English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Napping

Napping translate Turkish

372 parallel translation
" While I nodded, nearly napping,
Başım öne düşmüş, uyumak üzereyken
The boss is napping now.
Patron su anda uykuda.
I could start lobbing shrapnel and grape at them critters, catch'em napping.
Elimdeki bütün güçlerle üstlerine saldırabilirim. Onları uykuda yakalarım.
He sits there napping and waits for the bell.
Orada oturup uyukluyor, ve zilin çalmasını bekliyor.
He should never let himself be caught napping.
Daima bir gözü açık uyumali bir sanık.
Once upon a midnight dreary... while I pondered, weak and weary... over many a quaint and curious volume of forgotten lore... while I nodded, nearly napping... suddenly there came a tapping... as of someone gently rapping... rapping at my chamber door.
Bir vakitler kasvetli bir gece yarısı düşünürken yorgun, bitkin unutulmuş eski ilimlerin garip ve acayip kitap ciltleri üzerine ben - Uykunun eşiğinde düşerken başım öne bir tıkırtı geldi birden. Odamın kapısını kibarca birisi vuruyor vuruyordu sanki tak tak.
You've chosen a bad time for napping.
Kestirmek için kötü bir zaman seçmişsin.
Finally I caught you napping, you... you...
Nihayet uyurken yakaladım seni. Sen...
I have never been caught napping before.
Daha önce hiç sızıp uyuduğumu hatırlamıyorum!
I was napping'.
Şekerleme yapıyordum...
We've caught them napping!
OnIar uyurken yakaIadk!
At this time, the other nuns are all napping.
Bu saatte bütün rahibeler kestiriyorlardır ( uykudadır ).
... or, as he was called usually by the company, who affected what Nate called "napping English", the squire, who was leader of the opposite faction.
... ya da, genellikle "Uyuyan İngilizler" denilen kitlenin etkilendiği söylenen toprak ağası, diğer fraksiyonun lideridir.
The boys argued about the bed but now they're napping like two little angels.
Gençler yatak hakkında tartışıyorlar Ama şimdi de iki küçük melek gibi uyukluyorlar.
In the afternoon, when the grown-ups were napping...
Öğleden sonra, büyükler şekerleme yaparken...
Dock that Chink a day's pay for napping on the job.
İş başında uyukladığı için bir günlük yevmiyesini kesin şu Çinlinin.
Why would I be interested in making more money with kid napping?
Neden onu kaçırıp daha çok para kazanmak isteyeyim ki?
They're gonna hang us for horse-napping.
Bizi at hırsızlığından asacaklar.
Mommy will yell at me. Mom's shopping and she still thinks I'm up in my room napping.
Kendisi alış verişte, üstelik beni de odamda uyuyor zannediyor.
I left him napping like a baby when I ducked out at Grunion Point.
Grunion Point'te onu bebek gibi uyur bırakarak tüydüm.
Caught us napping.
Bizi hazırlıksız yakaladı.
He was fine, napping, sitting in his chair reading.
Zelig iyiydi, şekerleme yapıyordu, sandalyesini oturup kitap okuyordu.
Hello, I'm busy, I have a Lot of accounts to settle, so I'm napping at work.
Alo, şu anda çok meşgulüm. Bu gece iş yerinde kalacağım.
Mr. Jake napping, huh?
Bay Jake kestiriyor, hah?
Quit napping On the job, bob!
İş başında kestirmeyi bırak Bob!
I nodded, nearly napping Suddenly there came a tapping
Uyumak üzereydim, neredeyse başım düşüyordu ki, Bir tıkırdı geldi birden...
I was napping, and you came rapping And so faintly you came tapping
Ve siz öylesine yumuşak bir tıkırtıyla geldiniz, Ve öylesine hafifçe tıklattınız,
We should save some of this for the kids we're'napping'.
Bunun bir kısmını çocukları kaçırdıktan sonrası için saklamalıyız.
- I thought you were napping.
- Evet. Uyuyor olman gerekirdi.
From now on, I will speak out... against the evils in society... from dog-napping to cigarettes.
Bundan böyle, toplumdaki kötülüklere..... karşı konuşacağım tüy döken köpeklerden sigaralara kadar.
He's still napping.
Biraz yardım iyi olurdu. Hala kestiriyor.
Poor Grammy. For weeks, she kept insisting : "'E's napping,'e's napping. "
Zavallı büyükannem haftalarca "Kestiriyor, kestiriyor" diye inat etmişti.
He's the only one who's napping... and I'm about to give him a serious wake-up call.
Aslında uyuyan kendisi... ve ben ona bir uyandırma telefonu açmak üzereyim.
Well, maybe they're napping.
Belki de uyuyorlardır.
I usually come in the afternoons... when you're napping.
Bense genellikle öğleden sonraları siz uyurken geliyorum.
As if they were napping.
Sanki uykudaymışlar gibi.
Well, you know, today, while I was napping in my Home Ec class I had the greatest idea for a way people could shop at home using the television.
Biliyor musun bugün ev ekonomisi dersinde kestirirken aklıma insanların televizyonu kullanarak evden alışveriş etmesi fikri geldi.
Dead, napping, not looking.
Ölünce mi? Uyuyacağım, görmezden geleceğim.
Or we can lie here napping in the sun until we wake up with Jem'Hadar guns to our heads.
Ya da burada yalanı yaşayıp güneşler altında uyuklarız Jem'Hadar silahlarla kafamıza dayanıp uyanmak zorunda kalana kadar
Hi, Bart. Mr. Bush is upstairs napping.
Merhaba, Bart. Bay Bush yukarıda uyuyor.
That wasn't you napping during the performance, was it, Tom?
Gösteri sırasında uyuklayan sen değildin ; değil mi, Tom?
- They're napping.
- Uyuyorlar.
- They're napping?
- Uyuyorlar mı?
That creature napping in Sick Bay... is a dinosaur.
Revir'de şekerleme yapan yaratık... bir dinozor.
I know it takes a good deal of planning to feed over 500 people... but, bless her heart, she even had Father Dryer napping.
Anlıyorum, 500 küsur kişiyi organize etmek büyük iş,.. ... ama peder Dryer bile uyukladı.
- What? He was napping.
Kestiriyordu.
Oh, the twins are napping in there.
İkizler orada.
Vash and Knives took care of those while you were napping.
Sen ense yaparken Vash ve Knives o işi hallettiler.
Keep napping. What's this?
Kestir biraz.
Don't get caught napping.
Sakın uyurken yakalanma.
You were napping.
Uyukluyordun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]