Naif translate Turkish
166 parallel translation
In this old naive drawing, a sorcerer and a witch are casting spells, setting a village on fire.
Bu eski naif çizimde bir büyücü ve bir cadı bir kasabayı ateşe veren büyüler yapıyorlar.
He's simple and naive.
O yufka yürekli ve naif bir adam.
We haven't some delicious things. There's no meal you like here.
Elimiz de pek alternatif yok aslında özellikle de sizin gibi zarif ve naif bir beyefendi için.
- You're being naive.
- Çok naif davranıyorsun.
He was a good mimic, and he hoped the hollow log would amplify his small voice.
İyi bir taklitçiydi, içi boş kütüğün naif sesini yükseltmesini umut etti.
They make daring dresses decent... and flatter young, slender legs
Elbiseleri daha naif, insanları genç ve ince bacakları daha güzel gösteriyorlar.
- Was I really that naive?
- Sahiden o kadar naif miydim?
- Naive and wonderful.
- Naif ve mükemmeldin.
Naively, the policy of development hoped to find in the USA, a generous sponsor like the old Oligarchy had found in England.
Naif bir şekilde, gelişim politikası yeni bir sponsör bulmayı umdu : ABD. Aynı, eski oligarşinin İngiltere'yi bulduğu gibi.
Naive but macabre at the same time.
Naif, bir o kadar da dehşetli.
With perhaps naive pride, I think, "What wonders men can create!"
Belki naif bir gururdan olsa gerek insanın ne tür harikalar yaratacağını düşünüyorum.
But for the small things like chicken or lobster you need something more delicate, spiritual, subtle.
Ama tavuk ve ıstakoz gibi küçük şeyler için daha naif, ilahi, ince bir şeye ihtiyacınız var.
Do you really believe that there're so many good people in this world?
Gerçekten... bu kadar naif misin?
That's right, I'm naive I'd would be so glad... to stay behind
naif olabilirim, doğrudur! yine de öğrenecek çok şey olduğunun bilincindeyim!
Granted, the profit motive in the world economy is a basic root cause for the war. Do you feel that those Americans who are pro-war and who ascribe their motives to patriotism are cynical or naive?
Savaşın başlıca nedeninin dünya ekonomisindeki kâr güdüsü olduğunu düşünürsek vatanseverlik saikıyla savaşa taraftar olan Amerikalıların tavrı kinik midir yoksa naif midir?
This stuff is too... It's too naive.
Bu çok... naif.
The priests'texts are not as naive as it seems.
Rahiplerin metinleri göründükleri kadar naif değil.
Would you very kindly bring in the psychiatric report?
Naif bir psikiyatrik rapor hazırlayabilir misiniz?
Naïve.
Naif.
- Naïve.
- Naif.
Naive, artless or innocent.
Naif, saf ya da masum.
Naive, artless, innocent.
Naif, saf, masum.
I saw a drawing... very simple, even naive.
Çok basit ve naif bir resim çizerken gördüm.
It angers me, that a rogue is fooling a naive girl.
Bu haydutun naif bir kızı kandırması, beni sinirlendiriyor.
Just give it to them. You're too childish.
Nasıl bu kadar naif olabilirsin?
i was eight or six years old naivety is a good thing you can get so close to what you believe without second thoughts or sitting attached i know a lot of people who are happy because they believe
Naif olmak güzel bir şey. İnandığınız şeye o kadar yaklaşabilirsiniz ki, duraksayıp düşünmeden. İnandıkları için mutlu olan birçok insan tanıyorum.
The mere idea of letting him back into the real world after the black rock incident.
Blackrock olayından sonra, onu gerçek dünyaya geri salmak... çok naif bir fikir olur.
But it's naive for you to do all this.
Ama senin için bunlar naif şeyler.
Your husband is not naive.
Kocan pek naif değilmiş.
The thing about Vicky is she was a bit naive.
Vicky'nin bir özelliği biraz naif olmasıydı.
Not the first thing in your life you've been naive about.
Hayatta naif olduğun ilk konu değil.
- People just go on being naive and angry.
- İnsanlar naif ve öfkeliydi.
But don't be naive.
Ama bu kadar naif olmamalısın.
It was a nai.ve picture, but it was a sweet story.
Naif bir filmdi, ama çok hoş bir öyküydü.
It's really naive.
Çok naif çeyler.
She uses her feminine wiles to convince a naive shoe salesman to pose as the man with whom she spent five years on the island.
Naif bir ayakkabıcıyı adada onunla 5 yıl geçiren adamı oynamaya ikna etmek için kadınlığını kullanıyordu.
Like everything tonight, most beautiful, brilliant, and tender.
Bu geceki her şey gibi... En güzeli, naif ve nefis.
Naive. I'm naive?
Naif mi? Ben mi naifim?
Your duet with the boy ingenue?
Naif çocukla düetine ne demeli?
They're frightening. Mmm. They have this- - this haunting quality.
O kadar naif ve kaliteliler.
Chrusjtjov used a naive and superficial statement - [A. Gromyko ] [ Soviet Foreign Minister of affairs] - based on his intentions with certain weapons.
kruşçev belirli silahlarla niyetlerine dayanan 488 00 : 49 : 44,060 - - 00 : 49 : 46,449 [A. Grimko] [ Sovyet dışişleri bakanı naif ve yüzeysel bir dil kullanıyordu.
We were naive to think we could change anything.
Biz bir şey değişebilir düşünmek naif.
Calculon, you'd be fulfilling this naive Robonian farm girl's fantasy.
Calculon, bu naif kırsal robotun düşlerini gerçekleştirdin.
Well, I am proud of my light.
Eh,'naif'liğim ile gurur duyuyorum.
Ha ha. Don't you think that's a little naive... Eve?
Sence bu biraz naif değil mi, Eve?
He reduced it to these very fundamental, easy-to-grasp concepts that some people thought were Utopian and naive.
En temel, kolay kavranabilir kavramlara indirgedi ve bazıları bunun ütopik ve naif olduğunu düşündü.
And that kind and naive general promised me... anyway, he gave me his word that he wouldn't follow me.
O kibar ve naif General de bana söz verdi... Her neyse, beni takip etmeyeceğine söz verdi.
So this would be the naive reading.
Fakat bence bu naif bir okuma olur.
Naive, and simple
sen çok naif... basit ve başına buyruksun!
He's still naive.
O naif hâlâ.
- Let's not!
Naif olmamak gerekiyor.