English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mesmerizing

Mesmerizing translate Turkish

120 parallel translation
I found it mesmerizing.
Bunu büyüleyici bulurdum.
The woman is absolutely mesmerizing.
İnanılmaz biri.
It's mesmerizing.
Büyüleyici.
Mesmerizing.
Büyüleyici.
Say anything, if it's compelling and mesmerizing.
Birşeyler söyle, gizemli ve şaşırtıcı olsun.
- Oh, it was mesmerizing.
Büyleyici.
- You were mesmerizing.
- Sen büyülüyordun.
The violent forces beneath Have deeply altered the face of africa here, But they have also shaped a land of mesmerizing beauty.
Derinliklerdeki şiddetli güçler burada Afrika'nın çehresini kökünden değiştirmiş ama bir o kadar da büyüleyici güzellikte bir dünya ortaya çıkarmışlar.
Mesmerizing blue china, in my hands, feels as soft as your skin.
Büyülüyor mavi çini... Ellerimde, tenin kadar yumuşak!
Mesmerizing blue china...
Büyülüyor mavi çini...
"Mesmerizing blue china..."
Büyülüyor mavi çini...
And I get up there and I weave this web of bullshit so profoundly mesmerizing,
Oraya çıkıp bütün süslü lafları sıraladım süt dökmüş kediye döndüler,
It is mesmerizing the way your face illuminates
Yüzünüzün aydınlanış şekli çok büyüleyici.
This is mesmerizing.
Bu şey büyüleyici.
Except, I'd describe you as ravishing... mesmerizing...
Seni çarpıcı... büyüleyici olarak tarif etmek haricinde...
And that thief-he was just mesmerizing.
Ve şu hırsız büyüleyiciydi.
They were mesmerizing.
Büyüleyici bir görüntüydü.
Waved albatrosses may live for up to 50 years and pair for life, they rebond with the mesmerizing courtship dance
Dalgalı albatroslar 50 yaşına kadar yaşayabilir ve ömür boyu çiftleşirler büyüleyici kur yapma danslarıyla yeniden birleşirler.
I think it, it's mesmerizing.
Bence bu hipnotize edici.
The attendant one-dimensional wave equation has mesmerizing harmonic properties.
Büyüleyici armonik özelliklere eşlik eden, bir-boyutlu dalga denklemi.
But such lofty scientific goals are far from the minds of average residents of Earth, who occasionally peer up at the glowing mesmerizing lunar disk in the night sky.
Ama böyle yüksek bilimsel amaçlar dünya genelinin pek ilgisini çekmiyor... Ama gece ışıldayan gökyüzüne bakıp ayın büyüleyiciğine odaklanmalıyız...
Uranus is a mesmerizing Blue marble.
Büyüleyici mavi mermerimsi Uranus bulunur.
Mesmerizing.
Adamı hipnotize ediyor.
I don't know, it's... It's mesmerizing.
Bilmiyorum, bu hipnotize edici.
'Last night, the moon was pale and mesmerizing
Dün gece ay solgun ve büyüleyiciydi.
But if I did, my sadness and anxiety would be mesmerizing right now.
Eğer bunu yapsaydım, üzüntüm ve kaygılarım sizi oldukça etkilerdi.
O beautiful girl with mesmerizing eyes sit besides me
Ooo güzel kız bana büyüleyici gözlerle bakan
O beautiful girl with mesmerizing eyes
Oo ahu gözlü güzel kız
O beautiful girl with mesmerizing eyes sit besides me
Oo ahu gözlü güzel kız Benden ayrı oturan
Take it away with mesmerizing eyes
Bırak onu ahu gözlerinle bırak gitsin
O beautiful girl with mesmerizing eyes sit besides me
Ooo ahu gözlü güzel kız Benden uzak oturan
O beautiful girl with mesmerizing eyes
Ooo Ohu gözlü güzel kız
Her speech is mesmerizing.
Onun konuşması manyetize.
Its beauty mesmerizing.
Güzelliği büyüleyicidir.
A tight-fitting, brilliantly black school-uniform, the aroma of raw milk, mesmerizing eyes, pupils of jet, and eyebrows of pure asphalt.
Üzerine sıkıca oturan parlak siyah bir üniforması ve çiğ süt renginde büyüleyici gözleri vardı. Göz bebekleri adeta dışarıya fırlamış ve kaşları keman gibiydi.
The Sun in all its mesmerizing splendor
Bütün o büyüleyici görkemiyle, Güneş.
I thought you were mesmerizing.
Büyüleyici görünüyorsun.
I think they had me as a Rasputin figure mesmerizing the Palmers, stealing their money altering the photos of Alice.
Beni bir Rasputin figürü gibi görüp Palmer ailesini hipnotize edip, paralarını çalıyorum Alice'in fotoğraflarını çalıyorum gibi görüyorlardı.
Okay, Mr. Slick over there is doing more than just mesmerizing women with his supreme, manly intelligence.
Tamam, orda ki Mr. Slick kadınları büyüleyen erkeksi, süper zekası ile çok daha fazlasını yapıyor.
Mesmerizing. To see what you have seen before it has happened.
Daha gerçekleşmeden, gördüğün şeyleri görmek ne muhteşem bir şey!
They say she's mesmerizing.
Onun büyüleyici olduğunu yazmışlar.
When she sang, it was mesmerizing.
Şarkı söylediğinde, büyülerdi.
So it was something very horrendous, very horrible, mesmerizing, frightening.
Yani Medusa, çok korkunç, çok iğrenç ve büyüleyici bir şeydi.
"mesmerizing." "hilarious."
"Büyüleyici, muhteşem."
The mesmerizing detail...
Büyüleyici ayrıntılar...
Mesmerizing!
Büyüleyici!
"You've got a different kind of mesmerizing effect."
Farklı ve büyüleyici bir etkin var.
His ratio of girth to hip flexibility Is mesmerizing.
O cüsse ile o tekmeyi atması sanki büyüleyici.
You're oddly mesmerizing.
Tuhaf konsantre oluyorsun.
Our galactic neighborhood is home to seven of the most mesmerizing, violent, and otherworldly phenomena in the universe :
İçinde bulunduğumuz galaktik çevre evrendeki en büyüleyici, zor şartların hüküm sürdüğü, bambaşka bir durum sergileyen yedi gezegene evsahipliği yapıyor :
Your mesmerizing beauty..
Bedenin Garam Masala...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]