English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Memory

Memory translate Turkish

16,618 parallel translation
Memory, improvisation, each step harder to reach than the last.
Bellek, doğaçlama... Her adıma ulaşmak sonuncudan daha zor.
I guess I should've known that's what I would become for you... just another memory.
Sanırım bilmem gereken senin için yalnızca başka bir anı daha olacağımdı.
It's like I'm... trapped in a dream or... a memory from a life long ago.
Sanki bir rüyada ya da uzun zaman önceki hayattan bir anıda sıkışıp kalmış gibiyim.
Or the memory of it is too scary to think about.
Belki de hafızası düşünmek için çok korkutucudur.
Because he has no memory of it, it doesn't mean it didn't happen.
Onun hiç hatırası olmaması bunun olmadığı anlamına gelmez.
Your very first memory of it.
Onu tam olarak ilk hatırladığınız an.
The Mongols are destined to be little more than a vague memory in history.
Moğollar tarihte belirsiz bir anı olarak kalmalılar.
What if it's deeper than that, like some say, and you spend all eternity living your worst memory over and over and over?
Ya bazılarının dediği gibi bundan daha derinse sonsuza dek en kötü anılarını tekrar tekrar yaşıyorsan?
All you've done is dishonor her memory.
Onun anısına saygısızlık etmekten başka bir şey yaptığın yok.
You were designed to obey the members of the honorable House of El, and to preserve the memory of Krypton wherever it went.
El Hanesi'nin mensuplarına hizmet etmek ve nereye gidersen git Krypton'un hatıralarını korumak için üretildin.
If you don't override your orders, Myriad will destroy the House of El and the memory of Krypton will be lost forever.
Eğer emirlerine karşı çıkamazsan, Myriad El Hanesi'nin yok edecek ve Krypton'un hatıraları sonsuza kadar yok olacak.
The memory card's missing.
Hafıza kartı eksik.
Memory card.
Hafıza kartı.
I'm in a different memory now.
Şimdi farklı bir anıdayım.
I was working from memory.
Hatırladıklarımla çalışıyordum.
- Especially the duck, from memory.
- Hatırladığım kadarıyla ördek çok iyiydi.
This is my flaws, the memory is too good.
Hafızam da benim kusurum işte. Her şeyi çok iyi hatırlarım.
The one I saw in Captain Mulaney's memory?
Hani Kaptan Mulaney'nin hatırasında görmüştüm?
I have memory jumped to a grassy area outside an office building.
Ofis binasının dışında yeşillik bir yere geldim.
It's a drug used to reduce memory loss.
Hafıza kaybını azaltmak için kullanılan bir ilaç.
Here's the barrier I mapped in Sandy's memory.
Sandy'nin hatırasındaki bariyer işte bu.
Turner's memory is a mess.
Turner'ın hatırası tam bir karmaşa.
The one I saw in Captain Mulaney's memory?
Kaptan Mulaney'in hatırasında gördüğüm.
He's here in Jamie's memory too.
O Jamie'nin de hatırasında.
Okay, Kirsten, I'm moving you to a memory hotspot.
Tamam, Kirsten, olay anına geliyorum.
She's in the death memory.
Ölüm anında.
Kirsten, you're getting closer to the memory of Jamie's death.
Kirsten, Jamie'nin öldüğü ana yaklaşıyorsun.
She's in an earlier memory.
Önceki bir hatırada.
He said that Jamie wandered into the store eight months ago with virtually no memory just repeating his name.
Dedi ki Jamie 8 ay önce dükkana gelmiş hiçbir hatırası olmadan sadece adını tekrarlıyormuş.
I need to go further back in Jamie's memory.
Jamie'nin hatırasında daha geriye gitmeliyim.
He's at the underwater death memory moment.
Suyun altında öldüğü andayız.
I heard music in Benning's memory when he was programming the code.
Benning'in hatırasında kodu programlarken bir müzik duymuştum.
You're still holding on to the memory of her... holding on to her dead little hand.
Halen onun hatırasına, onun cansız küçücük eline tutunarak yaşıyorsun.
A memory.
Bir anı sadece.
A memory of what?
Neyin anısı?
It's like a memory of tomorrow.
Yarının bir anısı gibi.
Olivia and Railly : Like a memory of tomorrow.
Geleceğin bir anısıymış gibi.
A memory of tomorrow.
Yarına ait bir anı olarak kaldı.
Okay, I've got Coco's death memory mapped.
Tamam, Coco'nun ölüm anısını haritalandırdım. Tamam. Kirsten, seni ölüm anına götürebiliriz.
From memory, and forgive me, Ma'am, it's a while since I read Bagehot, but in circumstances such as these, is it not also your duty to act?
Hatırladığım kadarıyla, Bagehot'ı okuyalı uzun zaman olduğu için mazur görün bunun gibi durumlarda müdahale etmeniz gerekmiyor mu?
From memory, your Aureole is something of a sensitive soul.
Hatırladığım kadarıyla Aureole hassas bir ruha sahip.
That's muscle memory.
Refleks olmuş.
You know, I think all that rum may have clouded your memory.
Bence içtiğin romlar hafızanı silmiş galiba.
Galavant and I only had a single kiss, but soon I'll be holding onto him, and not just in memory.
Galavant ile sadece bir kere öpüşebildik. Ama yakında ona kavuşacağım ve sadece anılardan ibaret kalmayacak.
You will have the memory of this taste forever.
Hayatınız boyunca bu yemeği hatırlayacaksınız.
You have a good memory.
Hafızan kuvvetliymiş.
You should... erase this from your memory, too.
Sen de bu anı silmelisin.
If... you are reading this will, I, the cowardly one, will... remain as a painful memory until the end.
Eğer ki bu vasiyeti okuyorsan korkak herifin teki olan ben sonsuza kadar acı dolu bir hatıra olarak kalacak.
He's not just losing his memory, he's becoming delusional.
Sadece hafızasını kaybetmiyor, üstüne hayal de görüyor.
Well, then, people have a pretty short memory.
O zaman insanlar balık hafızalı
We have the chart here to refresh your memory.
Hafızanızı tazelemek için bir çizelge yaptık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]