Müller translate Turkish
199 parallel translation
They are going through Mueller Street! "
"Müller Caddesinden intikal ediyorlar!"
" In Mueller Street we suddenly could not get any further!
" Müller Caddesindeyken bir anda kalakaldık!
You know that one, Müller?
Bunu biliyor musun, Müller?
Believe it or not, Müller, tonight will be the first time I make it to the theatre in time for the first act.
İster inan ister inanma, Müller, bu gece ilk kez birinci perdede tiyatroda olacağım.
Let me tell you something, Müller.
Sana bir şey söyleyeyim mi, Müller?
Müller, arrange to have... No, wait.
Müller, şeyi hazırlasana - Hayır, dur.
Müller.
Müller.
Müller, come here.
Müller, buraya gel.
Yes, Inspector. - Müller.
Tamam, Müfettiş Bey.
- Yes, Inspector.
- Müller. - Tamam, Müfettiş.
Müller, get the car.
Müller, arabayı hazırla.
Ludwig Müller, Reichsbischof ( Reich Bishop of the United German Evangelist Church )
Ludwig Müller, Birleşik Alman Evanelist Kilisesi Reich Piskoposu
Here, Müller, have some chocolate.
Vay canına, çikolata.
He is a thug in the employ of a Nazi agent, a man named Mueller, operating in Sofia.
Müller adlı Nazi ajanı için çalışan bir katil. Sofya da faaliyet gösteriyor.
I thought you said his name was Mueller?
Adının Müller olduğunu sanıyordum.
Mueller is his employer.
Müller işvereni.
We know a week ago Mueller got in touch with Banat.
Müller'in bir hafta önce Banat'la temasa geçtiğini biliyoruz.
I wonder if your name happens to be Mueller.
Merak ediyorum, adın Müller olabilir mi acaba?
I am Mueller.
Müller benim.
Did you know that Mueller was aboard?
Müller'in gemide olduğunu biliyor muydun?
I didn't know it was Mueller, until I saw him talking to Banat.
Banat'la konuştuğunu görene dek onun Müller olduğunu anlamamıştım.
Mueller wants me to lay low in some sort of private hospital for awhile.
Müller bir süre özel bir hastanede yatmamı istiyor.
You must go back to Mueller. You must tell him you agree to his suggestion.
Müller'e gitmeli ve teklifini kabul ettiğini söylemelisin.
Now tonight after you have seen Mueller, you must go to your cabin and lock yourself in. - All right.
Bu gece, Müller'le görüştükten sonra kamarana dönüp kapını kilitleyeceksin.
Mueller and Banat will have to wait for you on the dock.
Müller ve Banat seni güvertede bekliyor olacak.
My last name is Müller.
Soyadım da Muller.
My son-in-law, Kurt Müller.
Damadım Kurt Muller.
- Have we met before, Mr. Müller?
- Daha önce tanışmış mıydık acaba?
What has David told you about Herr Müller?
David sana Herr Muller hakkında sana neler söyledi?
I had thought Herr Müller might be such a man.
Herr Muller'in de böyle bir adam olduğunu düşünmüştüm.
You're very curious about Mr. Müller.
Bay Muller hakkında çok meraklısın.
Please find out from him about Herr Müller.
Lütfen, Herr Muller hakkında O'ndan bir şeyler öğren.
[Whispering] Ask Herr Müller to come up here.
Bay Müller'den buraya gelmesini rica et.
Herr Müller, all day a discussion has been raging.
Herr Muller, bütün gün bir tartışmadır gidiyor.
Herr Müller, the young baron von Ramme was your government military attaché in Spain.
Herr Muller, genç Baron von Ramme İspanya'da sizin askeri ateşenizdi.
- Were you there then, Herr Müller?
- O zamanlar orada mıydınız Bay Muller?
Herr Müller, it does not seem natural to me that you should settle yourself into this quiet, country life.
Herr Muller, bu şekilde sessiz bir kırsala gelip yerleşmeniz bana hiç de olağan gelmiyor.
That is bad news for you, Mrs. Müller?
Bu sizin için kötü bir haber mi Bayan Muller?
We will be back early, Herr Müller.
Erken döneceğiz Bay Muller.
I have been to the German embassy tonight, Herr Müller.
Bu akşam Alman elçiliğindeyim, Herr Muller.
That was a daring deed, Herr Müller.
Çok cüretkar bir eylem, Herr Muller.
Herr Müller, that job took two good men.
Herr Muller, bu iş iki iyi adamın kellesini götürdü.
We are both men in trouble, Herr Müller.
İkimiz de belaya bulaşmış insanlarız Herr Muller.
You're a brave one, Herr Müller, but you will not get back.
Cesursunuz, Herr Muller, ama geri gidemeyeceksiniz.
In a month, Müller should be home, let you know that he is safe and that I have kept my bargain.
Bir ay içinde Muller evde olur, sözümü tuttuğumu.. ... ve güvende olduğunu görürsünüz.
I do not say that you want to understand me, Mrs. Müller.
Beni anlamak istediğinizi sanmıyorum, Bayan Muller.
- Are you keeping after Müller?
- Muller'i mi arıyorsun?
- Müller's in a bad way. - How bad?
- Muller'in durumu kötü.
- Müller thinks they've had as much as they can take.
- Muller alabilecekleri kadar aldıklarını düşünüyor.
What happened, Müller?
Bekleyin. Yapamazsınız... Durun!
- What about Müller?
- Muller'den haber var mı?