Meets translate Turkish
2,507 parallel translation
Well, um... I kept at it for a month of so, but I couldn't get her to stop coming to meets.
Aslında bir ay boyunca kaldım ama ziyarete gelmesini engelleyemedim.
Neighborhood watch meets here once a week.
Mahalle nöbeti haftada bir burada toplanır.
One way of thinking about string theory is that elementary particles are simply more than meets the eye.
sicim teorisindeki temel parçacıklara daha fazla göz attıkça teorisinde bir yol bulmaya başladı.
And she meets the same horrible fate at the heart of the black hole, this time accompanied by some plane debris.
Ve bu sefer kara deliğin merkezinde kendisiyle aynı korkunç kaderi aynı zamanda yaşar.
Like Mariah Carey meets Barbra streisand.
Mariah Carey gibi Barbra Streisand karşılamaktadır.
Want to know what happens when a python meets a rhino?
Bir piton, bir gergedanla karşılaşırsa ne olur, biliyor musunuz?
It meets in different locations every week
Her hafta farklı bir yerde buluşuyorlar.
Chief meets and gives boxes full of cash to big shots... while you beat up people and grab their necks!
Şef sen insanları dövüp boğazlarını sıkarken büyük vuruşlara para dolu kutular verir.
Not every guy who meets an untimely end on his gig gets a public dedication, bro.
Görev başında zamansız ölen herkesin anısına bir şeyler yapılmaz.
And so we go off together to that race. He never meets my grandmother.
Santa Anita'da kazanacağını söylüyorum.
Back on Earth, the physics of light-speed and beyond meets surf culture on the beach in Malibu, California.
Dünyada, ışık hızı fiziği, ve ötesi, Malibu Kaliforniya sahilindeki surf kültürü ile tanışırlar...
Once he meets the husband, he knows the wife is gonna fit his needs.
Kocayı seçtiğinde kadının da ihtiyaçlarına göre olacağını biliyor.
And that's when he meets Owen Hicks?
Owen Hicks'le burada mı tanışmışlar?
Let's say a guy like me, who can't feel anything, meets a woman and discovers he can feel her touch.
Benim gibi hiçbir şey hissedemeyen bir adam bir kadınla tanışıyor ve onun dokunuşlarını hissettiğini fark ediyor.
Only instead of how in the story a young girl meets a handsome prince who gives her a glass slipper... Cinderella used the knife to...
Sadece hikayede bir genç kızın kendisine cam bir ayakkabı veren yakışıklı prensle tanışması yerine Sindirella bıçağı...
Once again, the bunny meets the blade.
Bir kez daha tavşancık çembere çıktı.
The election winner meets with the Queen.
Seçimi kazanan Kraliçe'yle görüşür.
My party meets the quota.
Hükümetim bu kotayı karşılıyor.
The F26 Defender is the only fighter that meets this demand.
F-26 Defender bu talebi karşılayabilen tek uçak.
There is more to those murders than meets the eye.
Bu cinayetlerle ilgili görünenden daha fazlası var.
It meets all our needs.
İstediğimiz her şey burada mevcut.
A house that can only be described as nouveau riche meets divorced airline pilot.
- O ev ki tarif edecek olursak boşanmış bir havayolu pilotunun... - zengin hatunları attığı bir yere benziyor.
"A beautiful mind" meets "memento."
Yani temelde, "Akıl Oyunları" ile "Memento" nun birleşimi gibisin.
But is there more here than first meets the eye?
Ancak burada ilk anda görünenden daha fazlası mı var?
It was Batman Meets...
Yani Batman'le beraber...
The migration ecologist Martin Wikelski finally meets the monarch sage Chip Taylor.
Göç çevrebilimcisi Martin Wikelski sonunda kral kelebeklerinin piri Chip Taylor'la buluşuyor.
Six months ago she lands in San Francisco and lands temp work at a law firm where she meets her husband, Jacob Harris.
- Altı ay önce San Francisco'ya gelip kocası Jacob Harris'le tanıştığı hukuk firmasında geçici bir işe girmiş.
She and her father used to scour the swap meets.
O ve babası hep bu tarzlarını bulmaya çalışırlar.
He meets everyone.
Herkesle görüşüyor.
One day the river meets the sea and then it's not a river anymore.
Bir gün nehir denizle birleşir ve artık nehir olmaktan çıkar.
He reaches a beach and meets Minerva and other people trying to escape.
Bir sahile varır ve Minerva ile karşılaşır, ve diğerleri kaçmaya çalışır.
In March, Krister travels to Sandhamn and meets his killer gets poisoned and dumped in the water.
Mart ayında, Krister Sandhamn'a gider ve katiliyle görüşür zehirlenip suya atılır.
Most likely, she meets the killer who poisons her with rat poison.
Yüksek ihtimalle, onu fare zehiriyle zehirleyen katille görüşür.
Three hours later she meets Jonny at the inn, which we think is coincidence.
Bizim tesadüf olarak düşündüğümüz şey olan, üç saat sonra barda Jonny'le tanışır.
I think perhaps there is more to that matter than meets the eye.
Belki de işler göründüğü gibi değildir.
Director, if the action movie meets the standards, will you really start using new people for the main roles?
Yönetmenim, eğer aksiyon filminin standartlarını karşılıyorsa yeni birinin başrolü oynamasına izin verir misiniz?
Everybody who meets him thinks he got an exemption.
İnsanlar genelde onun askerlik yapmadığını düşünür.
The story where a wealthy family's daughter, on a summer vacation, meets a dance teacher, learns to dance, and falls in love.
Hikâye yaz tatilindeki varlıklı ailenin kızının bir dans hocası ile karşılaşması, dans etmeyi öğrenmesi ve aşık olması üzerineydi.
Why is it everyone she meets is all "I'm Haeshin!" "I'm Haeshin too!"?
Neden tanıştığı herkes, "Ben Haeshin'im!" "Ben de Haeshin'im!" diyor?
And one fine day you're a person meets and life of yours is changed.
Sonra ise, biriyle tanışıyorsunuz ve hayatınız değişiyor.
Well, it's a horror film meets, uh...
Buna bayıldım.
Goes to mosque, spends time with his family, he meets friends for tea.
Camiye gidiyor, ailesiyle vakit geçiriyor, arkadaşlarıyla çay içiyor.
In a gymnasium in Grozny, a Soviet Olympic wrestler named Sasha Fyorodovich Chenkov meets for the first time the only female chess grand master of her era ;
Grozny'de bir spor salonu. Bir Rus güreşçi. Adı Saşa Fyorodoviç Çenkov.
When the Himalayan peasant meets the he-bear in his pride -
Himalaya köylüsü gururundaki erkek ayıyla karşılaşır...
" When the Himalayan peasant meets the he-bear in his pride...
"Himalaya köylüsü gururundaki erkek ayıyla karşılaşır..."
My family meets in 6 days to approve a buyer.
Ailem alıcıyı kabul etmek için 6 gün içinde toplanacak.
Today, the rubber meets the road.
Ama bugün, bir dönüm noktasındayız.
Japan, land of the rising sun, where ancient tradition meets modern technology.
Japonya, yükselen güneşin ülkesi, eski geleneklerin modern teknoloji ile birleştiği yer.
When Violence Interrupters have to use the threat of violence to actually mediate a conflict, this is where the rubber meets the road at.
Müdahaleciler siddeti önlemek için sorunu yönetmeye çalistiklarinda.. bazen bu ise yariyor
Yeah. And she stays lonely until she meets her friend, the Chrysler Building.
Evet, ve arkadaşı Chrysler Binası ile tanışana kadar da yalnız kalıyor.
Yeah, the label wants me to record, too. EM O meets death metal. Ha!
Evet ben de öyle diyorum