Misunderstood translate Turkish
1,359 parallel translation
Kubrick was misunderstood.
Kubrick yanlış anlaşılmıştı.
Sam, I'm your- - Golly, because I must have misunderstood.
Yanlış anlamış olmalıyım.
But an agreement, well, it could be just a... a... a... an understanding - which might have been misunderstood.
Ama bir anlaşma, sadece yanlış anlaşılmış bir şey olabilir.
Well, I think... I think that's because I've misunderstood how things are now.
Şu anda işlerin nasıl yürüdüğünü yanlış anladığım için olmalı.
He could have been misunderstood.
Yanlış anlaşılmış olabilir.
Misunderstood the priest?
Rahibi yanlış mı anladın?
" Throughout history, witches have been misunderstood, persecuted and destroyed.
Tarih boyunca, cadılar yanlış anlaşılmış eziyet görmüş ve yok edilmişlerdir.
See the problem with college radio stations : Too many requests for misunderstood, ambisexual geniuses.
Okul radyolarının en büyük problemi anlaşılamayan hermofrodit dahiler için çok fazla istek yapılması.
- Maybe you misunderstood him.
- Belki de adamı yanlış anladın.
Roz, since you misunderstood the theme, I'll tell you what, why don't you answer this question as your true hero, whomever that may be.
Roz, temayı yanlış anladığından beri... aslında neden bu soruyu her kim olursa olsun, gerçek kahramanın olarak cevaplamıyorsun.
Really? A misunderstood artist.
- O çok yanlış anlaşılmış bir sanatçı.
- Oh, I misunderstood.
- Yanlış anladım o zaman.
I'm not exactly proud of it. Doug, honey, I think you misunderstood.
- Doug, tatlım, bence yanlış anladın.
You misunderstood me. So now I don't have the ability to understand or to love. I--I was- - oh, ok.
- Hayır, beni yanlış anladın.
I'm, uh... I'm misunderstood.
Ben.. uh.. yanlış anlaşılıyorum.
You misunderstood.
Yanlış anlamışsındır.
He's just misunderstood.
O sadece yanlış anlaşılıyor.
Maybe I misunderstood.
Belki de yanlış anladım.
Caligula was the most misunderstood man in rome.
Caligula Roma'daki en çok yanlış anlaşılmış adamd?
Maybe I'd misunderstood the meeting place...
Buluşma yerini yanlış anlamış olabilirim.
Sorry, I misunderstood you.
Afedersiniz, sizi yanlış anlamışım.
* Oh, Lord, please don't let me * * Be misunderstood * *
Tanrım, lütfen yanlış anlaşılmama izin verme.
You completely misunderstood the situation.
- Olayı tamamen yanlış anladın.
He's a brilliant, He's a brilliant, completely misunderstood by his boss,
Oldukça zeki, yetenekli biri... patronu tarafından tamamen yanlış anlaşılıyor.
I misunderstood her, then.
Sanırım yanlış anlamışım.
Since you have misunderstood something.
Bir şey yanlış beri.
I think he misunderstood.
Sanırım o yanlış anladı.
So I misunderstood what you just said?
Yani az önce söylediğini yanlış mı anladım?
You guys have misunderstood me
Beni yanlış anladıınız.
She must've misunderstood me.
Niye dedi anlamadım. Yanlış anladı herhalde.
Well, I must have misunderstood.
Yanlış anlamış olmalıyım.
- Guess I misunderstood.
- Sanırım yanlış anlamışım.
- She misunderstood.
- Yanlış anlamış olmalı.
I misunderstood her.
Ben onu yanlış anladım.
We're Germany, ambitious and misunderstood.
Biz daha çok Almanya gibiyiz, hırslı ve yanlış anlaşılmış.
Don't give me that whole... 'I'm so misunderstood,'Kurt Cobain-y thing.
- Kurt Cobain'in "yanlış anlaşılıyorum" tavırlarını takınma bana.
Now, the defense attorney's going to try to confuse you and make it seem like you misunderstood what happened.
Savunma avukatı kafanı karıştırıp, olanları yanlış anlamışsın gibi göstermeye çalışacaktır.
He's misunderstood.
Yanlış anlaşıldı.
I think you'll find that we Sicilians are misunderstood, that at heart... we can be very forgiving people.
Bence biz Sicilyalıların yanlış anlaşıldığını anlayacaksın, kalbimizden... çok bağışlayıcı olabiliriz.
It's a hard word to hear, but it's also a very misunderstood word.
Duyunca zor gelen ama çok da yanlış anlaşılan bir sözcük.
You must have misunderstood.
Beni yanlış anlamış olmalısınız.
Look, you misunderstood.
Look, you misunderstood.
- Oh, children! You misunderstood!
Siz yanlış anlamışsınız.
From the'hood and misunderstood.
Mahalleliyim ve yanlış anlaşıldım.
Oh, no, Barbara, you misunderstood.
Yo, Barbara, yanlış anladın.
I say New Glasgow. You misunderstood.
- Ben "Yeni Glasgow" dedim yanlış anlamışsın.
I feel bad that we've misunderstood you in the past.
Seni çok yanlış tanımışız, kendimi kötü hissediyorum.
Let me just explain, because I think you might've misunderstood.
İzin ver açıklayayım çünkü sanırım yanlış anladın.
That's not true you've misunderstood
Yanlış anlaşıldığın doğru değil.
Beam must have misunderstood by now.
Beam yanlış anlamış olmalı.
Maybe you misunderstood.
B'Elanna...