English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Miscarriage

Miscarriage translate Turkish

513 parallel translation
That was a miscarriage ofjustice.'
Bir adli hata yüzünden.
And just to make sure that there won't be no miscarriage of justice... as chief magistrate... I'm gonna try this case myself.
Adaletin yerini bulabilmesine emin olmak için belediye başkan ve yargıcı olarak bu davayı bizzat ben üstleniyorum.
- Or a miscarriage of justice.
- Ya da adaletin çarpıtılması.
I suppose you fellas are going to say it was a miscarriage of justice!
Sanırım siz beyler adli bir hata olduğunu söyleyeceksiniz!
This protection now enables you to become... parties to an outrageous and shameful miscarriage of justice.
Bu korumayla ikiniz adaletin yerini bulmasını çok çirkin, utanç verici şekilde engellemiş oluyorsunuz.
I am authorized by the state's attorney's office to state categorically... that in the opinion of our office, the facts set forth in Wiecek's behalf... do not indicate that he was a victim of a miscarriage of justice.
Savcılık tarafından kesin olarak şunu ifade etme yetkisine sahibim : savcılığımızın görüşüne göre Wiecek'in lehine ileri sürülen olgular onun adaletin yanılgısının bir kurbanı olduğunu göstermemektedir.
A miscarriage.
Çocuk düşürdü.
This is a miscarriage of justice. I'm sure that it is.
Bu büyük bir yanlışlık.Buna eminim.
She's had a miscarriage.
Düşük yaptı.
Mary... unofficially, this was a miscarriage.
Mary. Gayri resmi olarak, bu bir düşüktü.
I assisted her in a miscarriage.
Ona çocuğunu düşürttüm.
A miscarriage of Lucas Cross'baby.
Lucas Cross'un bebeğini.
It's a miscarriage of justice.
- Adalet de bazen yanılabilir. - Hayır!
- Have you had a miscarriage before?
- Daha önce düşük yaptınız mı?
If the fetus is stillborn, or if there is a miscarriage,
Eğer bebek ölü doğarsa, veya düşük yaparsa
She has nothing to do with the inheritance unless she has a miscarriage or a stillbirth.
Bir ölüm veya düşük riski olmadığı sürece Bayan Miyagawa paraya sahip olamayacak.
- This is a dreadful miscarriage.
- İşte bu fena oldu.
When you've experienced miscarriage you wonder if... your child's generation would be affected and are left confused.
Düşük yaptığın zaman merak ediyorsun, çocuğunun nesli de etkilenip, perişan mı olacak.
If you don't want a miscarriage of justice, be a good boy and do as I say.
Eğer bir hataya kurban gitmek istemiyorsan, uslu durmanı ve dediklerimi yapmanı tavsiye ederim.
She's had a miscarriage. But they still want to marry.
Kız düşük yaptı, ama hala evlenmek istiyorlar.
I wouldn't like that myself : a miscarriage and marriage.
Hem düşük yapmış biri, hem de evlenmiş biri olmak istemezdim.
You almost gave me a miscarriage, carrying me over here!
Beni taşırken az daha düşük yaptıracaktın. Sakin ol tatlım.
If Peter hadn't gone back and we'd have found her dead, we'd have had a miscarriage of justice.
Peter geri dönmeseydi Cleo'yu ölü bulacaktık ve bir adli hata yapmış olacaktık.
Kay had a miscarriage.
Kay düşük yaptı.
Then you'll forget about this miscarriage and we'll have another child.
O zaman bu düşüğü unutacaksın başka bir bebeğimiz olacak.
It wasn't a miscarriage.
Bebeği düşürmedim.
It's a miscarriage!
Kadın düşük yapıyor!
She could be having a miscarriage.
Düşük yapabilir.
Not even a little miscarriage.
Düşük yapmama bile sebep olamıyorsunuz.
Marriage-Miscarriage!
Evlilik, delilik! Evlilik, delilik!
Marriage-Miscarriage... yes, excellent!
Evlilik, delilik! Evet, evet, hepiniz çok iyiydiniz!
My pregnant daughter is trying to induce a miscarriage!
Hamile kızım bebeğini düşürmeye çalışıyor!
Bo-Bo's dead, and I've had a miscarriage.
Bo-Bo öldü ve ben çocuğumu düşürdüm.
Like a total miscarriage of justice!
Tam bir adalet ihlali gibi!
There is no precedent in the entire history of the Republic for such a miscarriage of justice.
Cumhuriyet tarihinin tümümde, adaletin böylesine başarısızlığının başka bir emsali yoktur.
A shock like that could give me a miscarriage.
Böyle bir şok düşük yapmama neden olabilir.
Miscarriage.
Düşük yaptı.
Severine's having a miscarriage!
Severine düşük yapıyor!
I read in the papers recently about this big miscarriage of justice somewhere.
Geçenlerde gazetede bir yerlerde olan bazı adaletsizlikleri okumuştum.
I had a miscarriage last night.
Dün akşam düşük yaptım.
I had a miscarriage.
Düşük yaptım.
I was lucky and didn't have a miscarriage.
Şanslıydım, bebeğimi düşürmedim.
When I was pregnant I nearly had a miscarriage and didn't even know it.
Ben hamile kaldığım zaman neredeyse düşük yapıyordum ve neler yapmam gerektiğini bilmiyordum.
I'm gonna fuck her ass, and so strongly that she will have a miscarriage.
O götü sikeceğim ve bu yüzden büyük ihtimalle düşük yapacak.
There has been a grave miscarriage of justice.
Adalet çok ciddi bir hata yapıyor.
The miscarriage prevented me from having more children.
Düşükten sonra bir daha bebek yapma şansımı kaybettim. Çok zor günler geçirdim.
Miscarriage-prone female reproductive system is merely an extension of the body's natural and necessary instincts to reject foreign matter.
Düşük yapmaya meyilli dişi üreme organı, sadece vücudun yabancı maddeyi reddeden doğal ve gerekli bir içgüdüsünden ibarettir.
It was a miscarriage of justice.
Adalet yanlış tecelli etti.
Robin had a miscarriage.
Robin düşük yaptı.
I had a very bad miscarriage last year.
Geçen sene çocuk düşürmüştüm.
The paternity suit came to be regarded as a major miscarriage of justice.
Adaletin yanlış bir uygulaması olarak kabul edildi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]