English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Narrowly

Narrowly translate Turkish

120 parallel translation
" General J. Lawford, KCBDSO and Captain Ronald Shaw MC, who today narrowly escaped being struck by a falling wall in a bombed area.
" General J. Lawford, KCBDSO ve Yüzbaşı Ronald Shaw MC, bugün, bombalanan bir bölgede yıkılan duvarın altında kalmaktan son anda kurtuldular.
A moment ago, we narrowly averted an explosion which would've destroyed several decks of this ship.
Gemiyi imha edebilecek bir patlamayı önledik.
Scientists, as an elite, feel a responsibility in a certain sense, more or less, often, in any case, many of them feel responsible for more or less the whole of politics, the social systems they live in etc., and not only narrowly
Bilim adamları birer aydın olarak az ya da çok belli oranda sorumluluk hisseder. Çoğu, politik ve içinde bulundukları sosyal sistemler hakkında herhangi bir duruma bağlı olarak kendilerini az ya da çok sorumlu hisseder ve bu dar platformda bilimi pratik amaçlarla kullanarak da değil.
I narrowly missed an assassination attempt... a few moments ago.
Birkaç dakika önce bir suikast girişimini... güç bela atlattım.
Narrowly escaping death every time
defalarca ölümden kaçabildin!
Roylott promptly seized the man, and in a fit of anger beat the poor fellow to death, narrowly escaped a capital sentence, but suffered a long term of imprisonment, and returned to this country a morose and disappointed man.
Roylott adamı hemen yakalamış, ve bir sinir buhranı içinde zavallı adamı döverek ölümüne neden olmuş, ölüm cezası almaktan güç bela kurtulmuş, fakat uzunca bir süre hapis yatmak zorunda kalmış, ve sonunda somurtkan ve hayal kırıklığına uğramış bir adam olarak bu ülkeye geri dönmüş.
Granger has Just crossed the Yaqui River, narrowly avoiding being eaten alive by piranha.
Granger, Yaqui Nehrini yeni geçti. Az kalsın piranalar tarafından yeniliyordu.
But each time, he's narrowly evaded my grasp.
Ama her defasında elimden kıl payıyla kaçtı.
And on a local note, tragedy was narrowly averted moments ago when a sobbing woman and her two hysterical children weretalked down from a ledge on the Sears Tower.
Hıçkırıklar içinde ağlayan bir kadın, kudurmuş iki çocuğu ile Sears Kulesi'nin tepesine tırmandı.
She, herself, narrowly escaped... the blood-stained hands of General Galliffet.
Kendisi, General Galliffet'nin kanlı ellerinden zorlukla kaçabildi.
I have just narrowly avoided having a buggering.
Az evvel kıçı zor kurtardım.
UCLA narrowly defeated Washington 19-17.
UCLA, Washington'u 19-17 ile ucu ucuna yendi.
A tragedy was narrowly averted today when a man returning home from a bowling alley, where his wife just bowled a perfect game, raced into a burning building, saved a family of 10 and the family dog, Winky.
Bugün bir trajedi kıl payıyla engellendi. Karısının çıkardığı mükemmel oyunun ardından bowling salonundan evine dönmekte olan bir adam yanan bir binaya girerek on kişilik bir ailenin ve ailenin köpeği Winky'nin hayatını kurtardı.
For narrowly averting a meltdown... and proving without question... that nuclear power is completely safe.
Erimeyi kılpayı engellediğiniz... ve hiçbir soruya mahal bırakmadan reaktörü tam olarak güvenli bir hale getirdiğiniz için.
First Kramer almost beats me at Risk, but I narrowly escape and then Tim Whatley gives me this Super Bowl ticket.
Kramer beni Risk'te neredeyse yeniyordu. Paçayı zor kurtardım. Sonra Tim Whatley bana Super Bowl bileti hediye etti.
Yuelin, ifl construed my own duties so narrowly
Yuelin, eğer kendi görevlerime anlam yükleseydim
Well, that's defining it rather narrowly. Bullshit!
Bu gerçekten indirgemeci bir yaklaşım.
Madam, if only you would heed my advice. I narrowly escaped with my life, sir.
Majesteleri tavsiyemi dinlemek isterseniz canımı zor kurtardım.
Sports columnist, Ray Barone, while on a citizen ride-aIong... "narrowly escaped gunpIay when an armed robber...."
"Spor yazarı, Ray Barone, vatandaşlarla çıkılan bir devriyedeyken... silahlı bir soyguncunun ateşinden son...."
- How can your view be so narrowly liberal?
- Sen özgür olmak konusunda nasıl bu kadar dar görüşlü olabilsin?
Neville Bartos has been in hiding since... Chopper shot and narrowly missed killing him for the second time.
Neville Bartos Chopper'in saldirisindan beri onun ikinci kere olduremedigi yerde saklaniyor.
She narrowly escaped police apprehension, when she disappeared.
Polisin onu tutuklamaya gitmesinden kısa bir süre önce kaçarak kurtuldu.
It is to be very narrowly construed.
Çok az yorumlanabilir.
"After narrowly escaping with our lives...,... we took shelter for the night in the company of Octavius...,... the new leader of the roman army and a new ally, unknown to the gods."
"Kıl payı canımızı kurtardıktan sonra, " gece için, tanrıların bilmediği yeni müttefikimiz, " ve Roma ordusunun yeni lideri...
" In January, John narrowly missed promotion
" Ocak ayında John, şubedeki yeni bölüme...
"Gazette man narrowly escapes death after struggle with dinosaur."
"Gazete muhabiri dinazorlar mücadele edip ölümden güç bela kurtulur"
Harper narrowly escapes with his life - the end.
Harper canını zor kurtarır ve biter.
And look at the way it's playing out - starting with a single victim, then a handful in a narrowly targeted area.
Tek bir kurbanla başladılar, sonra dar bir alanda bir avuç dolusu insan...
I narrowly escaped and came here to warn of the coming danger.
Ucu ucuna kaçtım ve sizi gelen tehlikeye karşı uyarmak için buraya geldim.
At any rate, we narrowly missed a major war with significant carnage.
Her takdirde, ciddi kayıplara neden olacak bir savaşı ucuz atlattık.
Sometimes narrowly escaping gunfire... although generally that was pretty rare.
Bazen ateşten çok az farkla kaçmak ki genelde bu nadir oluyordu.
Benjamin Baker narrowly escaped his fantasy... while his fiancee explores her own sensual nature.
Nişanlısı kendi cinsel yönelimini keşfederken Benjamin Baker, fantezisinden kılpayı kurtuldu.
I narrowly missed having a huge accident with a truck I even stopped the truck. But the driver was so weird!
az kalsın büyük bir kamyona çarpıyordum hatta kamyonu durdurdum ama şoförü çok tuhaftı
After that location work, even though you were caught in an accident, you narrowly escaped from death.
O çekimlerden sonra, kaza geçirmene rağmen, ölümden kıl payı kurtuldun.
You swerve, narrowly avoiding The Scary Door.
Korkunç kapıdan kaçarak başka bir yöne gidebilirsiniz.
He narrowly escaped death at least 6 times... He was behind a rock and as he moved, BANG!
O hep ölümden kaçardı... bir kayanın arkasından kımıldayınca...
- -Kentucky Open, he's edged out Trenton's Pride and Stripes is the winner of the Kentucky Open narrowly beating Trenton's Pride in a driving finish.
- Trenton'un Gurur'unu... nefes kesen son bir atakla geçen Stripes Kentucky Open'ı kazandı.
But, apparently, they've conveniently construed the subpoena too narrowly.
Ama görünüşe göre onlar çok dar içerikli bir dosyayla gelmişler.
"Candace Dale and her 10-month-old daughter narrowly escaped, " but her 6-year-old son Kenny perished in the accident. "
Candace Dale ve 10 aylık oğlu kıl payı kurtuldu, ama 6 yaşındaki Kenny kazada hayatını yitirdi.
An eyewitness to murder and an employee of the District Attorney's office narrowly escaped death here at the airport...
Bir cinayet görgü tanığı ve bir savcılık çalışanı burada, havalanında ölümden döndü.
Are you trying to throw away the life that you so narrowly managed to keep?
Hayatını bir kalemde silmek mi istiyorsun?
However, there's a treaty, an old one, and a loophole in that treaty which prevents the French government from impounding an American citizen's property under certain narrowly defined conditions which we have recently had broadened due to the current unstable international terrorist situation, etc. So, the books written by Henry and you are Henry's widow, the books obviously belong to you.
Bu konuda, yapılan anlaşmadaki bir açık, Fransızların Amerikan vatandaşının malına el koymasını engelliyor, belli şartlar altında, ki bunların arasında uluslararası terörist olmak ve benzeri durumlar da var, kitapları Henry yazdığına göre, onun dul karısı olarak kitaplar senin olmalı.
Having just narrowly escaped death by torture in Chile during the overthrow of the government there... Henry surfaces in Nicaragua amazingly and accidentally as a double-agent for the Sandinistas and the US backed Contras.
Şili'deki hükümet darbesi sırasında ölüm işkencelerinden kurtulduktan sonra Henry, Nikaragua'da, Amerika tarafından desteklen Neo Con'lar ve Sandinistler arasında çift yönlü ajan olarak ortaya çıkar.
But in stories where there has been no prior cursing, nudity killing or death, such as in a family film the unlikable character will narrowly escape his encounter and be referenced again later in the story having learned valuable lessons.
Ama senaryoda aile filmlerinde olduğu gibi önceden küfür çıplaklık, öldürme veya ölüm yoksa sevilmeyen karakter ölümden kıl payı kurtulur ve filmin sonraki sahnelerinde önemli dersler çıkardığından bahsedilir.
A tragedy narrowly averted.
Bir trajedi son anda önlendi.
I only narrowly escaped arrest a few weeks earlier, but I had to find a way in and find a way to help the sharks.
Birkaç hafta önce, yakalanmaktan zor kurtulmuştum fakat bir yolunu bulup köpekbalıklarına yardım etmeliydim.
Why, Because You Were Named C.E.O., Your Marriage Ended, And You Narrowly Averted Being A Murder Suspect?
Yoksa yöneticiliğe terfi edip, evliliğin bittiği ve cinayetten paçayı kıl payı sıyırdığın için mi?
narrowly beat him.
Eric Stahler'le yaptığı yarıştan sonra, nerdeyse onu geçiyordu.
Raja, you narrowly escaped getting beaten by a slipper
Geçmiş olsun Raja yoksa kızlar seni çiğ çiğ yutacaklardı.
04, 00 : 17 : 19 : 16, The real postwar struggle over mass transit 16, 00 : 17 : 22 : 04, reached a climax in 1949 16, 00 : 17 : 25 : 16, when a proposal for a new light rail network 16, 00 : 17 : 28 : 04, was narrowly defeated in the City Council.
Savaş sonrasında toplu taşıma konusundaki asıl mücadele, 1949 yılında yeni bir hafif demiryolu ağı kurma önerisinin...
I'd be dead right now, too. This man I sent you to find narrowly escaped.
Pekala, dostum, o eve beş dakika önce gelmiş olsaydım, şimdiye ben de ölmüş olabilirdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]