English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mortar

Mortar translate Turkish

517 parallel translation
Once the plot has been cleared they put up stone walls, without mortar.
Arazi temizlendiğinde, harç kullanmadan taş duvar örüyorlar.
I put the pitch blende in this mortar.
Pitch-blende'i bu havanın içine koydum.
Has the mortar always been clean?
Havan temiz miydi?
For the mortar, I'll give you a quart.
Havan topuna karşılık bir litre.
With that money, I'll buy brick and mortar for a well outside our door.
Bu parayla, çiftiliğin kapısı için tuğla ve çimento alıcam.
The money we get from that is going into bricks and mortar so's you can have your new well, right outside your door.
Para çimento ve tuğla'ya gitti Böylece yeni ve güzel bir kapın olacak.
A mortar.
Havan mermisi.
About a thousand rounds of small arms ammo and 23 mortar bombs.
1000 kadar havan topu mühimmatı ve 23 havan topu kaldı.
Down to 41 men, one officer, 1200 rounds, 17 mortar.
41 adam ve 1 subay kaldı. 1200 mühimmat, 17 havan.
We're receiving heavy mortar fire on our right.
Sağımıza ağır havan topu saldırısı var.
Jim, let's get some mortar fire at TA-4606-yolk.
Jim, TA-4606-yolk'a havan topu gönder.
Blood makes poor mortar.
Kanla iyi harç yapılmaz. Gel.
On the theory that there's always one more thing I'll set up the mortar here to create an additional diversion.
Başka bir aksilik çıkma ihtimali üzerine, onları şaşırtmak için buraya fazladan bir havan topu daha koyacağım.
I'd let you stay up here with the mortar if I could.
Elimde olsa seni burada topun başında bırakırdım.
The repairman is coming tomorrow to put fresh mortar along the parapet.
Onarımcı yarın geliyor, isitnad duvarı boyunca betonlayacak.
The words will harden with the mortar and last and last forever.
Sözcükler betonla birlikte sertleşir ve sonsuza değin kalır.
Say a high-explosive shell, a three-inch mortar?
Peki ağır patlayıcılı üç inçlik bir havan?
And what do they do to the guy that throws a grenade, fires a mortar shell, aims a navy gun, drops the airplane bomb, or presses a button that sends a missile 5,000 miles with a hydrogen warhead?
El bombası atan adama ne yaparlar? Ya da havan, top, uçak bombası atana. Ya da düğmeye basıp binlerce kilometreden hidrojen başlıklı füze gönderene?
You're pretty good with the mortar.
Havan topunu iyi kullanıyorsun.
"... one machine gun and one mortar...
... bir makinalı tüfeğimiz ve bir havanımız var.
Munition, mortar shells... had a bullet in his lung.
Silahlar, havan mermileri. Ciğerinde bir kurşun vardı.
- Mortar shell jammed the hatch. - Oh.
Havan mermisi kapağı sıkıştırdı.
I went to get these flowers for you, Mrs. Mortar.
Size bu çiçekleri toplayabilmek için geciktim, Bayan Mortar.
Mrs. Mortar, please.
Bayan Mortar, lütfen.
Why did Dobie want to get rid of Mortar?
- Dobie neden Mortar'dan kurtulmak istedi?
I don't know, but Mortar said that Dobie was jealous and that she was like that when she was a little girl and she never wanted anybody to like Miss Wright and that was unnatural.
Bilmiyorum, Mortar Dobie'nin kıskandığını söyledi küçüklüğünden beri böyleymiş o kimsenin Bayan Wright'ten hoşlanmasını istemezmiş ve bu doğal değilmiş.
It was all about Miss Dobie and Mrs. Mortar. They were having a terrible argument, and Peggy and Evelyn heard them and Miss Dobie found out.
Bayan Dobie ve Bayan Mortar tartışıyorlarmış, Peggy ve Evelyn onları duymuş Bayan Dobie onları yakalamış dinlerken.
Peggy and Evelyn heard Mrs. Mortar say that she knew what was going on.
Peggy ve Evelyn Bayan Mortar'ın neler döndüğünü bildiğini söylediğini duymuş.
I said that Mrs. Mortar said that Miss Dobie was jealous of cousin Joe.
Bayan Mortar Bayan Dobie'nin Kuzen Joe'yu kıskandığını söyledi.
But Mrs. Mortar said that it was unnatural for a woman to feel that way.
Bayan Mortar bunun doğa dışı olduğunu da söylemiş bir kadının böyle hissetmesinin.
Mrs. Mortar said that Miss Dobie was like that even when she was a little girl, that it was unnatural.
Bayan Mortar Bayan Dobie'nin küçükken de böyle olduğunu söylemiş, bu doğa dışıymış -
Then they got mad at each other and Miss Dobie told Mrs. Mortar to get out of the house.
Sonra birbirlerine bağırmaya başlamışlar ve Bayan Dobie Bayan Mortar'dan okuldan ayrılmasını istemiş.
Mrs. Mortar... I've been told you used a strange word in connection with your niece.
Bayan Mortar Sizin yeğeninizden bahsederken garip bir kelime sarf ettiğinizi işittim.
Did you know they dismissed Mrs. Mortar from the Wright-Dobie school?
Bayan Mortar'ı okuldan attıklarını biliyor musun?
Lily Mortar is not a harmless woman, though God knows she's silly enough.
Lily Mortar zararsız bir kadın değil. Tanrı da biliyor ya...
Mrs. Mortar told Miss Dobie there was something funny about her.
Bayan Mortar Bayan Dobie'ye onunla ilgili garip şeyler olduğunu söylemiş.
Mrs. Mortar said that was unnatural.
Bayan Mortar bu duyguların doğa dışı olduğunu söylemiş.
What do you think Mrs. Mortar meant by all that?
Bayan Mortar'ın bunları söyleyerek ne demeye çalıştığını düşünüyorsun?
- Things have changed here, Mrs. Mortar.
- Burada bazı şeyler değişti Bayan Mortar.
How we lost a suit for slander against a woman named Tilford who accused us of having had what the judge called, "Sinful sexual knowledge of one another", based on remarks made by one Lily Mortar against her niece.
Tilford adlı kadına açtığımız iftira davasını kaybettik bizi yargıcın "günah dolu cinsel ilgi" olarak adlandırdığı şeyle itham etmişti hem de senin kelimelerini delil göstererek.
A large part of the defense's case rested on the telling fact that Mrs. Mortar would not appear in court to confirm, explain, or deny those remarks.
Savunmanın en güçlü kozu senin tüm olan biteni doğrulamak, değiştirmek ya da yalanmak için mahkemede olmaman oldu...
Mortar fire and heavy machine guns protect the small army of outlaws and separatist fanatics.
Havan topları ve ağır makineli tüfekler kanun kaçakları ve ayrılıkçı fanatiklerin küçük ordusunu korurlar.
Concentrated artillery and mortar fire.
Yoğun top ve havan ateşi.
They were killed instantly by a high mortar shell.
Bir havan mermisiyle oracıkta öldüler.
A brand new mortar battery right here.
Şurada da yepyeni bir havan topu mu var?
You better get some sleep... if you want to recheck that mortar battery tonight.
Bu gece havan topunu tekrar kontrol etmek istiyorsan yatıp uyumalısın.
Yes, no mortar!
Evet. Harç yok.
Before the mortar of his zeal
Emekleri boşa gitmeden önce
Open mortar fire when ready.
Hazır olunca havan ateşine başlayın.
Lousy mortar.
Tanrı'nın belaları.
Mortar.
Bekleyeceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]