English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Minding my own business

Minding my own business translate Turkish

187 parallel translation
I'm minding my own business, you mind yours.
Ben kendi işime bakayım, siz de kendinizinkine.
Just minding my own business.
Sadece işime bakıyordum.
You see, I'm a genius at everything but minding my own business.
Bakın, ben bazen başkalarının işine fazla karışırım.
I was going down the street, minding my own business, too... when who do you think just happened by, purely by accident, of course... and pulled up alongside of the curb?
Sokakta dalgın bir şekilde yürürken... biri gelip tamamen yanlışlıkla bana çarptı ve yalpaladım. O da beni tutup kaldırıma çekti. Kimdi bu dersiniz?
- Minding my own business.
- Kendi işime bakmak.
I was minding my own business when Tommy trips me.
Yürüyordum, Tommy geldi çelme taktı.
- I was minding my own business.
- Ben kendi işimle düşünüyordum.
Just 36 hours ago I was down there, crossing that lobby on my way to work, minding my own business, looking forward to my first vacation in years.
Üzerinden daha 36 saat geçmedi, aşağıdaydım lobiden geçerek işime gidiyordum, kafamda başka bir şey yoktu. ... yıllardır ilk defa tatile çıkacağım için sabırsızlanıyordum.
I suppose I reminded me for minding my own business, but you can't quit alone, or be yourself.
Biliyorum bunu söylemek bana düşmez ama böyle kendi içine kapanarak bu işin içinden çıkamazsın.
I come in here minding my own business.
Ben buraya kendi işimle ilgilenmeye geldim.
I'm minding my own business.
Kendi işime bakıyordum.
- Well, I was settin'there, minding my own business...
- Orada oturmuş kendi işime bakıyordum...
Honest, I was just minding my own business. "
Doğrusu, tam olarak yaptığım işi anlatıyordum.
I'm sitting here in my own house, minding my own business, playing my own piano.
Kendi evimde oturmuş, kendi halimde kendi piyanomu çalıyorum.
I'll be minding my own business... there she'll be, standing there... just looking at me.
Ben kendi işime bakarken bir bakıyorum orada durmuş bana bakıyor.
That's minding my own business.
O da kendi işime bakmaktır.
Piss off! I was fine minding my own business.
Benim derdim bana yetiyor.
As long as I was minding my own business in my own racket, it was fine.
Evet, sen. Sadece kendi işimle ilgilenip, kendi yöntemlerimi kullanırken, her şey yolundaydı.
Just minding my own business, a man walks up and starts beatin'the- -
Burada kendi işime bakıyorum, adam gelip bana dayak atmaya- -
Minding my own business.
Bundan sana ne.
I was minding my own business when a soft feminine voice said there's something smouldering in the galley.
Kendi işime bakıyordum ki yumuşak bir kadın sesi bir şeyin alev aldığını söyledi.
Don't start a fight, I'm quiet minding my own business.
Kavga çıkarma, kendi işimi düşünüyorum.
I'm minding my own business.
Kendi işimle ilgileniyorum.
Look. There I am, minding my own business, getting along the best I could.
Bak, insanlarla geçinmeye çalışıp kendi işime bakıyordum.
Breeding, minding my own business.
Düşünüyor, kendi işime bakıyordum.
I was hopping along, minding my own business.
Geçinip gidiyordum, işimle ilgileniyordum.
I was sitting in a temple, minding my own business
Bir tapınakta oturuyor, Kendi işime bakıyordum
No. I was in the other room, minding my own business.
- Hayır, diğer odadaydım.
I was sitting in a comfortable bar, minding my own business.
Orada iyi bir barda oturuyordum ve düşünceye dalmıştım.
I'm minding my own business four cowboys come by and we decide to ride together.
Ben kendi başıma gidiyordum... Sonra dört kişi geldi ve birlikte yol almaya başladık.
- I was just minding my own business.
- Kendi işime bakıyordum.
- I'm minding my own business.
- Kendi işime bakıyorum.
I was minding my own business.
İşime bakıyordum.
I'm walking down the street minding my own business.
Caddede kendi halimde yürüyordum.
So there I was, minding my own business.
Neyse, öyle kendi kendime takılıyordum.
What happened, I was walking along the street, minding my own business, I looked out and I seen your son about to get hit by the car, so I dashed out to save him.
Ben sokakta yürüyordum, kendi işimle meşguldüm. Bir de baktım, oğlunuza araba çarpmak üzere hemen onu kurtarmak için atıIdım ve yere yıkmak zorunda kaldım.
I was down at the Kwik-E-Mart minding my own business when- - Ooh, ooh, ooh, the news!
Kwik-E-Mart'ta, kendi işimle uğraşırken, Ooh, ooh, ooh, haberler!
I was minding my own business, then those bikers started shooting.
Kendi işime kafayı takmıştım, birden, şu motosikletliler ateşe başladı.
Here I am, driving along, minding my own business... when opportunity knocks.
Yani arabamı kullanıyorken, kafam işlerimle meşgulken... birden fırsat kapıyı çalıyor.
Mahler, I'm minding my own business.
Mahler, ben kendi işime bakıyorum.
- Minding my own business.
İşimi yapıyorum.
So I am walking along minding my own business, when all of a sudden this thing comes flying out of nowhere and clonks me right on the head.
Yürüyordum kendi işime bakıyordum, birdenbire bu şey bana doğru geldi ve kafama çarptı.
I was minding my own business when that filthy mutant bumped into me.
O pis mutant bana satastiginda kendi halimde yürüyordum.
I " m sitting here in my own house, minding my own business, playing my own piano.
Kendi evimde oturmuş, kendi hâlimde kendi piyanomu çalıyorum.
I am minding my own business.
Kendi işime bakıyorum zaten.
I was driving along, minding my own business, when this crazy genius... he zaps me into this big black hole.
Tek başıma gidiyordum, kendi işimi yapıyordum, bu çılgın dahi beni o koca kara deliğe soktuğu sırada.
And then... I'm standing there... just minding my own business and Hades comes along in that stupid chariot of his.
Ve sonra orada durmuş kendi işime bakıyordum ve Hades o aptal savaş arabasıyla geldi çıldırmış gibi sürüyordu neredeyse üzerimden geçecekti.
I was minding my own business...
Ben şehir dışında inanılmaz bir yerde yaşıyor ve işimle..... ilgileniyorum.
Just minding'my own business when the new sheriff rides into town.
Yeni şerif kasabaya geldiğinde sadece kendi işime bakıyordum.
My friend and I, Mr. Nuff, we were just minding our own business when we were assaulted by these hoodlums!
Ben ve arkadaşım bay Nuff, kendi işimizi yürütürken serseriler tarafından saldırıya uğradık!
I am sorry about the other night, but if memory serves, me and my cheek were minding our own business.
Geçen gece için özür dilerim, ama, hafızam beni yanıltmıyorsa ben ve yanağım kendi işimize bakıyorduk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]