English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / My savings

My savings translate Turkish

494 parallel translation
Don't you think my savings are enough for us to start on?
Sence, bu birikimle yeni bir başlangıç yapabilir miyiz?
I've taken all my savings, everything... and I'm going to enjoy spending it.
Bütün birikimimi, her şeyi aldım... ve keyifle harcayacağım.
Oh, I have money - my savings - 1 09 francs.
Param var, biriktirdiğim 109 frank.
An old friend who's interested in my savings!
Birikmiş parama gözünü dikmiş eski bir arkadaş!
I borrowed 100 francs from my cash box at the post office, thinking I'd replace it from my savings, but...
Postanedeki kasamdan 100 frank aldım biriktirilmiş paramdan yerine koyacağımı düşünüyordum, ancak...
That's my savings account, too
O benim de tasarruf hesabım.
I even brought my savings book with me, you see?
Banka defterimi bile getirdim, gördün mü?
They're not my savings.
Onlar birikimlerim değil.
I'm using my savings, too
Ben de biriktirdiğim parayı harcıyorum.
I had been to the bank and drawn out my savings. $ 400.
Bankama giderek hesabımdan $ 400 çektim.
Ronald, I've got $ 600 in my savings account.
Ronald, benim tasarruf hesabımda 600 dolarım var.
My savings are mine.
- Biriktirdiklerim bana ait.
It's my savings.
Biriktirdiklerim.
All my savings are in here
Tüm birikimlerim burada.
I can let you have my savings.
Biriktirdiklerimi sana verebilirim.
Ann left me. It took all my money, all my savings.
Ann beni terk ettiyse etti.Tüm servetimi aldı.
Look What's up guys, I I gave all my savings your father in exchange for land, you understand?
Bakın çocuklar, ben tüm paramı buraya yatırdım. Karşılığında babanızdan araziyi aldım. Anladınız mı?
7.000 marks. From my savings.
Biriktirdiklerimden.
Well, look at this- - my savings account book... with withdrawal slips, my lottery ticket... and two rolls of toilet paper.
bankadan çekilen sliplerle birlikte... yatırım hesap defterim, piyango biletim... ve iki rulo da tuvalet kağıdı.
I gave him my love... and he ran off with all my savings.
Ona aşkımı verdim... o ise, tüm paramı alıp kaçtı.
My savings are stolen.
Tüm birikimim çalındı.
It cost my savings, but what the fuck?
Biriktirdiklerim gitti, fakat ne farkeder?
Entonces. These are my savings.
İşte biriktirdiğim param.
- My savings...
— Biriktirdiklerimden...
IN MY SAVINGS.
Evet bu benim tasarruf hesabım var.
I WANT TO USE THE MONEY IN MY SAVINGS ACCOUNT
Tasarruf hesabımdaki parayla almak istiyorum.
Mine. My savings.
- Benim param, biriktirdiklerim.
- My savings.
- İşimden kalanla ödedim.
- My savings.
- Biriktirdiğim paralar.
But first thing on Monday I'll withdraw all my savings.
Ama Pazartesi ilk iş olarak, bankadaki bütün paramı çekeceğim.
- Do you mean my savings too?
Birikimlerimi de mi diyorsun?
I may do a course at Columbia with the last of my savings.
Aslında paramın kalan kısmını Columbia'da ders almak için kullanmayı düşünüyorum.
Well, no, no, no. I got the money out of my savings account.
Bileti biriktirdiğim paralarla aldım.
In two years, with my savings, I'll be worth 50,000 francs.
İki yılda birikimlerimle beraber elli bin frankım olacak.
I - I put up a chunk of my savings for his first shop.
Biriktirdiğim paranın büyük bir bölümünü kuaförünü açmasına harcadım.
- My savings.
- Biriktirdim...
I don't resent your not paying me for the past two months... but the thought that I should split my bank account with you... that you should take half of my life's savings... that is really too much for me, sir.
Son iki aydır bana ücretimi vermemenize gücenmedim. Ama banka hesabımı sizinle paylaşma fikri... hayatımın birikiminin yarısını almanız... benim için çok fazla efendim.
And the gentleman of consequence who couldn't swallow the shame of it... who took my last paltry savings to hire Gray...
Yaptıklarının utancıyla yüzleşemeyen ve son değersiz birikimimle Gray'i tutan o nüfuzlu beyefendi de- -
My life savings by inflation... my sons by Hitler.
Birikimlerimi enflasyon oğullarımı ise Hitler aldı.
After that, he came into my store one day, and with his entire savings, his entire savings, mind you, and he wanted to give them to Susan here.
O olaydan sonra, bir gün dükkanıma geldi ve tüm birikimini, elinde avucunda ne kadar varsa Susan'a vermek istedi.
BUT THAT'S ALL MY SAVINGS!
Tespiti imkansız.
$ 3,000, that's my bankroll, my life savings.
3000 dolar, hayat boyu biriktirebildiğim bütün para bu.
And I'm living off my last savings.
Son günlerimi yaşamaya çalışıyorum.
It is my sacred trust to protect the savings that mean so much to your future.
Geleceğinizin garantisi olan yatırımlarınızı korumak... benim için kutsal bir vazifedir.
Here's my American Express, my Bloomingdale's card my checkbook. I've taken $ 2000 out of our savings account.
American Ekspres ve Bloomingdale kartlarım. Çek defterim. Tasarruf hesabımızdan 2000 dolar çektim.
With my father, I must put aside savings
Böyle bir babam varken kenara para koymam lazım.
Look, mister, I got my life savings tied up in this place.
Bay bayım, tüm birikimimi buraya yatırdım.
My life savings.
Hayatım boyunca biriktirdiğim para.
My savings.
- Bunları almanı istiyorum.
I gave him my life savings.
Ona bütün paramı verdim.
- Off the savings from my job.
- Eski işimden kalan birikimimi yedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]