English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mold

Mold translate Turkish

1,212 parallel translation
You, sir, will not mold my son.
Siz, efendim, oglumu kaliplastiramazsiniz.
I will mold him.
Kaliplastiricam.
He broke the mold because he only killed two people in his entire career.
Nispeten fakir bir suçluydu çünkü tüm kariyerinde sadece iki cinayet vardı.
- It looks like mold.
Küfe benziyor.
It is mold bacteria.
Küf bakterisi.
The same mold was found in the brains and nasal cavities of the victims.
Kurbanların beyninde ve burnunda aynı küf vardı.
So the killers put the mold into the hollowed-out pellets then shot them into the air-conditioning vents for the bacteria to dissipate.
Demek katiller küfü delikli saçmalara doldurup yayılsın diye klimaların içine attılar. Doğru.
There's mold in his nasal cavity. Like the victims before him.
Burnunda küf var diğer kurbanlar gibi.
He inhaled too much mold bacteria.
Küf bakterisi solumuş.
I hate mold.
Çamurdan nefret ediyorum.
Lastly, to the bed of mold, where there's neither heat nor cold.
En sonunda, hiç değilse öldüğümde. Ne çok sıcak, ne de çok soğuk bir yerde olacağım. "
" We will injection-mold the crust with cheese
" Ekmeğin kenarlarına peynir doldurulmuş kalıplar yapalım
If we can work out the specifics of this technology we should be able to literally mold space and time to our will.
Eğer bu teknolojinin işe yaramasını sağlayabilirsek uzay ve zamanı istediğimiz gibi şekillendirebiliriz.
Your father didn't shape you in his mold.
Baban seni istediği gibi şekillendirmedi.
Even used my own hand for the mold.
Kalıp için kendi elimi kullandım.
So it's like slicing the mold off of bread.
Bu, ekmekteki küfü kesmek gibi bir şey.
A plaster mold was taken from one of the crime scenes.
Suç mahallerinden birinden bir ayak izi kalıbı alındı.
- Oh, no, I didn't mold her.
- Hayır, o kendisi öyle oldu.
According to the complimentary travel magazine that we put in their room, down pillows can carry airborne diseases and mold.
- Odalarına koyduğumuz dergide kuş tüyü yastıkların hastalık ve küf taşıyabildiği yazıyormuş.
You know historical homes are infested with mold, don't you?
Tarihi yerler küf bağlamış olur biliyorsun değil mi?
- Mold?
- Küf mü?
When did you become an expert on mold, Emily?
Küf konusunda ne zaman bir uzman oldun Emily?
The radioactive fallout from the nuclear war mutated his DNA giving him the psychic ability to mold this world to his choosing.
Nükleer savaşta atılan bombalar DNA'sını mutasyona uğrattı. Kendi isteğinde göre bu dünyayı yaratacak psişik yeteneği verdi ona.
Robin, bring in Stephen Baldwin's mold for Doug to look at.
Robin, Stephen Baldwin'in kalıbını, getirip Doug'a gösterir misin?
It's definitely mold.
Orası kesinlikle küflenmiş.
Where was patient when you told us to buy a house full of mold?
Küf dolu bir evi almamızı tavsiye ederken sabır neredeydi?
We made a plaster mold of his chin and then made a latex scrotum and put two golf balls inside.
Çenesine plastik bir yuva yaptık. Sonra 2 golf topunu içine yerleştirdik.. .. ve üzerini lateksle kapladık.
Let's break the mold of how you present a space opera on television. "
Bir uzay dizisini sunma kalıplarını yıkalım.
You select them, you train them, you mold them.
Seçeceksin, eğiteceksin ve yöneteceksin.
And Dominic helped me mold him.
- Dominic onu bulmamda yardım etti.
Your father made the mold.
Seni baban şekillendirdi.
There is mold on every single living thing.
Her canlının bir ruhu vardır.
That's where l grow the mold.
Bilgileri burada n aldım.
Broke the mold after him.
Beni o yoğurdu...
But we always felt that having an only child was a much better way to mold and shape character.
Karakteri şekillendirmek için tek çocuk olması daha iyi bir yol gibi göründü bize hep.
Somehow, his body was able to change the disease mold it to his benefit.
Bir şekilde bedeni hastalığı lehine çevirmişti.
He thinks we're all from the same mold.
Hepimizin aynı olduğunu düşünür.
I've never seen mold like this.
Hiç böyle bir kalıp görmemiştim.
Kills the bacteria, but mold feeds on it?
Bakterileri öldürüyor, ama kalıp bundan besleniyor mu?
The smear on the center of the bedspread was mold
Yatak örtüsünün ortasındaki leke küf mantarıymış.
That's my mold from the bungalow
- Bungalovda bulduğum küf mantarı.
Cladosporium is a dark mold commonly found in indoor water space like Cole Judson's bathroom
Cladosporium, Cole'un banyosu gibi rutubetli kapalı alanlarda sıkça rastlanan bir küf mantarı türü.
Now, this is the mold from the shower curtain
Şu küf mantarını da duş perdesinde bulduk.
Mold from his bathroom matches the bungalow?
Banyodaki küf mantarı bungalovdakini tutuyor mu?
So, in order to clear Cole Judson we have to distill this mold down to the equivalent of a human name
Cole Judson'ı temize çıkarmak için bu küf mantarının insanlarda özel isme karşılık gelen bilgisini ortaya çıkarmalıyız.
You're trying to identify the DNA of the mold?
Küf mantarının DNA'sını belirlemeye mi çalışıyorsun?
Mold's a primitive organism
- Küf mantarı ilkel bir organizmadır.
I'm awaiting a mold smear
Bir küf mantarına ait sonuçları bekliyorum.
That's correct You transferred mold from your bathroom to the bedspread of the bungalow
- Banyonuzdaki küf mantarını bungalovdaki yatak örtüsüne bulaştırmışsınız.
- Mold.
Okuduğuma göre küf...
Mold smear?
Küf mantarı mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]