English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Moderation

Moderation translate Turkish

193 parallel translation
What worries me is the grand duke overstepping the bounds of moderation.
Beni endişelendiren ise grandükün ölçülülük sınırlarını aşıyor olması.
To put it simply, I should say that our general belief was in moderation.
Basitçe açıklamak gerekirse, genel inancımız ölçülü hareket etmektir.
-... in moderation, of course.
- aşırıya kaçmadan tabii.
We must do good deeds, but using moderation, according to God's will.
İyi amellerde bulunmamız gerekir ama Tanrı'nın emrettiği şekilde.
But even worry has to be done in moderation.
Fakat endişe bile kararında olmalıdır.
A Mediterranean liveliness in his tone purity and moderation in order to inspire confidence.
Güven telkin etmek üzere, sesinde bir Akdeniz canlılığı, nezaket ve ılımlılık olacak.
Everything in moderation.
Her şeyin ölçülü olsun.
Eat in moderation.
Yavaş yavaş ye.
I see nought but constitutions steeped in gold, pride and blood and nowhere do I see the sweet humanity and equable moderation which ought to be the foundation of the social treaty.
Benim tek görebildiğim altın, kibir ve kana bulanmış bedenler ve hiçbir yerde o tatlı insancıllığı ve ılımlı yaklaşımı görememekteyim. Onlardır ki ; toplumun işleyişindeki ana temeller olmak zorundadırlar.
Ohara Sensei is right... People with consciences should gamble in moderation.
Sensei Ohara haklı... insanlar aşırıya kaçmadan kumar oynayabilir.
A little celebration is expected, Brubaker, but in moderation.
Küçük kutlamalar tamam ama aşırıya kaçmadan. Şu kontratları getirdim- -
And moderation.
Bir de ölçü.
- What was that you were saying about moderation?
Hani ölçüden bahsediyordun?
It'd be good for you, in moderation.
Aşırıya kaçmadığın sürece sana da iyi gelecektir.
Uh, didn't the doctor say something about moderation?
Doktor daha sakin olmanı söylememiş miydi?
She doesn't understand moderation.
O ılımlılık nedir bilmiyor.
Without the ability to defend one's own viewpoint against other more aggressive ideologies then reasonableness and moderation could quite simply disappear.
Kendi bakış açısını, saldırgan ideolojilere karşı... savunma kabiliyetinden yoksun olunursa... sağduyu ve ılımlılık kolayca yok olabilir.
I always say, religion's a fine thing, taken in moderation.
Ilımlı ele alınırsa dinin iyi bir şey olduğunu hep söylemişimdir.
Doctor, would you care to join me in a little moderation?
Doktor, küçük bir kontrol seansında bana eşlik eder miydiniz?
Too much moderation.
Fazla kontrol edilme...
In the meantime, uh, take exercise in moderation.
Bu arada, hafifletici egzersizler yap.
- What about moderation and discretion?
- Ilımlılık ve sağduyuya ne oldu?
You see, the boy has no sense of moderation one moment he's flying around like a paper kite, and the next moment he's completely immovable.
Çocuğunuzun istikrarsız bir yapısı olduğunu anlamışsınızdır. Bir bakıyorsunuz etrafta kağıt uçurtma gibi bir bakıyorsunuz tamamen hareketsiz.
With eating, again, moderation is the order of the day.
Yemek yerken ılımlı olmanız önerilir.
- Probably quite nice, in moderation.
Ölçüsünde kullanırsan çok hoş olmalı.
When my mother was alive, Lady Russell, there was moderation and economy in our home.
Annem hayattayken Leydi Russel, evimizde ölçülülük ve tutumluluk vardı.
We ask that you respect our practice of moderation in dress... and restraint in sexual interaction.
Organizasyonumuzda yer alanlara saygı çerçevesinde... elbise giyilmesi ve cinsel ilişkiden uzak durulmasını bekliyoruz.
Please drink in moderation and have a wonderful evening.
Lütfen aşırıya kaçmadan için ve güzel bir akşam geçirin.
It's good to study, but in moderation.
Ders çalışmak iyidir ama aşırıya kaçmamak lazım.
- Use in moderation, boys. - Come on, Zeke.
- Fazla kullanmayın çocuklar.
Like this With great moderation and even a touch of disdain as if it were vinegar
Müthiş bir yumuşaklıkla ve hatta sirkeymiş gibi küçümser bir bakış atarak.
Compassion is a lovely thing, taken in moderation.
Merhamet güzel şeydir. Ama aşırıya kaçmamak lazım.
Remember there is moderation in all things.
Her şeyde bir ılımlılık olduğunu unutma.
I like that. ln moderation, of course.
Bunu sevdim. Ilımlılıkla tabii ki.
Buddha teaches the way to n irvana is through moderation, not abstinence.
Buddha nirvanaya giden yolu, yoksullukla öğretir.
So, let's all enjoy it in moderation.
Bu yüzden bilinçlice içelim.
It's all about moderation. If you never fart, you combust, but if you always fart, you deplete the ozone.
Eğer hiç osurmazsanız, yanarsınız ama eğer hep osurursanız, ozonu delersiniz.
I know you all hate me, but please, for your own sake, fart in moderation.
Hepinizin benden nefret ettiğini biliyorum, ama kendi iyiliğiniz için lütfen ölçülü olarak osurun. Şimdi isterseniz beni taşlamaya devam edebilirsiniz.
And so we solute Randy Marsh and his unified theory of moderation that has saved us all!
Ve şimdi de Randy Marsh'ı ve hepimizi kurtaran Ölçülülük Teorisi'ni selamlayalım. — Gördün mü?
I guess we can thank Lukas for teaching us "Anything in moderation."
Sanırım Lukas'a "Aşırıya kaçma" konusunda bize verdiği ders için teşekkür edebiliriz
Signifying self-restraint or moderation in action and statement.
Ilımlı ya da sert. Aksiyon ya da durağanlık.
Berlin is not any more a pleasant place, but... it is a good school to learn moderation and patience.
Berlin artık ilginç bir yer değil, ama... iyi bir okul değişikliği ve sabrı öğrenmek için.
But, in fact, only moderation can make us honor.
Ama içinde bulunduğumuz durumda sadece olayın durdurulması onurumuzu zedelemez.
To moderation in all things, hmm?
Her konuda aşırılıktan uzaklaşmaya, hmm?
Moderation is the secret of successful pilfering.
Aşırırken başarılı olmanın sırrı ölçülü olmaktır.
I'm all for moderation.
Her şeyde ölçülü olmak gerek.
You mess up moderation at your convenience.
Sen üşütmüşsün ama diğerları farklı.
Everything in moderation.
Her şey ölçülü olacak.
In moderation.
Olabilir.
Moderation.
Ilımlılık...
Yes, but with moderation.
İşte böyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]