Monstrous translate Turkish
731 parallel translation
It's still monstrous.
- Yine de korkunç bir şey bu.
"Several leads are indicating that this latest murder " was committed by the same monstrous fiend " who already has claimed eight children of our city.
"Kesin deliller gösteriyor ki bu son cinayet daha önce şehrimizden sekiz çocuğu öldüren aynı şeytani canavar tarafından gerçekleştirildi."
Well, it's a monstrous price, and i've had to pay it because of your obstinacy.
Evet, bu çok büyük bir fiyat. Ve senin engellerin yüzünden bunu ödemek zorundayım.
We live in the huge and ugly capital, in the monstrous gathering of people who pine doing meaningless labour.
Büyük ve çirkin bir başkentte yaşıyoruz, içinde korkunç insanlar toplanmış, anlamsız emek kavgası yapıyor.
It's a monstrous business!
Çok korkunç bir tezgâh!
Well, anyway, neither beast nor man something monstrous, all-powerful.
Peki, her neyse, canavar ya da insan dev gibi bir şey, çok güçlü.
I'll have no hand in such a monstrous thing.
- Evet. Böyle canice bir şeye bulaşmayacağım.
But we do protest against the monstrous sentences inflicted... and the inhuman prison system as it stands today.
Ama, gaddarca verilen hükümleri insancıl olmayan tutuklu sistemini, protesto ediyoruz.
Monstrous ugliness breeds monstrous hate.
Korkunç çirkinliğin korkunç bir nefret doğuracak.
I finally understood that my fairy godmother... was none other than the monstrous Madam Morlot... and we were in total agreement.
En sonunda, iyilik perimin canavar Madam Morlot olduğunu anlamıştım ve ikimiz de bu konuda hemfikirdik.
- I feel that what we've done is monstrous.
- Yaptığımız şey canavarlıktı.
Why, that's monstrous.
Korkunç bir şey.
I accuse the commander of the Paris garrison of the most monstrous partiality.
Paris garnizon komutanlığını, bu haksızlığa izin verdiği için itham ediyorum.
- Sensible? It is monstrous to be as sensible as I am.
Benim mantıklı olmam mantıksızdır.
It's monstrous to have kept her in that filthy prison all this time.
Bütün bu zaman boyunca onu, o kirli hapishanede tutmak korkunç.
- It's monstrous.
- Bu canilik.
Wait till I tell you the monstrous thing he did to Mr. Wickham!
Bay Wickham'a... yaptıklarının bir anlatsam!
I intended to avenge the crimes of this monstrous tyrant!
Bu despotun cinayetlerinin, intikamını almak istedim!
Anyone with holding such information must reckon with the blood debt... this monstrous crime has laid upon the entire Czech nation...
Bu konuda herhangi bir bilgisi olanlar dökülecek kanı hesap etmeliler... bu korkunç saldırı tüm Çek ulusunu zan altına sokmuştur...
Monstrous pig!
İğrenç domuz!
Tootie Smith, that's a monstrous falsehood.
Tootie Smith, bu korkunç bir yalan.
It was monstrous even to think of it.
Bunu düşünmek bile korkunçtu.
It's monstrous the way people go about saying things behind one's back that are absolutely and entirely true.
İnsanlarının birisinin arkasından tamamen doğru olan şeyleri söylemeleri gerçekten çok korkunç.
The original must be a monstrous person, if an original exists.
Gerçekte korkunç birisi olmalı, eğer böyle birisi varsa.
He longed for the unstained purity of his youth, before he had prayed in a monstrous moment of pride and passion that the painting should bear the burden of the years and of his corruption.
Portrenin yılların yükünü ve acısını yüklenmesi için tutku ve ihtirasla dolu korkunç bir anda dua etmeden önce gençliğin saf güzelliğine sonsuza dek sahip olabilmeyi çok istemişti.
There are men far more monstrous than you, though they conceal it well.
Sizden daha da canavar olduğu halde, bunu güzelce saklayabilen insanlar var.
I have many horrible flaws... monstrous flaws for which I am begging God to forgive me... but false modesty...
Tanrı'dan af dilediğim... pek çok berbat, korkunç hatam oldu... sahte tevazu bunun dışında...
This is monstrous!
Çok korkunç.
... a monstrous crab tree.
... kafasını, vakit geçirmeden.
His monstrous egotism would destroy any woman
O bencil canavar kendini yok eder, yanında da seni götürür! - Öleceğim.
Is that monstrous?
İğrenç değil mi?
This isn't wine. It's some monstrous poison.
Bu şarap değil iğrenç bir zehirdir.
No, no... mankind as you dream it to be is plain monstrous!
Hayır Andrea, senin düşündüğün dünya korkunç bir dünyadan ibaret.
- This is monstrous, atrocious, outrageous!
- bu adam iriyarı, zorba, ve kanunsuz biri!
I think it is the weakness of my eyes that shapes this monstrous apparition.
Gözlerim mi karardı da yorgunluktan, bu korkunç görüntü gelir gibi oluyor üstüme doğru?
- This is monstrous.
- Dehşet verici bir şey.
No, but it seems monstrous.
Hayır, iğrenç.
A lover who would carry me away from this monstrous castle!
Beni bu korkunç kaleden uzağa alıp götürecek bir sevgili!
W-what's this monstrous thing called?
Bu bu canavarca şeyin adı ne?
Monstrous, monstrous.
Korkunç, korkunç.
And this is Edward's wife, that monstrous witch... consorted with that harlot strumpet Shore... that by their witchcraft thus have marked me.
Edward'ın karısı olacak korkunç cadıyla o sokak sürtüğü kahpe Shore birlikte büyü yapıp beni bu hâle getirdiler.
A monstrous big whale, aye, but a whale, no more.
Büyük, canavar gibi bir balina, evet, ama balina, daha fazlası değil.
Monstrous shadows that say hateful things.
Feci şeyler söyleyen korkunç gölgeler şeklinde.
I'm satisfied we were in time to stop this monstrous act before it was too late.
Çok geç olmadan bu canavarlığı durdurduğumuz için memnunum.
And every day I became more tyrannical, more monstrous in my domination of Louise.
Ve her gün biraz daha zalimleşip Louise'e daha da canavarca tavır alıyordum.
There's a lot more... about seeing visions of a monstrous, smoky shape... and feeling cold, like you said you were.
- Hayır, teşekkürler. Devasa, dumansı şeyler görme ve sizin de söylediğiniz gibi havayı soğuk hissetme hakkında şeyler de var.
I believe that in five minutes... something monstrous and horrible is going to happen.
Beş dakika sonra çok gaddar ve korkunç bir şey olacağına inanıyorum.
Do you realize how monstrous your notion is?
Düşüncenizin ne denli canavarca olduğunun farkında mısınız?
That's a monstrous accusation.
Bu korkunç bir suçlama.
But this is monstrous.
Bu dehşet verici!
It's monstrous of them to die smiling.
Ölürken gülmeleri yaratılışa aykırı!