Mr carson translate Turkish
571 parallel translation
- Mr Carson, this is Senator Smith.
- Bay Carson, Senatör Smith.
You haven't told me what you do, Mr Carson.
Bana ne iş yaptığınızı söylemediniz, Bay Carson.
Mr Carson.
Bay Carson.
Doctor, you've got Mr Carson at ten for a full workup.
Doktor, saat 10'da teşhis için, Bay Carson.
OK, push Mr Carson to 11.
Carson'u 11'e ertele.
And on the red carpet is Mr Carson Clay, the director of our premiere, Playback Time.
Kırmızı halıda şu anda Carson Clay var. Galada oynayacak Anılar Zamanı filminin yönetmeni.
Mr Carson Clay.
Carson Clay.
It's Mr Carson Clay.
Bu Carson Clay.
- Mr. Carson?
- Bay Carson?
Babs, this is Mr. Carson.
Babs, bu Bay Carson.
Mr. Carson will see that you run a nice cold tub, darling.
Bay Carson soğuk bir banyo istediğini anlayacaktır sevgilim.
You've no idea how anxious I am to get started working, Mr. Carson.
Çalışmaya başlamak için ne kadar istekli olduğumu bilemezsiniz Bay Carson.
Mr. Carson.
Bay Carson.
Mr. Carson, I wonder if you really...
Bay Carson acaba diyorum...
Does that really matter so much at the moment, Mr. Carson?
Bu şu anda gerçekten bu kadar önemli mi Bay Carson?
I guess you're right, Mr. Carson.
Sanırım haklısınız Bay Carson.
I'll speak to Mr. Carson and see what you can have for breakfast.
Bay Carson ile konuşup kahvaltıda ne yiyebilirsin sorarım.
I was looking for Mr. Carson.
Bay Carson'ı arıyordum.
Mr. Carson nearly died laughing.
Bay Carson gülmekten öleyazdı.
When Mr. Carson comes in, will you tell him I want to see him?
Bay Carson geldiğinde onu görmek istediğimi söyler misiniz?
Hello, Mr. Carson!
Merhaba Bay Carson!
- Why! Mr. Carson!
- Bay Carson!
Tell him, mr.
Söyle ona Mr. Carson!
Between us, Mr. Books, we can really put Carson City on the map.
Bay Books, aramızda. Carson şehrini gerçekten haritaya koyabiliriz.
As my chief scout, Mr. Carson, I'm relying on your honor.
Baş gözlemcim olarak, Bay Carson, sözüne güveniyorum.
Yes, that's just what concerns me, Mr. Carson.
Beni de endişelendiren bu, Bay Carson.
It's mr. Carson.
Arayan Bay Carson.
Uh, just you, mr. Carson.
Sadece siz Bay Carson.
Did you turn around, look behind you when you heard the shooting, Mr. Carson?
Ateş edildiğini duyduğunuzda arkanıza dönüp baktınız mı Bay Carson?
- Why-Why didn't you turn around, Mr. Carson?
Neden dönmediniz Bay Carson?
- Mr. Carson, did the two individuals threaten you in any way?
O iki kişi sizi bir şekilde tehdit etti mi? Hayır.
We pick up Mr Cindino in Carson City.
Carson Şehri'nden Bay Cindino'yu alacağız.
The defence, I understand, will be led by Mr Edward Carson.
Bildiğim kadarıyle.. Avukatları, Bay Edward Carson.
You were seated near her, Mr. Carson.
Siz onun yanında oturuyordunuz, Bay Carson.
Mr. Carson, I am responsible for the safety of every passenger on this plane.
Bay Carson, bu uçaktaki bütün yolcuların güvenliğinden ben sorumluyum.
And so could you, Mr. Carson.
Ve dolayısıyla siz de Bay Carson.
Mr. Carson, this woman is in your charge.
Bay Carson, bu kadın sizin gözetiminizde.
Mr. Carson, would you take her back to her seat now?
Bay Carson, Onu yerine götürür müsünüz?
Mr. Carson?
Bay Carson?
God speed, Mr. Carson.
- Şansınız açık olsun, Mr. Carson.
This is a private dig, Mr. Carson.
- Bu özel bir kazı.
How come? Mr. Carson never spoke much, but he was the type of man who, when he came into the store, if I were sitting down, I'd immediately stand up.
Bay Carson asla fazla konuşmazdı, ama öyle çeşit biriydi ki, dükkana geldiğinde, eğer oturuyorsam derhal ayağa kalkardım.
This corset ties from the back, which means Mr. Carson couldn't have tied the laces by himself.
Bu korse arkadan bağlanır, yani bay Carson kendi başına bunu giyemez.
I've been with Mr. Carson for years.
Yıllardır Bay Carson'la birlikteyim.
They were on one of Mr. Carson's corsets.
Parmak izleriniz Bay Carson'ın korselerindeydi.
I was also Mr. Carson's dresser.
Bay Carson'ın elbiselerini de ben giydiriyordum.
Heading way from Mr. Carson.
Bay Carson'un olduğu tarafa yöneliyor.
Mr. Carson, you shot him!
Bay Carson, onu vurdunuz!
Mr. Carson spoke of it frequently.
Bay Carson bunu hep anlatırdı.
The truth? Ok... That man, mr.
O adam, yani "Bay" Carson'ın yaralanmış olması mümkün değil.
We'll need to process you again, mr. Carson.
- Sizi bir kez daha aramalıyız, Carson Bey.