Move out of the way translate Turkish
487 parallel translation
Move out of the way.
- Çekil ordan!
Children, move out of the way.
Çocuklar, çekilin kenara.
Let's move out of the way.
Yoldan çekilelim.
Move out of the way!
Yoldan çekil!
- Move out of the way, boy.
- Çekil oradan.
Move out of the way
Açılın!
For the sake of my friendship with your father move out of the way and I'll spare your life
Babanla olan dostluğumun hatırına... yolumdan çekil de seni öldürmeyim!
No smoking inside. Move out of the way.
İçeride sigara içmek yok.
Ugly, move out of the way cos l'm working over there.
Orada ben çalışıyorum.
Move out of the way, we're going to dance.
Gelde dans edelim.
Move out of the way.
Haydi. Yoldan çekilin.
Move out of the way!
Çekil de ben yapayım.
Move out of the way.
Uzaklaş arabadan.
Move out of the way, let me in there.
Çekil, şunu koyayım.
- You'll have to move out of the way.
Buradan çıkman gerekecek.
Please, Ana, move out of the way
Ana, geçebilir miyim? - Fernando, Fernando.
Move out of the way!
Çekil şuradan!
The demon lived at Mach 1 on the meter... 750 miles an hour... where the air could no longer move out of the way.
İblis, ibrelerin Mach 1'i gösterdiği yerde... havanın artık geçit vermediği noktada... saatte 1200 kilometrelik hızda görünürdü.
move out of the way. no problem.
- Kapının önünden çekil!
Move out of the way.
Kenara çekilin.
Move out of the way!
Oradan çekilin!
Move out of the way.
Çekil şuradan.
Move out of the way!
Çekilin yoldan!
Move out of the way Over there
Yolumdan çekil hemen.
Move out of the way!
Yolu açın!
Move out of the way.
Burada durma.
And you move out of the way. When he's coming around, you get out of the way.
Sana yaklaşırken çekileceksin.
Move your head out of the way!
Kafanı çek!
As long as your job's out of the way we move our date up. Tie the old knot.
Madem artık bir işin yok düğün gününü yaklaştıralım.
- Move! - Out of the way!
Yol verin!
Move it out of the way. "
Yoldan çekin " dedi.
Excuse me, you'll have to move your things out of the way.
Afedersiniz, eşyalarınızı kaldırmanız gerekiyor.
Hey, Methuselah, move that cack out of the way.
Hey, Şampanya Şişesi, Şu hantal şeyi yolumdan çek.
Get your fingers out of the way. Move them.
Parmaklarını yolumdan çek, kıpırda.
Honey, could you move the chair out of the way... and just stay down there?
O sandalyeyi ayak altından kaldırıp olduğun yerde kal hayatım.
Let's move this out of the way.
Bu taraftan, Teğmen. Hey siz, kaldırın kıçınızı, misafiriniz var.
Move that tree out of the way! And, of course, the archeologist tells us the wheel is man's greatest invention.
Ve elbette, arkeologlar der ki, tekerlek insanoğlunun en büyük buluşudur.
Whose ever truck that is, move it out of the way now!
Şu lanet olası kamyonu derhal yoldan çekin!
- Move the table out of the way!
- Masaları yoldan çek!
Gotta move you guys out of the way.
Sizi başka bir yere koyalım çocuklar.
For God's sake, move them out of the way!
Tanrı aşkına, çekin şunları yoldan!
Get out of the way, move back.
Yolu açın, geriye çekilin.
I'm such a nature fan... the young ones are always bucking to move the... the old bulls out of the way.
Gençler hep yaşlıları ortadan kaldırmaya uğraşıyor.
I have to move everybody back, out of the way.
Herkesi geri çekmem gerek.
I think a lens may be out of alignment, because if you move it this way, the image turns fuzzy.
Sanırım merceklerden biri yerinden oynamış çünkü şöyle oynatınca görüntü bulanıklaşıyor. Gördünüz mü?
Move that goddamn log out of the way!
Çek şu lanet olası kütüğü yolumdan!
Move it out of the way.
Çek arabanı yoldan.
And I couldn't move. I couldn't get out of the way.
Kaçacak yerim yoktu.
- Move the lung out of the way.
- Akciğeri önümden çek.
I'm going to move Faraday out of the way.
Faraday'i buradan alacağım.
Move your stuff out of the way.
Eşyalarını ortalık yerde bırakma.