English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mind if i come in

Mind if i come in translate Turkish

215 parallel translation
Do you mind if I come in?
İçeri gelebilir miyim?
- Do you mind if I come in? - No, not at all.
- Sakıncası yoksa girebilir miyim?
Mind if I come in a little closer, Mr Carter?
Size eşlik etsem sorun olur mu Bay Carter?
Well, do you mind if I come in?
Girebilir miyim?
Mind if I come in, honey?
İçeri girmemin sakıncası var mı, sevgilim?
Mind if I come in?
İçeri gelebilir miyim?
Mind if I come in?
Sakıncası yoksa gelebilir miyim?
- Mind if I come in? - Of course not.
- İçeri girmemin sakıncası var mı?
DO YOU MIND IF I COME IN FOR A MOM ENT?
- Hayır, lütfen buyurun. Aradan yıllar geçti, Bayan Foley.
Do you mind if I come in for a minute?
Bir dakika girebilir miyim acaba?
- Mind if I come in?
- İçeri gelebilir miyim?
Do you mind if I come in?
İçeri girmemin sakıncası var mı?
Do you mind if I come in for a minute?
İçeriye girmemde sakınca var mı?
Do you mind if I come in?
Evet, çok, çok memnun kaldık.
Mind if I come in?
İçeri girebilir miyim?
Do you mind if I come in for a minute?
Bir dakikalığına gelebilir miyim?
- Mind if I come in? - Sure.
- İçeri gelmemin sakıncası var mı?
- Mind if I come in?
- İçeri girebilir miyim?
Mind if I come in?
Sakıncası yoksa girebilir miyim?
mind if i come in?
- İçeri gelmemin bir sakıncası var mı?
Mind if I come in and talk to you about it?
Aslında ben seninle onun hakkında konuşmaya geldim.
- Mind if I come in?
İçeri girebilir miyim?
Mind if I come in?
Girebilir miyim?
Mind if I come in?
İçeri girmemin mahsuru var mı?
Hello. Hey, man. Do you mind if I come in?
- İçeri gelebilir miyim?
Mind if I come in and wait for him?
Gelip beklesem olur mu?
In that case, do you mind if I come in?
Peki, ben oraya gelebilir miyim?
You won't mind if I come in and look around, then?
İçeri girip bir bakmama itiraz etmezsin, değil mi?
You mind if I come in?
İçeri gelebilir miyim?
Mind if I come in, Mr Ripert?
İçeri gelmemin mahzuru var mı, Bay Ripert?
MIND IF I COME IN? NO.
Hayır hayır...
You mind if I come in?
Girebilir miyim?
Mind if I come in?
Gelebilir miyim?
So did you mind if I come in and just take a look around?
Acaba girip etrafa bakmamın sakıncası var mı?
Would you mind if I come in for a moment, please?
Biraz içeri gelmemin bir mahzuru var mı acaba?
You mind if I come in?
Girmemin sakıncası var mı?
I don't mind if I am just a grain of sand in a machine because I know by putting more and more grains of sand in a machine, one day it'll come grinding to a stop.
Makinedeki bir kum tanesi olmak umrumda değil. Çünkü biliyorum ki... makineye kum tanelerini doldurmaya devam edersen... o kum taneleri bir gün, makineyi gıcırdatarak durduracaktır.
Now if one of you was to stay aboard her, for, say, a count of 10 I might just keep that in mind come hiring'time.
On saniye onun sırtında kalabilen olursa işe adam alacağım zaman bunu göz önünde bulundururum.
Well, maybe I could change your mind if you'd let me come in for a minute.
Bir kaç dakikalığına içeri girmeme müsaade ederseniz belki fikrinizi değiştirebilirim.
If you ever have anything of a serious nature on your mind at all I want you to come in here and talk to me because that's why I have my office on this floor, to be close to my girls.
Ne zaman kafana takılan ciddi bir şey olursa buraya gelip benimle konuşmanı istiyorum çünkü ofisim bu yüzden bu katta, kızlarıma yakın olmak için.
'Cause if you don't, they get this revenge thing in their mind... and they come back lookin'for you. I grew up in Pecos.
Eğer öldürmezseniz, intikam ateşiyle doluyorlar ve sizi bulmak için geri dönüyorlar.
I know you're assigned to another area, Scully but you're welcome to come aboard with us on this. That is, if you don't mind working in an area that's a bit more down to earth.
- Başka bir alanda görevlisin biliyorum Scully,... ama eğer dünyaya daha yakın bir alanda bizimle çalışmayı sorun etmezsen bize katılabilirsin.
Knock, knock. Mind if I come in?
İçeri girebilir miyim?
I could eat a half-stunned wharf rat if you put some gravy on it! I'll bear that in mind come breakfast time.
Kahvaltı için bunu aklımda tutarım.
Well, I'd like to come and sit in on it, if you don't mind.
Mahzuru yoksa ben de katılmak isterim.
Come in. But, if you wouldn't mind waiting for a short while... I'm afraid I'm right in the middle of giving my performance of the attentive son.
Seni biraz bekletmeme aldırmazsın umarım,..... dikkatli bir oğul performansımın tam ortasındayım.
You mind if I come in?
İçeri girebilir miyim?
And if you'll have me I'll come back to you I was bewitched in body and mind
Kalbimle ve düşüncemle Savaştım. Eğer istersen Sana dönebilirim. Vücudum ve aklım büyülenmişti.
So you don't mind if we just come in, just to... I guess you'll have to take my word for it.
O zaman içeri girmemizden rahatsız olmazsın değil mi... Sanırım bunun için cesedimi çiğnemeniz lazım.
I don't mind if you don't come back covered in glory.
Geriye zaferle dönmen benim için önemli değil.
If I didn't ever see you before... and I don't think I did, then I don't think you should be here... in this hallucination... because in my experience, the mind, which is where hallucinations come from... shouldn't be able to make up anything that wasn't there to start with... that didn't enter it from experience from the real world.
Seni daha önce hiç görmediysem ki gördüğümü sanmıyorum, o zaman burada olmaman gerekirdi bence bu halüsinasyonun içinde... .. çünkü tecrübelerime bağlı olan, halüsinasyonların doğduğu akıl başta var olmayan bir şeyi uyduramamalıydı gerçek dünyadaki tecrübelerden kaynaklanmayan bir şeyi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]