Nahele translate Turkish
18 parallel translation
Nahele.
- Nahele.
This is your second chance, Nahele, all right?
Bu senin ikinci şansın Nahele, tamam mı?
I'm speakin'to Nahele.
Ben Nahele'ye sordum.
I wanted to talk to you about Nahele's well-being, actually.
Nahele'nin iyi olduğunu söylemek için geldim aslında.
I appreciate your concern, but Nahele's my son.
İlginize teşekkürler ama Nahele benim oğlum.
Hi. How'd it go with Nahele's father?
Nahele'nin babasıyla konuşman nasıl gitti?
He wants Nahele to be a part of it.
Nahele'nin de bunun bir parçası olmasını istiyor.
When I talk to Nahele, I just... I got this feeling he's not telling me something.
Nahele'yle konuşunca bir şeyler saklıyor gibi geldi.
This court feels that it is in Nahele's best interest to be reunited with his father.
Bu mahkeme, Nahele için en iyisinin babasıyla bir araya gelmesi olduğunu düşünüyor.
Look, Nahele, I know things didn't go down the way you wanted them to, but...
Bak Nahele, işlerin istediğin gibi gitmediğinin farkındayım ama...
Stay in the car, Nahele.
Arabada bekle Nahele.
Get him over to Nahele's father's place.
Nahele'nin babasının evine gitsin.
Is Nahele all right?
- Tamam. Nahele iyi mi?
If I don't sell shrimp, Nahele don't get paid.
Karides satamazsam, Nahele para alamaz.
Nahele don't get paid, he looks for alternative sources of income, which might directly impact your financial situation.
Nahele para alamazsa, alternatif gelir yollarına başvurur. Bu da doğrudan senin finansal durumunu etkiler.
Nahele's father was one of the inmates on the bus.
Otobüsteki mahkûmlardan biri Nahele'nin babasıymış.
Does Nahele know?
- Nahele biliyor mu?
Nahele, what's wrong?
Nahele, sorun nedir?