English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mince

Mince translate Turkish

225 parallel translation
We won't mince words.
Lafı gevelemeyelim.
I never been one to mince words, but I wouldn't dirty my mouth naming her.
Sözümü hiç sakınmadım ama onun adıyla ağzımı kirletmem.
- I'm not gonna mince words- - If you continue in this manner, I shall be forced to place you under arrest.
Bu şekilde devam ederseniz sizi tutuklatmak zorunda kalacağım.
You don't mince words.
Lafı ağzınızda gevelemiyorsunuz.
I won't mince words.
Açık açık söylüyorum!
You still go for the mince pie?
Hâlâ üzümlü tart seviyor musun?
I don't want to mince words with you.
Laf ebeliğine gerek yok.
You get mince.
Kıyma al.
They all arrived feeling, and let's not mince words, rather humiliated, because the ruling French government, Vichy, had signed the armistice and abandoned England.
Çok... Çok sıra dışı bir ordu olduğu yadsınamaz bir gerçekti. Mevcut durumdan dolayı sayıca çok kısıtlıydı.
MR. PUDEY... I'M NOT GOING TO MINCE WORDS WITH YOU.
Bay Pudey lafı dolandırmayacağım.
Harry, I won't mince words.
Harry lafı dolandırmayacağım.
The maid is just mince in that jolly color, Sergeant.
Hizmetçi, o neşeli kıyafetin içinde, önemsiz gözüküyor, çavuş.
- You certainly don't mince words.
- Sözünüzü esirgemiyorsunuz.
His face looked like mince meat.
Suratı tamamen dağılmıştı. Yazık, hoş birisiydi.
I'll tell you one thing. We don't mince phraseologies at Boston Trade and Industrial.
Sana diyeceğim tek şey, Boston yüksek okulunda edebiyat parçalamadığımızdır.
Mince pie for me, please.
Deneme. - Bana kıymalı börek.
How should I put it? Well, let's not mince words. I was gonna take a crap.
Bunu nasıl anlatmalıyım, özür dilerim, ben buraya çöp almak için gelmiştim.
I'm gonna mince you!
Seni parçalarım!
One woman ordered pork and veal mince and I thought :
Kadının biri domuz etiyle dana kıyma aldı. Ben de düşündüm ki :
I won't mince words
Laf kalabalığı yapmayacağım.
You shouldn't mince words.
Kelimelerin canına okuyorsun.
He put bloody mince in it.
O, içine lanet kıyma koymak.
"If we don't reach, they will make mince meat of our friends."
Hemen oraya gitmezsek, arkadaşlarımızı parçalayacaklar.
Don't mince words, Bones.
- Lafı gevelemeyi bırak, Bones.
We just came up with a mince pie under each arm.
Sana iyi bir haberim var.
Mince pies.
Üzümlü ve elmalı tart.
- Have you ever had a mince pie?
- Hiç kıymalı poğaça yedin mi?
Gentlemen, I've never been one to mince words, and I have no intention of starting now.
Baylar, ben hiç lafı dolandırarak konuşmam ve buna şimdi başlamaya da niyetim yok.
As I told you, I don't mince words.
Söylediğim gibi, lafı dolandırmam.
Doesn't mince words, does she?
Sözünü hiç esirgemiyor, değil mi?
- Mince pies.
- Kıymalı börek.
Leaving a mince pie and a glass of wine out for Father Christmas and then scoffing it because I was a princess and could do what I bloody well liked.
Noel Baba için, bir börek ve bir kadeh şarap ayırıp sonra da alay ederdim zira, bir prensestim ve canım ne isterse yapabilirdim.
I'm hoping that this is alla merry Christmas jape, and you're going to go "Yo ho ho" and give me a mince pie.
Her şeyin bir Noel şakası olduğunu, ve bir anda, "Yo ho ho!" diyerek, bana bir börek vereceğinizi umuyorum.
Now that we have the real thing, you mince.
İşte elimize gerçek bir parça düştü.
Captain, there's no need to mince words.
Hafif kelimeler seçmeye gerek yok.
Oh yes, I couldn't bring the car back. Thapar made mince meat of me.
Ha evet, arabayı geri getiremedim çünkü Thapar beni azarladı.
Mince the pig!
Domuzu kıyma yapalım!
Now, I'll mince her whole family and throw them into the sea!
simdi, bütün aileyi kiyma edecegiz ve denize atmaliyiz onlari!
The Shami Kebab is a sort of a mince and onion rissole.
"Shramby Kebabı" da kıyma ve soğan karışımından oluşan bir ezme türü.
I won't mince words, Mitchell.
Lafı fazla uzatmayacağım Mitchell.
I've got everything for the mince pies, so I'm all right for that. All right?
Tart yapmaya hazırım, tamam mı?
They made mince meat out of their opponents.
Rakiplerinden kıyma gibi doğramışlar.
Fellas, mince him
Çocuklar, doğrayın şunu
I won't mince fish today.
Bugün balık doğramayacağım.
I know, Iago, thy honesty and love doth mince this matter making it light to Cassio.
Ama Cassio, Iago, dürüstlüğün ve sevginden dolayı önemsizleştiriyor kurtarmak için Cassio'yu.
And Hector I'm sure will have the mince pie,
Eminim Hector da fıstıklı turta isteyecektir.
" Apple, pumpkin, mince and black bottom
Elma, kabak, meyveli ve çikolatalı tabanlı.
They mince rats in all meat plants.
Mezbahada fareler ezilir.
You got a breath on you like a hot mince pie!
Nefesin sıcak çörek gibi kokuyor.
He put mince in it.
O, içine kıyma koymak.
Mince pies?
Elmalı tart?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]