sex, the meaner and bitchier you get.
Yine de hafızam beni yanıltmıyorsa, Holly ne kadar uzun süre seks yapmazsan o kadar gıcık ve şirret biri olursun.
He's meaner than a snake.
Yılandan bile acımasızdır.
blind in one eye... meaner than a boot full of barbed wire.
Tek gözü kör. Mahmuzlu çizmeden daha acımasız.
Yeah? - Cole says the rabbits are getting meaner and hungrier.
Cole, tavşanların çabuk etkileneceğini söylüyor.
The rabbits are getting pushier and meaner.
- Tavşanlarla uğraşmak tehlikeli.
Meaner than a cat in water.
Suya düşen bir kediden bile vahşi.
I could! Meaner!
Ben ondan da terbiyesiz olabilirim!
Riding these boxcars and things can make you meaner than 52 rattlesnakes.
Yük vagonlarında gitmek ve bu tür şeyler insanı kötü biri yapabilir.
He's meaner than a rattler and twice as fast!
Yilan kadar kurnaz ve ondan daha da hizli!
When a nigger run off, they be meaner than ever to the rest of us.
Bir zenci kaçınca, diğerlerine çok kötü davranırlar.
I curse you for killing my family you'll die an even meaner death
Ailemi öldürdüğün için seni lanetliyorum. Öleceksin hem de çok acılı bir şekilde.
Littler and poorer and dirtier and meaner.
Daha küçük ve daha fakir daha kirli ve daha darkafalı.
But her father, Nathan, was even older and meaner than that.
Fakat onun babası, Nathan, daha yaşlı ve cimriydi.
My patient is this old lady who's meaner than my mother, if you can believe.
Annemden de huysuz olan yaşlı bir hastam var. İnanmazsın.
I never saw a meaner, rougher, tougher, son-of-a-bitch football player in all my Iife.
Senin kadar kötü, sert, güçlü bir futbolcu piç daha görmedim hayatımda.
Well, Julie that means that I'm gonna have to be... stronger and meaner to wear him down.
Bu yüzden de onu zayıflatabilmek için daha güçlü ve acımasız olmam gerekecek.
They didn't come any meaner or louder than Hector.
Hector'dan daha tersi ve gürültücüsü dünyaya gelmemiştir.
The more you miss it, the meaner you get.
Ne kadar özlersen, o kadar sert olursun.
Something meaner than hell.
Cehennemden daha kötü bir şey.
Even meaner?
Daha mı kötü?
Each day the streak got bigger and the men became meaner.
"Her gün çizginin büyüdüğünü," "ve insanların huysuz olduğunu!"
Better and tougher and meaner and faster.
Daha iyi, daha sert, daha acımasız, daha hızlı.
He's meaner when he's drunk.
Sarhoş olunca daha kötü oluyor.
Not meaner than you.
Senden daha kötü değil.
Meaner.
Huysuzlaşır.
Is it my imagination or does it look a lot meaner?
Bana mı öyle geliyor, yoksa daha mı haşin görünüyor?
Maybe stuff like that just makes him meaner.
Böyle şeyler onu daha da kötüleştirebilir.
I didn't know you could get any meaner.
Daha kötüsünün olabileceğini sanmam.
Women can be a lot meaner than we think.
Kadınlar düşündüğümüzden daha tehlikeli olabilirler.
I am bigger, meaner and louder than any other kike in this town.
Bu şehirdeki diğer bütün Yahudilerden daha iri, huysuz ve kabayımdır. Bunu ona söylemiş miydin Lou?
Meaner than ever.
Hiç olmadığı kadar kötü.
You're meaner than a damn snake.
Sen bir yılandan da alçaksın, Ed.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]