Mercer translate Turkish
779 parallel translation
My father had a little store... close to the cotton gin outside of town.
Babam, şehir dışında, Albay Mercer'in çırçır fabrikasının yakınında bir dükkân işletirdi.
This is Sean Mercer.
Ben Sean Mercer.
- Which one is Sean Mercer?
- Hanginiz Sean Mercer?
I'm Sean Mercer, but...
Sean Mercer de...
Johnny Mercer?
Ya Johnny Mercer?
Those cells are still living, Dr. Mercer, off one another.
Bu hücreler hâlâ yaşıyor ve birbirinden ayrılıyor.
And the dedicated Dr. Mercer goes on... with his plodding, unimaginative approach.
Hâlâ Dr.Mercer'in işe yaramaz, yaratıcılıktan yoksun yöntemleri ile devam ediyoruz.
What's going to happen, Dr. Mercer?
Ne olacak Doktor Mercer?
He lets Mr. Mercer here call himself president.
Bay Mercer de onun izniyle kendine başkan dedirtiyor.
How about you, Mercer?
Ya sen Mercer?
By the way, thought you'd like to know I got Wat the Mercer to run me up a few cloth bags.
Bu arada, bilmek istersin. Kumaşçı Wat'a birkaç tane bez çuval yaptırıyorum.
Jenny Mercer speaking.
Ben, Jenny Mercer.
Thanks, Mr Mercer.
Tesekkürler, Bay Mercer.
Alan Mercer.
yani Allan Mercer
Do you know Alan Mercer?
- Allan Mercer'ı tanıyor musun?
Alan Mercer?
Allan Mercer?
Mercer sent my money?
Mercer paramı gönderdi mi?
Mercer says it was overdone.
Mercer bunun aşırı olduğunu söylüyor.
Is Mercer joking, or what?
Mercer şaka yapıyor herhalde?
Mercer sent me.
Beni Mercer gönderdi.
Bobby Mercer's at the plate.
Bobby Mercer kale işaretindeydi.
Let's cruise down Mercer Street.
Mercer Caddesi'ne bakalım.
We're between Greene and Mercer on Prince.
Green ve Mercer arasındayız, Prince'te.
Senator John Fitzgerald Kennedy of Massachusetts wins one of the narrowest election victories in American history over Vice President Richard Nixon by a little more than 100,000 votes.
"Mercer, yeşil kamyonetin direksiyonunda gördüğü adamı... " hiçbir fotoğraftan tanıyamamıştır. " Bu doğru değil. Onu tanıdım, onlara da söyledim.
Every degree of mind and spirit that I possess will be devoted to the cause of freedom around the world. Today, the proudest boast is :
Bayan Mercer, eski bir FBl memuru olarak... bunu kabul etmem çok zor.
Like you were looking at a picture.
Mercer'ı ifade vermeye çağıralım.
" Mercer couldn't identify any photograph as being the man she observed...
Quigley görüşme notlarını yok etmişti. Şu olasılığı ortaya atabiliriz :
Mrs. Mercer, as a former FBI man it's difficult to accept this.
Kortej programını bozmamış. Warren Raporunda bunun lafı geçmiyor. " Teksas, Dallas'a programlanan gezisinde, bir grup militan Başkan Kennedy'ye...
Now, Dan... I'd like you to meet your secretary Nancy Mercer.
şimdi, Dan... seni sekreterin Nancy Mercer ile tanıştırmak istiyorum.
This is Mercer, right?
Bu Mercer, değil mi?
I got to get all the way back to Mercer.
Mercer'a bir şekilde gitmem gerekiyor.
He graduated from Princeton, has a house on Mercer Island and a sailboat.
Princeton mezunu Mercer Adasında evi ve 12 metrelik bir teknesi var.
The first stop is the Silas Paine Institute then I'm going on to 112 Mercer.
Önce Silas Paine Enstitüsü, sonra da 112 Mercer. - Adresiniz?
Is that your address?
- 112 Mercer.
112 Mercer.
İki dakika!
Stuff came in from Mercer.
Tıbbi bilgiler Mercer'dan geldi.
- An Alan Mercer called for you.
- Alan Mercer sizin için aradı.
Alan Mercer, new neighbour.
Alan Mercer, yeni komşu.
Built by General Hugh Mercer in 1860, but he never lived in this house.
General Mercer 1860'da yaptırdı ama hiç oturmadı.
His great-grandson was Johnny Mercer.
Torunu Johnny Mercer'di.
Welcome to Mercer House, Mr. Kelso.
Mercer konağına hoş geldiniz.
Welcome to Mercer House.
Mercer konağına hoş geldiniz.
Frank are you absolutely sure that you bagged Billy Hanson's hands at Mercer House?
Frank emin misiniz Billy'nin ellerini evde torbaladığınızdan?
He did not live at Mercer House, as has been stated.
Dendiği gibi Mercer Konağında yaşamıyordu.
I know you conceived that campaign.
Bu kampanyayı senin tasarladığını biliyorum. Aslında, ikimiz için bir görüşme ayarlayacağım, böylece ikimiz de konuşabiliriz. Bırak, Mercer ile konuşayım.
So here's the deal.
Pekâlâ, şöyle diyelim. Mercer?
Hi, Mr. Mercer.
Merhaba Bay Mercer.
Well, Mercer told me to tell you, "Welcome to the team."
Mercer sana, "Takıma hoşgeldin." dememi istedi.
What? Kate, you are a director of creative affairs at Mercer Advertising.
Kate, artık Mercer Reklam Ajansı'nın tasarım yöneticisisin.
Oh, by the way, there's a reception for the Gulden's people tomorrow night, and Mercer asked me to ask you to be there.
Bu arada yarın gece, Gulden'dakiler için bir kokteyl var Mercer'da orada olmanı istedi.
In fact, I'll get us a meeting where the both of us could talk to him. Let me talk to Mercer. Kate, I'm going to talk to him.
Kate, onunla konuşacağım.