English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mendoza

Mendoza translate Turkish

481 parallel translation
The tropical season is just starting, and Mendoza, he's our inside man... he says that the hotel will be full up in another week.
Tatil sezonu yeni başladı. Ve Mendoza, içerideki adamımız... Dediğine göre, otel bir hafta içinde tamamen dolacakmış.
- When do I see Mendoza?
- Mendoza'yı ne zaman görürüm?
Louis Mendoza told me.
Louis Mendoza söyledi.
So you see, Mr. Earle, Mendoza's the one for you to worry about, not me.
Gördüğünüz gibi Bay Earle, endişelenmeniz gereken kişi Mendoza, ben değilim.
Come on, Mendoza.
Haydi Mendoza.
Oh, Roy, this here's Louis Mendoza.
Roy, bu Louis Mendoza.
Come on, Mendoza, let's finish out this hand.
Haydi Mendoza, şu eli bitirelim artık.
Mendoza brought us a present.
Mendoza bize bir hediye getirdi.
We don't want no slip-ups, Mendoza.
Hata istemiyoruz Mendoza.
We'll be back in plenty of time in case Mendoza calls, if he ever calls.
Mendoza ararsa diye söylüyorum, işimiz biraz uzun sürebilir.
It's from Mendoza.
Mendoza'dan.
I don't see why Mendoza can't open those boxes.
Anlamıyorum, neden Mendoza kasaları bizim için açmıyor?
If they don't, Mendoza will.
Onlar konuşmasa, Mendoza konuşur.
Mendoza broke his collarbone.
Mendoza'nın köprücük kemiği kırılmış.
- Mendoza.
- Mendoza.
- Get Judge Mendoza on the phone.
- Yargıç Mendoza'yı bağla.
Hello, Mendoza.
Alo, Mendoza.
Pepito, the pride of Mendoza, was setting a furious pace... and Fuego, Gordito and Pingo, you never have seen such a race.
Mendoza'nın gururu Pepito öfkeli adımlarla yürüyordu. Hiç böyle bir yarış görmemişsinizdir.
Mendoza'll be there, won't he? Uh-huh.
Mendoza da orada olacak, değil mi?
You want Mendoza!
Sen Mendoza'yı istiyorsun.
I want Mendoza more than I want you, and you're going to help me get him.
Mendoza'yı senden daha çok istiyorum. Ve sen de onu yakalamama yardım edeceksin.
Do you think Mendoza would let me fry him? You don't know him!
Mendoza'nın onu ele vermeme izin vereceğini mi sanıyorsun?
Mendoza. Call him off.
Mendoza, adamlarını geri çek.
Got Mendoza locked in a cell, an air-tight indictment for murder, and an eye-witness to the crime.
- Mendoza'yı bir hücreye tıktım. Sapasağlam bir cinayet iddianamesi ve suçun görgü tanığı var.
Every day Mendoza is free, people are getting murdered.
Mendoza'nın serbest kaldığı her gün birileri öldürülüyor.
I pledged my word to the people that Mendoza was as good as convicted.
Halka Mendoza'nın er ya da geç hüküm giyeceğine söz verdim.
What do we do about Mendoza?
Mendoza'yla ilgili ne yapacağız?
Mendoza's lawyers will go to court tomorrow morning, ask for dismissal, and get it. Like that.
Mendoza'nın avukatları yarın mahkemeye çıkacak ve davanın düşürülmesini talep edecekler.
In 7 more hours, Mendoza walks out of that court room a free man.
Yedi saat sonra Mendoza o mahkemeden özgür bir adam olarak çıkacak.
I take orders from a guy by the name of Albert Mendoza. @
Albert Mendoza diye bir adamdan emir alıyorum.
That's the one mistake Mendoza ever made.
- Mendoza'nın yaptığı en büyük hataydı o.
Mendoza and me are very close.
Mendoza'yla çok yakınız.
This guy Mendoza was chiseling in on my boss.
Bu Mendoza denen adam da patronuma kazık atmak istiyordu.
Here's the message, Mendoza. Stay out of this neighborhood.
Mesaj şöyle Mendoza, bu mahalleden uzak dur.
I'm even smarter than Mendoza.
Hatta ben Mendoza'dan bile zekiyim.
Mendoza has robbed it and murdered its citizens.
Mendoza da bu ülkeyi soydu ve vatandaşlarını öldürdü.
Maybe not in a courtroom, but they'll be talking to you, Mendoza... tonight, when you're trying to sleep.
Belki mahkeme salonunda değil,.. ... ama seninle konuşacaklar Mendoza. Geceleri uyumaya çalışırken konuşacaklar.
Faces of the dead, Mendoza.
Ölülerin yüzü Mendoza.
Look at her, Mendoza!
Bak ona Mendoza!
It's Mendoza's lawyer.
Mendoza'nın avukatı.
We can put Mendoza in the chair.
Mendoza'yı sandalyeye oturtacak bir görgü tanığım var.
I want to see that smile fade on Mendoza's face when he looks into those big blue eyes again.
Mendoza'nın yüzündeki o gülücüğün tekrar bu kocaman mavi gözlere bakınca nasıl solduğunu görmek istiyorum.
- All right, Mendoza.
- Pekala Mendoza.
This is Paco Mendoza.
Bu Paco Mendoza.
... Senor Harris Senor Mendoza.
... Senyor Harris Senyor Mendoza.
- Mendoza, what's this about?
- Mendoza, bu da ne?
Mendoza's taking over.
Mendoza devralıyor.
It's Mendoza.
Yalan söylüyorsun!
He's busting loose.
Mendoza o!
Mendoza had quite an idea.
Mendoza'nın bayağı sağlam bir fikri varmış.
And Mendoza saw them, too.
Bıçak hâlâ elindeydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]