English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mkay

Mkay translate Turkish

76 parallel translation
Yeah, heh, yeah. That's right. This is geometry, not evolution,'mkay?
Şeye alınmıştır, şey gibi... tek eliyle bulaşıkları yıkama gibi.
Then you realize that you're more than that, mkay?
Sonra daha özel olduğunun farkına varırsın. Hepimiz çok özel biriyiz.
Oh, Mr. Mackey! Mkay!
— Eheh, taam mı.
Mkay.
Tamam.
Mkay.
Peki.
'Mkay.
Tamam.
Mrs. Cartman, we have had it with your son's behavior, mkay?
Oğlunuzun davranışları yetti artık Bayan Cartman, taam mı?
We have tried at this school to make Eric understand that there are boundaries, mkay?
Okulda Eric'e sınırlar olduğunu anlatmaya çalıştık, taam mı?
There was a. a little accident, but, uh, I'mkay. It doesn't hurt.
Ufak bir..... kaza oldu ama ben iyiyim.
She said you'd know what that means, mkay?
Ne anlama geldiğini bilirmişsin.
Okay, parents, some of you have already heard, but most of you have not, mkay.
Sayın veliler, bazılarınız bu konuyu zaten biliyor, ama çoğunuzun haberi yok, ta'am mı?
Apparently a young girl went up to a young boy here at the school, mkay, and queefed in his face.
Görünüşe göre, genç bir kız okulda genç bir oğlanı saldırdı, ta'am mı? Ve onun yüzüne fortladı.
yeah, i like fishsticks, mkay.
Evet, ton balığını severim, t'mam.
Attention students, mkay.
Öğrencilerin dikkatine, taam.
There will be a presentation by the special education department in the gymnasium Friday during lunch and recess, mkay.
Bu cuma günü öğle arasında Özel Eğitim Bölümü'nün spor salonunda bir sunumu olacak, taam.
Which I guess means I gotta suck it too- - mkay.
Bana da bir güzel girecek herhalde, taam.
Your character is supposed to be mean and nasty, mkay, not crying.
Sen zalim ve nahoş olmalısın, taam.
There's no arc, mkay?
Öyle bir sahne yok, taam.
And you better come back tomorrow with a different attitude, Tooth Decay, mkay?
Yarın farklı bir vaziyette gelsen iyi olur, çürük.
How am I supposed to do a play, mkay, teaching students about the importance of dental hygiene without Tooth Decay?
Ben nasıl piyes yapacağım? Taam. Çürük olmadan öğrencilere diş temizliğinin önemini nasıl anlatacağım?
He's your brother, Kyle Broflovski, mkay!
O senin kardeşin, Kyle Broflovski, taam?
The audience is supposed to feel scared of Tooth Decay, Kyle, mkay?
Seyircilerin çürükten korkması gerekiyor, Kyle! Taam mı?
You all probably think you can live your lives cavity free, mkay, never giving two shits about the plaque that's building on your teeth.
Hayatınızı çürüksüz sürdürebileceğinizi düşünüyorsunuz. Taam. Dişlerinizde türeyen plakları siklemiyorsunuz.
Two years ago... I lost my father to tooth decay. Mkay?
İki yıl önce babamı diş çürüğünden kaybettim, taam mı?
I want you all to take a serious fuckin'look at yourselves! Mkay?
Kendinize şöyle bir bakın lan, taam mı?
Mkay?
- Taam mı?
Go on home, kids, mkay.
Evinize gidin çocuklar, taam mı?
You're right, they really seem into it, mkay.
Haklısınız, gerçekten ilgileniyorlar, taam.
Yes, and the reason he killed himself, Eric, was that the ridicule and the torment from other students spearheaded by you caused him spearheaded by you, mkay?
Evet, intihar etmesinin nedeniyse Eric senin başını çektiğin bir grup öğrencinin çocukla dalga geçmesiydi. - Dur bakalım. Senin başını çektiğin, ta'am mı?
Oh wait here's a suicide note, " Dear guys, I just cannot go on, mkay
Durun, bir intihar notu bırakmış : " Beyler, böyle gitmeyecek. Ta'am.
I'm tired of being fat, mkay.
" Şişmanlıktan bıktım artık. Ta'am.
Mkay.
Ta'am.
Mkay, let's just delete all this tabloid garbage.
Ta'am, şu küçük gazete süprüntüsünü silelim bakalım. Ta'am.
Uh, Eric, I know we kind of "threw you under the bus" mkay.
Eric, biliyorum seni otobüsün altına attık. Ta'am.
I want to thank you, mkay.
Sana teşekkür etmek istedim. Ta'am.
Mkay everyone it's time to start the costume contest, mkay.
T'mam millet kostüm yarışması başlamak üzere, t'mam.
You've really been an inspiration, mkay.
Bize bir ilham kaynağı oldun, taam mı?
So what I did is I got this brown bracelet to remind me of standing my ground, mkay.
Bana sağlam duruşumu hatırlatması için bu kahverengi bilekliği aldım, taam.
You just keep on, keep on standing your ground, mkay.
Sağlam durmaya devam et, taam.
Kids, mkay, I need to talk to you a serious matter.
Çocuklar, taam, sizinle önemli bir konuda konuşmalıyım.
You've probably all noticed my orange wristband, mkay.
Turuncu bilekliğim hepinizin gözüne çarpmıştır, taam.
Mkay, you should know that the Belarusian government is right now trying to...
Belarus Hükümeti'nin şu anda çiftçileri- -
You got those, mkay.
Siz de mi aldınız, taam.
Mkay, that's good.
Taam, iyi.
Good you're doing something about it, mkay.
Bunun hakkında bir şeyler yapmanız çok güzel, taam.
Look, I want to return this orange bracelet, mkay.
Turuncu bilekliğimi geri vermek istiyorum, taam mı?
Mkay.
Mkay.
Hey, get off the field, mkay!
Hey, çık sahadan!
Mkay.
Tmam.
Jakovasaurs kinda piss me off! Mkay? !
— Jakovazorlar biraz tepemi attırıyor, taam mı.
- mkay.
Ah, evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]