English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Monument

Monument translate Turkish

754 parallel translation
The armada of this monument, we the people of this city : "Peace and Prosperity"
Bu şehrin halkına bu anıtı armağan ediyoruz : "Barış ve Refah"
that monument to Scottish engineering and Scottish muscle- -
.. Highland Ekpsres'iyle İskoçyaya giderken..
It's to be his monument.
Anıtı olacak.
He could use a monument.
Anıtı kullanabilir.
I haven't been able to show him a single monument!
Onu hiçbir anıta götüremedim.
I'm sure it's your wish that this monument to your father be finished as nobly as it was begun.
Eminim siz de babanızın anısının başladığı gibi asilce sonlandırılmasını istersiniz.
Since the Pyramids Xanadu is the costliest monument a man has built to himself.
Piramitlerden bu yana Xanadu bir insanın kendisi için yaptırdığı en pahalı anıttır.
A great monument to man's industry, and his stubborn faith in the future.
Endüstrinin en büyük yapılarından biri ve onun gücünün geleceğe taşınması.
- They might even erect a monument to us.
- Belki anımıza bir anıt bile dikerler. - Dikecekler.
Nelson Monument.
Nelson Anıtı.
Man, you are a monument to "as usual".
Şu "her zamanki gibi" için sana bir madalya verilmeli!
Oh Mr. Holmes, there's the Washington Monument.
Bak, Bay Holmes, Washington Anıtı.
She thinks of me only as a monument to papa.
Beni sadece babamın bir eseri olarak görüyor.
And a not-very-well-made monument at that.
Ve çok da iyi yapılmamış bir eser.
He said it was a monument... to the fact that I had built it.
Onu benim inşa etmiş olmamın... bir anıt niteliğinde olduğunu söyledi.
And this is a monument to you.
Burası sizin için bir anıt.
They oughta build a monument to you!
Sana bir anıt inşa etsinler!
They hit a monument.
Sınır taşına çarpmışlar.
- A monument to my life, Howard.
- Yaşamım için bir anıt, Howard.
I told you once that this building was to be a monument to my life.
Bir keresinde sana, bu binayı yaşamım için bir anıt olarak inşa edin demiştim.
Build it as a monument to that spirit which is yours and could've been mine.
Sahip olduğunuz, bana da ait olabilecek o ruha, bir anıt olarak inşa edin.
To the first man who falls I'll build a monument.
Düşen ilk kişi için bir heykel dikeceğim.
Eh, when do they unveil the monument?
"Bu abide, ne günleri geziliyor acaba?"
This thing is built like the Washington Monument!
Bu şey aynı Washington Anıtı'na benziyor!
Don't be such a monument.
Büyüklük taslama.
No monument will mark my resting place.
Bu yapı dinlenme yerim.
You're a great monument to Norman Maine, you are.
Sen Norman Maine için bir anıtsın.
The completed windmill stood as a monument to it builder's fate and sacrifice.
Tamamlanan yel değirmeni yapanların kaderinin ve fedakârlığının abidesi gibi duruyordu.
Of course. He made a monument in Terni to swindlers!
Terni'deki sahtekârlara bir heykel yapmıştı!
With your war record, you're a national monument.
Savaşta yaptıklarınızla ulusal bir abidesiniz.
You are outside the party, and that monument must be- -
Partinin dışındasınız ve bu abide...
Deface the national monument?
Ulusal abidenin itibarını silerek mi?
It must not be said of Alexander that wherever he passed only charred ruins remain as his monument.
Alexander'ın, geçtiği her yerde anıtı olarak.. ... yalnızca kavrulmuş harabeler bıraktığı söylenmemeli.
They're building a monument to the triumph of Paris and Helen.
Paris ve Helen'in zaferi icin bir anit insa ediyorlar.
Some strange monument that the Greeks have left at our doorstep.
Yunanlilar kapimiza tuhaf bir anit birakmislar.
It shall be a monument to Trojan valor.
Truva kahramanliginin aniti olacak.
Stricken from every monument of Egypt.
Mısır'daki tüm anıtlardan silinsin.
An institution positively sacred to this country, like the Washington Monument.
Washington Anıtı gibi, bu ülkeye mutlak kutsallık katan bir kuruma dönüştürülebilir.
A monument to humanity rising out of the jungle.
Balta girmemiş ormanların arasından yükselen bir insanlık anıtı.
For those who don't, a magnificent monument, with their names inscribed in gold.
Dönmeyenler adına, isimleri altınla işlenmiş görkemli bir anıt.
Which monument on your tour impressed you the most?
Hangi anıt geziniz sırasında sizi en çok etkiledi?
That's the Washington Monument.
Şuradaki Washington Abidesi.
... shot Mr. Kaplan twice in full view of horrified men, women and children who had come to the park to see the famed Mt. Rushmore monument.
... Rushmore Dağı'ndaki meşhur anıtları görmek için parka gelmiş... insanların korkulu gözleri önünde, Bay Kaplan'a iki el ateş etti.
We're on top of the monument.
Anıtın tepesindeyiz.
It'll be his monument, his vindication.
Onun eseri olacak - Suçsuzluğunun kanıtı.
On behalf of all the city a monument of honor will rise.
Tüm şehir adına burada bir onur abidesi yükselecek.
An idea is a greater monument than a cathedral.
Bir fikir, bir katedralden daha büyük bir anıttır.
Sarah, a victory here would be a monument to God that would last 1,000 years.
Sarah... Sarah, burdaki bir zafer en az 1000 yıl tanrı için bir anıt olabilir.
But, Matt, every man has to build his own monument.
Ama Matt, her insan kendi anıtını kendi dikmek zorundadır.
If you do, it becomes your monument, not theirs.
Yaparsan senin anıtın olur, onların değil.
Excepting the memory of me which will live in your hearts, I leave but one monument to my name : The unity of Israel.
Kalplerinizde yaşayacak hatıram dışında,... bırakacak tek bir mirasım var, İsrail'in bütünlügü,... 12 kabile şimdi birarada, ayrılırlarsa hepsi bağımsızlık isteyecek,... ama şimdi siz kabilelerin büyükleri önümde yıkılmaz,... bir bütünlük içinde duruyorsunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]