English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nametags

Nametags translate Turkish

46 parallel translation
One of my campaign themes would be that everybody should wear nametags to make the city friendlier.
Kampanyamın slonganlarından biri herkesin isimleri yazan etikler takması olurdu, daha arkadaşca olurdu.
- Nametags, huh?
- Etiketler ha?
He's proposing a plan where everyone in the city should wear nametags.
Şehirdeki herkesin üzerine isimleri yazan etiketler giymesini planlıyormuş.
- Nametags?
- Etiketler mi?
Nametags!
Etiketler!
People should wear nametags.
İnsanlar etiket takmalı.
The National Honor Society, blue stars on their nametags.
Ulusal Onur Derneği, isim etiketlerinde mavi yıldızlar.
walk in and look at the nametags.
Odada yürüyün ve isimlere bakın.
You know, perhaps you'd like to fill out these nametags.
Şuraya adlarınızı yazıp yakanıza takın isterseniz.
I didn't think anybody here was into wearing fucking nametags.
Burada kimsenin isim etiketiyle taşımak istediğini sanmıyorum.
I gotta get some nametags.
İsim etiketleri hazırlamalıyım.
And he's wearing two nametags.
Ve iki tane isim etiketi takıyor.
Regarding the party tomorrow, how about having nametags?
Yarınki partide yaka kartlarına ne dersin?
Do you think we made a mistake, not having nametags?
Sence yaka kartı hazırlamamak hata mıydı?
They really should make waiters wear nametags.
- Garsonlara yaka kartı taksalar iyi olurdu.
I think we should have those nametags.
Sanırım isim kartlarını takmalıyız.
Now, listen up, nametags.
Şimdi beni dinleyin ismini bilmediklerim.
See, now, why do I always get the ones in the aprons or the uniforms... with the nametags on them?
Bak, şimdi, neden sürekli önlük ya da üniformalarında isim etiketi olanları seçiyorum?
So long as everyone's got their nametags, we can get started.
Herkes isim kartlarını taktıkları zaman başlayabiliriz.
But since we're all here, I've made these nametags just to avoid any uncomfortable situations.
Ama madem hepimiz buradayız, rahatsız edici duruma düşmeyelim diye isim künyeleri hazırladım ben. "Ziyaretçi"
No nametags.
İsim etiketleri yoktu.
And it ain't got nothing to do with paper hats and napkins and nametags.
Ve kağıt şapkalarla, peçetelerle ve isim kartlarıyla hiçbir ilgisi yok.
- They saw our nametags, right?
- İsim rozetlerimiz gördüler tamam mı?
Room full of nametags.
İsim kartlarıyla dolu bir oda.
It even says so on the nametags.
Yaka kartlarında bile öyle yazıyor.
Nametags and reunion books.
İsim etiketleri ve bir araya gelme kitapları.
It comes very quickly once you get the hang of it, and they'll be wearing nametags. But why?
Pratik yaparsan çok çabuk öğrenirsin ve herkesin üstünde isim etiketleri olacak.
Tons of nametags just like this one, I bet I've touched a hundred of them.
Bunun gibi bir sürü yaka kartı var ve eminim yüzlercesine dokunmuşumdur.
My new manager is making us wear nametags.
Yeni müdürümüz bize isim kartı taktırıyor.
I'll get the nametags.
Yaka kartlarını getireyim.
I mean, nametags for geckos?
Kertenkele için kimlik saçmaydı.
On the table, next to the nametags.
Masanın üstünde isim etiketlerinin yanında.
We'll put nametags on everything
Hepsinin üstüne ismini yazacağız.
These are the nametags
İsminin yazdığı kâğıtlar bunlar.
Get some nametags.
Ne yapacaksınız şimdi?
We've talked to two Parisian police officers since we arrived, neither of them had nametags, yet you called them both by name.
Buraya geldik geleli iki tane Parisli polisle konuştuk. İkisinin de isim etiketi yoktu ama sen onlara isimleriyle hitap ettin.
I gotta start bringing some nametags.
Yanımda isim etiketleri getirmeye başlamam lazım.
Let's just say when the nametags go on, the wedding rings come off.
- Evet, anlıyorum. İsim etiketleri takılınca alyanslar çıkıveriyor diyelim.
Hey, hey... Are you going to catch the culprit with the nametags and that umbrella?
Suçluyu bu şemsiyeyle mi yakalamayı düşünüyorsun?
Okay, we're gonna need some nametags. Hello.
Herkese birer isimlik takmamız lazım.
One year, we switched nametags, and for the entire panel discussion I was Jenny from CCM and she was Linda from MCC.
Bir keresinde isim etiketlerimizi değiştirmiştik ve bütün panel boyunca ben düzenlemeden Jenny, o ise yönetimden Linda idi.
Listen up, nametags.
Dinleyin isim kartlılar.
Things with schedules and nametags.
Bunlarla alay edersin.
Shook hands with some nametags.
Bir kaç kartvizitle el sıkıştı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]