English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Muz

Muz translate Turkish

2,452 parallel translation
"Speak up young man, can't you see I've a banana in my ear!"
... "Biraz bağır genç adam. Görmüyor musun, kulağımda muz var!" demiş.
I put it on milk cartons, banana peels, my buddy's dashboard. That's sweet.
Süt kutularına, muz kabuklarına arkadaşımın panosuna yazardım.
- Champagne, Bacardi and coke, banana daiquiri?
- Sampanya, Bacardi cola, muz kokteyli?
I made you a banana daiquiri.
Sana muz kokteyli yaptım.
Coffee, banana, Vicodin.
Kahve, muz, Vicodin.
Here, I have a banana, I have an apple, I have some trail mix...
Kraker var. Muz, elma.
Yeah, but what about when people come and see the mummy and then they get hit by a car or slip on a banana peel?
Peki ya insanlar gelip mumyayı gördükten sonra onlara araba çarpar ya da muz kabuğuna basarlarsa? - Sizi dava ederler.
And we split a fried banana.
Ve biraz da kızarmış muz yedik.
Sucking a banana in the morning
Sabah da muz emelim.
I remember how much you used to love their banana splits.
Oranın, muz tabağını ne kadar çok sevdiğini hatırlıyorum.
Baby ( mockingly )... here, have a banana.
Al bebeğim ( dalga geçerek ), bir muz ye.
Banana?
Muz mu?
And here we have Io, which is just insanely volcanic.
Ve burada Io'muz, delicesine volkanik.
Isn't it destiny for banana and bamboo to be together?
Muz ve bambunun birlikte olması kader değil mi?
You dare mock me?
Al sana muz! Benimle dalga geçersin ha?
Keep eating bananas! Eat banana...
Muz yesene... muz yesene!
she's our Jane Doe.
Jane Doe'muz bu.
Looks like dad taught you how to eat bananas.
Babam sana nasıl muz yenileceğini öğretmiş.
I think you've had enough bananas.
Bu kadar muz yeter diye düşünüyorum.
That tree trunk just ate our last bunch of bananas.
Bu ağaç gövdesi elimizdeki son muz demetini götürü verdi.
You see, young Marshall Was at the zoo eating a banana...
Körpe Marshall hayvanat bahçesinde muz yiyormuş...
No, I wasn't eating a banana!
Muz falan yemiyordum!
The banana was on the ground.
Muz yerdeymiş.
There was no banana.
Muz falan yoktu.
There was no banana!
- Muz yoktu diyorum!
And I'm going to keep the banana on a string thing.
İpe bağlı muz olayını da hikâyeden çıkarmayacağım.
I went through two bunches of bananas.
İki demet muz harcadım.
Thinking degenerate thoughts, are we, Davis?
Aklından muzırlık geçiyor, değil mi Davis?
Check it out- - our dead Dr. Monroe, she's hot and heavy with her manly mcdreamy, until she catches him in the on-call room with his scrubs around his ankles, shagging naughty nurse McClintock.
Şuna ne dersin- - ölü Dr. Monroe'muz, çekici ve iri bay rüya gibiyledir, ta ki onu nöbet odasında pantolonu aşağıda, yaramaz hemşire McClintock ile yakalayıncaya kadar.
Because bananas make him thirsty.
Çünkü muz onu susatıyor.
Uh, no, I just wanted a...
- Hayır. Ben sadece- - - Muz.
♪ Just slip on a banana peel, the world's at your feet. ♪
* Kay muz kabuğunda, dünya ayaklarının altında *
Marge, you couldn't have fun if you were a monkey on a banana boat!
Marge, muz gemisinde bir maymun olsan sen yine eğlenemezsin!
I did what I had to do
Az önce yakaladılar. Lenny ve Carl, Maui'de buzlu içecek tezgâhı açtı. En sevilen aromaları muz-mango karışımıydı.
Those banana-eaters can't tell white people apart.
O muz-yiyiciler beyazları birbirinden ayıramıyor.
I need to give a banana to Annie's Boobs.
Annie'nin Memeleri'ne muz vermem gerek.
I'll show that banana-swilling poop-slinger!
O muz delisi osuruk götlüye gününü göstereceğim!
Halibut wrapped in a banana leaf.
Muz kabuğuna sarılmış kalkan.
My signature was the banana split and dive.
Benim hareketlerim muz atlayışı ve dalmaktı.
I wanted the house with the pool, so I could teach Adam the banana split and dive.
Havuzlu bir ev istedim böylece Adam'a muz atlayışını ve dalmayı öğretebilecektim.
I wanted to teach my son the banana split and dive, because I don't have a lot of time.
Ve ben... oğluma gerçekten muz atlayışını ve dalışını öğretmek istemiştim! Çünkü çok fazla vaktim yok!
I'm eating a banana.
! Ben bir muz yiyorum.
Hey, Dave, uh, Jen's usual breakfast, But more sliced bananas this time.
Selam, Dave, Jen'in her zamanki kahvaltısı, fakat bu sefer daha fazla dilinlenmiş muz.
You should make a banana-flavored version and make it the official drink of my show.
Bunun muz aromalısını üretip benim dizinin resmi içeceği yapmak lazım.
You're quite a banana.
Senden de muz... Tanrım!
That jacket is worth more than the island you were grown on, Chiquita MD.
Bu ceket senin yetiştiğin.. .. çikita muz adasından bile pahalı.
"Chiquita MD"... I like it.
"Çikita muz." Sevdim bunu.
- The banana said so.
- Demişti muz.
Banana butt, let's go.
Hey koca muz, haydi gidelim.
Banana fiber.
Muz lifinden.
...
Muz yesene... muz yesene!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]