Misty translate Turkish
683 parallel translation
That is their fate. { Sadamerareta... } misty existence.
Kaderlerini belirler. Eğer birisi başkalarının düşüncelerini mümkün kılıyorsa dünyanın ötesine gitmek için, kendi varlığı da dalgalarla beraber sürüklenir.
Hideous footsteps creaking along the misty corridors of time, and in those corridors I see figures.
O korkunç adımlar bulanık zaman koridorlarında sendeleniyor, ve bu koridorlarda sayılar görüyorum.
"... jocund day stands tiptoe on the misty mountain tops. "
"... bahtiyar gün sisli dağın tepesinde parmak uçlarında duruyor. "
Misty weather.
Hava sisli.
What makes the elephant charge his tusk in the misty mist or the dusky dusk?
Fili zifiri karanlıkta hem de sisli havada saldırtan nedir?
- Very misty on the way and very chilly.
- Yol çok sisli ve çok soğuk.
That's the look I want... that young, wondering, misty look.
İstediğim yüz ifadesi o o genç, şaşkın, sisli ifade.
She must be misty.
Sisli olması gerekiyormuş.
" Out of a misty dream, our path emerges for a while... then closes within a dream.'"
" Buğulu bir rüyanın içinden, yolumuz bir süreliğine ortaya çıkar ve sonra bu rüyanın içinde tekrar kaybolur.'"
And grow misty-eyed
# Ve büyü buğulu gözlerle #
Misty still. The cat's been out all night.
Hava hala sisli.
Dating back to the misty past of the first Spanish explorers.... "
- İlk İspanyol kaşiflerin sisli geçmişine döndüğümüzde... "
It's getting a little misty.
Bu aralar fazla su tutuyor.
And the sky will get all misty-like and shed the prettiest tears you ever did see.
Gökyüzünün gözleri de sulanacak, görülmedik güzellikte göz yaşları dökecek.
This misty bit of ectoplasm... forming on the inside of your television screen... is one Alfred Hitchcock... coming to you from across that great barrier that divides the quick from the dead : the Atlantic Ocean.
Televizyon ekranınızın içinde belirginleşmeye başlayan bu bulanık dış plazma parçası Alfred Hitchcock'tur diriyi ölüden ayıran o büyük bariyerin yani Atlantik Okyanusu'nun ötesinden seslenmektedir.
Misty Day is sixth at Hialeah.
Misty Day Hialeah'da altıncı.
I think I got out of the car before he got out of the car, and we walked through the wet grass toward the great misty oaks as if as if somebody were calling for help there.
Sanırım o inmeden ben arabadan indim ve ıslak çimenlerin üstünden büyük sisli meşeliğe doğru yürüdük sanki sanki orada birisi yardım istiyordu.
Out of a misty dream our path emerges for a while then closes within a dream.
Puslu bir hayalden çıkıp bir an önümüzü görürüz sonra yine bir hayalin içinde yitip gider.
"In the misty mid region of Weir"
"Orta Weir topraklarına sis kondu"
Stands tiptoe on the misty mountain tops.
Güneş, bulutlu dorukların üzerinde, adeta parmak uçlarında duruyor.
Is it very misty today?
Bugün çok mu sis var?
But where? ... It is a little misty.
- Oraya mı, orası neresi peki?
Doesn't that make you misty?
Bu gözlerini doldurmuyor mu?
And jocund day stands tiptoe on the misty mountain tops.
Neşeli gün ise parmak uçlarının üzerinde, bekliyor dumanlı tepelerde.
His great love for the countryside, for German-style gardens, full of untamed memories of Greece, misty and sun-drenched, dear to Diotima.
Kırsal bölgeye, Alman tarzı bahçelere karşı ve de Yunanistan'a ait yabani hatıralarla doluydu,... sisli ve güneşli gök, Diotima'ya sevgiler.
And I think Nigel's in there with his bare hands, but they're not getting the results they might, but it is a little bit misty today - and they must be shooting from a range of at least a foot.
Nigel çıplak elleriyle deniyor ama sonuç yok. Biraz dumanlandı. En az 30 cm mesafeden ateş ediyorlar.
Play Misty for me.
- Benim için Misty'yi çalın.
Misty, huh?
Misty...
I see you got your little Misty chick calling you again.
Bakıyorum da senin Misty hastası fıstık yine aradı.
"Play Misty for me"?
Mesela "Benim için Misty'yi çal" de.
Weren't you gonna play Misty for me?
Benim için Misty'yi çalmayacak mıydın?
It's the great Erroll Garner classic, Misty.
Erroll Garner'ın ölümsüz klasiği, Misty.
Play Misty for me.
Benim için Misty'yi çal.
Now for Eastern England, Central Northern England and Northeast England. A foggy start in most places and a mostly dull misty day with rain and drizzle at times.
Doğu, Ortadoğu ve Kuzeydoğu İngiltere kesimlerine gelince çoğu bölgelerde sisli bir gün bekleniyor.
The painter himself follows his own path in a misty and shapeless world of dreams.
Ressam, kendi puslu yolunu ve hayallerin şekilsiz dünyasını takip eder.
All right, I wanna hear it some more for my Misty Mountain Boys!
Misty Mountain Boys'u biraz daha dinlemek istiyorum.
And she went all sort of... misty-like.
Sisli bir yerlere gidiyordu.
Misty moons ago... he strode this planet like a messiah... curing radiation sickness from man and bird... cleaning the planet of its filth.
Puslu aylar öncesinde... gökyüzünden bir Mesih gibi inerek... insan ve kuşların radyasyon hastalığına çare buldu... ve bu gezegeni temiz bir yer haline getirdi.
Far off in the East beyond the Misty Mountains and the dark forest of Mirkwood there you will find Lonely Mountain.
Şarkta, çok uzaklarda Dumanlı dağların ve Kuyutormanın karanlığının ötesinde, Yalnız Dağ diye bir yer var.
Why is it so misty here?
Burası neden böyle sisli?
Misty illusions hiding His famous destiny
Saklı yanılsamalar gizli Ünlü kederinin
It got misty all of a sudden and I think we hit something.
Aniden sis indi ve bir şeye çarptık.
It was all sort of misty before.
Daha önce buğulu gösteriyordu.
"Call Misty."
"Misty'yi ara."
Look a little misty yourself, Taggart.
Senin de biraz gözlerin sulanmış sanki Taggart.
It ain't just your forest green, it's misty, grayish green.
Bu sadece orman yeşili değil, griye benzer bir yeşil.
Misty.
Misty.
As I came up the mountain out of the misty valley into the sun...
Güneşe doğru bakan sisli vadinin ortasındaki dağdan gelirken...
Of rainbows, forget-me-nots, of misty meadows and sun-dappled pools.
Gökkuşaklarını, unutmabenileri... sisli çayırları ve güneş benekli havuzları.
How about the Misty Palms Oasis?
Gizemli Palmiye Vahası'na ne dersin?
With the cloudy misty dreams,
Çiğ yağmış tarlalara