English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mooning

Mooning translate Turkish

139 parallel translation
Well, it's better than mooning around the deck all night.
Tüm gece güvertenin etrafında dalgın dalgın gezinmekten iyidir.
Stop mooning about.
- Dönüp durma artık.
- I'm not mooning about!
- Dönüp duran yok!
Last time I saw, he was mooning around on the beach.
Son gördüğümde sahilde dalgın dalgın dolanıyordu.
Quit mooning over it.
Yas tutmayı bırak.
If he keeps mooning around Jim's girl, nobody'll know him... and that'd be too bad.
Jim'in kız arkadaşının etrafında dolaşmaya devam ederse onu hiç kimse tanıyamayacak ve bu çok yazık olacak.
You've no place to hide, so stop mooning around me
Gizli bir kapıdan kaçmayı düşünüyorsun, ama böyle bir şey yok. Bana öyle puslu puslu bakmayı kes.
Quit mooning over Laurie.
Laurie sevdasindan vazgeç.
You're still mooning about that guy.
Hâlâ onun yasını tutuyorsun.
If he's still around, you'd better see him first. So don't get to mooning.
Eğer hala oralardaysa hemen onu bulsan iyi olur.Böylece boşa beklemezsin.
He just never could learn to stop mooning.
Hayal kurmayı bırakmayı hiçbir zaman öğrenemedi.
The only time any good ever came of your mooning, boy.
İyi birşeylerin olduğu tek zaman senin hayallerin çocuk.
Mooning around the kitchen till he wants something, and then she hops like a blooming kangaroo!
Efendisi bir şey isteyene kadar mutfakta avarelik ediyor ama sonra kanguru gibi yerinden fırlıyor.
Shame on you, Ruby, mooning around the house after that mad dog of a man.
Ayıp sana, Ruby! O kuduz herif için evin içinde dört dönüyorsun.
Go back to Tony's and that woman you were mooning about.
Tony'nin yerine ve sokaklarda aylak aylak dolaştığın o kadına git.
mooning as usual.
İşte orada, her zamanki gibi boş boş oturuyor.
Well, I'm not paying him $ 10 a day to go mooning after some girl whose old man's about to hind-end him with a load of buckshot.
Bir kızın peşinde dolaşsın diye ona günde 10 dolar vermiyorum üstelik yanındaki ihtiyar onu vurmak üzereyken.
Stop mooning over that cheap four-flusher's picture.
Şu adi blöfçünün resmine bakıp kırıtmayı kes.
Why don't you get a job instead of mooning about?
Bu saçmalıkları düşüneceğine neden çalışmıyorsun?
- Kate keeps mooning around!
- Kate dolaşıp duruyor!
I probably was mooning over her.
İşimi düşünüyor olmalıydım.
Bubber's mooning.
Bubber saçmalıyor.
Bubber's mooning because all his fireworks got shot off last night.
Bubber saçmalıyor çünkü geçen gece havai fişekleri patlatıldı.
What do you do, Rose, mooning about all day by yourself?
Ne yapıyorsun, Rose? Bütün gün tek başına hülyalı hülyalı dolanıyor musun?
Away and pick your nose, you mooning Mary!
Git ve başka yerde zırla Mary!
Look, why don't you stop mooning'and moping'around?
Bak, neden inleyip ortada amaçsızca dolaşmayı kesmiyorsun?
I don't want to be mooning over you, pining and weeping!
Burada dalgın dalgın dolaşıp, ağlamak, seni özlemek istemiyorum.
Stop sunning and mooning us and tell us where you've been.
Güneş'i, Ay'ı bırakın şimdi. Hangi cehennemdeydiniz?
He's not going to cheer up mooning about like that, is he?
Neşesiz bir şekilde dalgın dalgın dolanacak mı böyle?
- Still mooning about the schoolmarm?
- Hala öğretmeni mi düşünüyorsun?
And the guy is turned around with his pants or shorts dropped so he's mooning the little girl.
Adamın arkası dönük, pantalonu inik kıçı kıza dönük.
Stop mooning over Swann.
Swann'la sohbet etmeyi bırakın.
Mooning her isn't enough.
Sammy, kıçımı göstermem yetmez.
no mooning!
Dolaşmak yok!
I hear myself mooning over you, and it's disgusting.
Çevrende dönüp duruyorum. Ve bu iğrenç bir şey.
- You know, mooning about.
- Dalgın görünüyor.
The beautiful court stenographer who's been mooning over you for two years.
Şu iki yıldır sana göz süzüp duran güzel mahkeme katibiyle.
Sit around all pie-eyed, mooning'at people across bars?
Bütün gün sarhoş oturup, barlarda dolaşacak mısın?
Why that old Jamaican will be mooning us, I have no idea.
O ayının Jamaika'da ne işi var bilmiyorum.
While you were mooning over Rikako, I had my eye on Yumi.
Sen Rikako'ya dalgın dalgın bakarken, benim gözüm Yumi'deydi.
Stop mooning over her and come in here.
Onun peşinden koşacağına içeri gel.
They wouldn't look kindly on your arrest for mooning President Nixon.
Başkan Nixon'un kampanya yarışında aylak aylak dolaşıp tutuklanmanı hoş karşılayacaklarını sanmıyorum.
You know, you and I are pathetic. We're superior beings. We're supposed to be here studying the human race, not mooning over a couple of chicks.
İkimiz de reziliz, üstün canlılarız insan ırkını araştırıyor olmamız lazımdı bir kaç pilicin peşinden koşmamamız lazım.
I'm not mooning, I'm obsessing. There's a difference.
Peşinden koşmuyorum, saplantılıyım, ikisinin arasında fark var.
Oh, well, that's Daddy mooning the D'Arcys.
O, Darcy'lere poposunu gösteren baban.
For your information, this boy Katrina is mooning over is a known agitant.
Bilgin olsun, Katrina'nın yanıp tutuştuğu çocuk bir tahrikçi.
Angel, I'm sorry if I was supposed to spend the summer mooning over you, but I didn't.
Angel, bütün yaz boyunca hasretini çekmem mi gerekiyordu? Kusura bakma, çekmedim.
You can't tell, but I'm breaking the tension by mooning you guys.
Söyleyemiyorsunuz ama ben burada sizin yarattığınız gerilimi dağıtmaya çalışıyorum.
I could've showed you the other stuff he did besides mooning around.
Oysa yaptığı diğer şeyleri de görmelisiniz.
Mooning guys, giving guys wedgies.
Bana erkekmişim gibi davranıyor.
We weren't mooning over lost love with a Ferengi holding a total monopoly.
- "Biz" e ne oldu? Biz Ferengi'nin elinde tam monapoli varken kaybettiğimiz aşkımıza ağlamıyorduk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]