English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mittens

Mittens translate Turkish

298 parallel translation
You better take this pool cue and these mittens, see?
Bu bilardo sopasıyla eldivenleri alsan iyi olur.
Get on your coat and mittens.
Ceketinle eldivenlerini al.
I was making these mittens for him.
Bu eldivenleri onun için örüyordum.
I'll get a pair of mittens.
El bakım kremi bulayım.
- What? - The earmuffs. Right over there by the mittens.
- Hemen eldivenlerin yanında.
"Walty Mittens."
"Walty Mittens."
- "That lost their mittens."
- "Kaybetmişler eldivenlerini."
"The three little kittens that lost their mittens." Go on.
"Üç küçük kedicik kaybetmişler eldivenlerini." Devam et baba.
" The three little kittens They lost their mittens
Tamam. " Üç küçük kedicik kaybetmişler eldivenlerini.
"And their mother came home and said'You kittens, you've lost your mittens"'
Anneleri eve gelmiş ve demiş ki, "Kedicikler, kaybetmişsiniz eldivenlerinizi."
One who would sew his garments make his mittens, mend his boots and laugh with him which means the same as making love.
Giysilerini dikecek eldivenlerini yapıp, ayakkabılarını onaracak ve onunla gülecek biri ki bu sevişmekle aynı anlama gelir.
Bright copper kettles And warm woolen mittens
Parlak bakır güğümler Sıcak yün eldivenler
And warm woolen mittens
Sıcak yün eldivenler
They're wearing mittens out there tonight.
Bu gece herkes parmaksız eldiven giymiş.
A cat with... with mittens doesn't catch the rat.
asla fare avlayamaz " demek.
OK, cats, throw your mittens round your kittens. Away we go!
Haydi bakalım, başlayalım!
Where are your mittens?
Eldivenlerin nerede?
I'd better make mittens, don't you think?
Aslında tek parmaklısından örseydim daha iyiydi değil mi?
- I want you for my tin mittens.
- Polis konusunda sana ihtiyacım var.
Ryan says you're his go-between, his tin mittens.
Ryan senin onun adamı olduğunu söylüyor.
- My mittens!
- Eldivenlerim!
Drop that bag and raise those mittens.
Bırak o çuvalı ve ellerini kaldır.
Sweaters, mittens.
Süveterler, eldivenler.
Are you gonna stand there like a slab of meat with mittens?
Orada eldivenli bir et parçası gibi dikilecek misin?
Is it a pair of mittens?
Eldiven mi?
YOU'RE GOING TO BE CHANGING YOUR RODEO GLOVES FOR A PAIR OF KNIT MITTENS, COWBOY!
Şu rodeo eldivenlerinin yerine bebek eldiveni giymenin vakti geldi, kovboy!
Oh, yeah, and the mittens.
Evet, kolçaklarla beraber.
"Street... of pretty mittens"...
"Güzel Eldivenler Sokağı"
In the street of pretty mittens...
Güzel eldivenler sokağında...
Tiny chisels, big mittens.
Özel aletler, özel eldivenler.
A pair of mittens that were made by your mother
Annenizin yaptığı Bir çift eldivende
A pair of mittens that were made by your mother
Annenizin yaptığı Bir çift eldivendir
Stephie left Jeffy? She forgot her mittens.
Kesinlikle çünkü...
The National Weather Service gives us three days to get in and out before the next storm. Bring your mittens.
Hava raporuna göre yolculuk için, Kutup Fırtınası başlamadan önce 3 gün hava uygun olacakmış.
Doorbells and sleigh bells And something with mittens
# Kapı zilleri ve kızak zilleri Ve bir şey bir şey eldivenler #
My cat's name is Mittens.
Kedimin adı Mittens.
I mean, mittens are "nice."
Ne bileyim, kesik eldivenler hoştur.
These mittens are giving me a Gingrich.
O kızlara dokunacak olmak, beni deli ediyor!
These metal mittens block my powers.
Bu metal eldivenler, güçlerimi engelliyor.
What's under your mittens?
Eldivenlerinin altında ne var?
Why don't you have your mom put your name in your mittens, Frankie?
Annene söylesen de adını eldivenlere işlese ya, Frankie?
I'm surrounded by arsonists and kids with mittens pinned to their jackets all year round.
Çevrem kundakçılar ve bütün bir yıl boyunca eldivenleri ceketlerine iğneli çocuklarla dolu.
I used them as mittens.
Onları eldiven niyetine kullandım.
Get washcloth mittens and maybe some liquid soap and just... focus.
Evet, yıkanmak için kumaş eldivenler ve belki de biraz sıvı sabun ve sadece... odaklan.
All in all, this is one day Mittens the Kitten won't soon forget.
Hepsi bu kadar, yavru kedicik bu olayı hiç unutmayacak.
Oh. Iook. mittens and a muff.
- Bak, kürklü eldiven.
§ Bright copper kettles and warm woolen mittens §
§ Parlak bakırdan demlikler ve sıcak yün eldivenler §
§ Bright copper kettles and warm woolen mittens § §
§ Parlak bakırdan demlikler ve sıcak yün eldivenler §
So, Russ, it sounds like we can keep those scarves and mittens... in mothballs a while longer then.
Russ, atkıları, eldivenleri ve naftalinleri bir süre daha bekletebiliriz gibi gözüküyor.
- At least take those mittens off
- En azından şu eldivenleri çıkartın.
Maybe I should just wear mittens.
- Biliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]