English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nary

Nary translate Turkish

102 parallel translation
He'll be back with nary a scratch on him.
Hiçbir zarar görmeden döner.
Nary a one.
Bir tekinin bile!
Nobody, Mother York, nary a soul.
Hiçkimse, York Ana. Hiçkimse.
Nary a man ever tried harder.
Hiç bir erkek daha fazla çaba gösteremezdi.
Nary a bit.
Hiç de değil.
Now I don't pretend to be no preacher... but I've read the Good Book from cover to cover and back again... and I nary found one word against dancing.
Ben bir vaiz değilim ; ama kutsal kitabımızı defalarca kez okumuş biri olarak, orada dans etmeye karşı tek bir kelime bile görmediğimi belirtmek isterim.
No, there's nary a mark on him.
Hayır, üzerinde hiç iz yok.
What can the enemy be plotting, with nary a torch?
Düşman neden hiç ateş yakmamış?
Two whole weeks, and nary a sign of a thing.
Tam iki hafta geçti ve hiçbir belirti yok.
Nary a soldier inside, neither.
İçeride de hiç asker yok.
Believe me, there's nary a conspiracy.
İnan bana hiç bir komplo yok.
When he said... "nary a conspiracy" he meant just that.
"Komplo yok" dediğinde tam bunu kastediyordu.
Nary a peep.
Çıtı çıkmadı.
Nary a one.
Hiç gücenmedim.
You ain't told nary a joke. "
"Dur bakalım sürtük, bir fıkra bile anlatmadın ki sen."
He cared too much for his fellow man, with nary a thought for himself.
İş arkadaşına çok değer verirdi, kendisini hiç mi hiç düşünmeden hem de.
Can't even pee straight, nary a one of you.
Daha, üstüne bulaştırmadan işemeyi bile beceremezsin.
Is it all right if I play with William and Mary now?
William ve Nary ile oynamamın bir sakıncası var mı?
But nary a one took it as hard as Idgie,
Ama bunu kimse Idgie kadar yoğun hissedemezdi.
His baldrick was nary stuckolded. With his sword, he yslaked a scurvy English head.
Çünkü cesur Godefroy keskin ve korkusuz Kılıcıyla, bir şerefsiz ingilizin kafasını uçurdu.
Father, you promised nary to burp for my marriage.
Baba, Bana düğünümde geğirmeyeceğine söz vermiştin.
The police dragged that river for three days, and nary a gun was found so no comparison could be made between your gun and the bullets taken from the bloodstained corpses of the victims.
Polisler o nehri üç gündür arıyorlar, ve hiçbir silah bulunamadı böylelikle kana bulanmış cesetlerden çıkarılan mermilerle sizin silahınız arasında hiçbir karşılaştırılma yapılamadı.
There's nary an animal alive that can outrun a greased Scotsman.
Daha önce yağlı bir İskoç'tan kurtulabilen bir hayvan olmadı.
With nary a worry or care
Hiç umurumuzda bile olmazdı
Matey, nary a warning light to be seen.
Hiç bir uyarı ışığı görünmüyor.
Nary a bit, not with Sheriff Woody around.
Hayır kesinlikle, Şerif Woody varken böyle bir şey olamaz.
Nary a Jordan is present now.
Hiçbir Jordan şu anda evde yok.
Nary a nipple ring in sight.
Meme halkalı biri görünmüyor.
That barely covers the cost of his room with nary a penny left over for appropriate treatments.
O odasının masraflarını karşılıyor. Tedavisi için geriye neredeyse hiç para kalmıyor.
We ain't got the time... and nary the inclination... to chat with you boys any further.
Artık sizinle konuşmaya zamanımız da yok, niyetimiz de.
I'd nary a notion of your songbird ways... having thought you merely a captain of industry... and a king among men.
Senin böyle şarkı söylemeyi seven bir tarafın olduğunu bilmezdim seni sadece insanların kralı ve sanayinin kaptanı olarak düşünmüştüm.
Nary a Yankee, nigger or Mexican among us. unless you have the authority of the state disband and disarm these men.
Hey sen Yanki, aramızda zenci veya Meksika'lı bu adamları sadece eyaletten ototriten varsa silahsızlandırabilirsin.
But nary a thought about your life partner.
Ama senin hayat arkadaşın için hiç bir endişen yok.
He said "I can't," nary but months ago.
o da “ "yapamam" ” diyordu.
Script supervisor : KIM Nary
Yazı Yönetmeni KIM Nary
There's nary a room left in the whole city.
Koca şehirde hiçbir oda kalmamış.
"Nary a room"?
"Hiçbir oda mı?"
But this was an extraordi nary operation and a great success.
Ama bu seferki, sıra dışı ve başarılı bir operasyon oldu.
"and his ragtag army with nary a piece of modern artillery to its name."
"ve eski silahlara sahip başıbozuk ordusu hakkındaki gerçek yansımıyor."
Divorce or not, the girl's dead and he's shed nary a tear.
Boşanmışsa boşanmış. İnsan ölen kadının ardından bir damla gözyaşı döker.
We'd had nary to eat but parched corn since October.
Ekimden beri yiyecek olarak mısırdan başka hiçbir şey yoktu.
And Gotham Gator fan Bruce Wayne with nary an alibi.
Ayrıca Gotham Timsah fanı Bruce Wayne'in bu konuyla alakalı bir mazereti de yok.
Nary a soul.
Nary bir ruh.
You won't shed nary a tear on our account, mr. Swearengen.
Bir damla yaş dökmeniz gerekmeyecek Bay Swearengen.
And I'm sure that Amy will attest to the fact that I have waited for her plenty of times with nary a peep.
Eminim Amy de onaylayacaktır onu birçok kez beklemişimdir ve hiç lafını bile etmemişimdir.
Yeah, but before a dope fiend come down here... cop a little something, ain't nary a soul hassle him.
Eskiden buraya bir esrarkeş gelir bir şeyler alırdı, hiçbir ruh yanına bile yanaşmazdı.
If there is nary a samurai's spirit to be found dwelling within that steel armor of yours, then whither?
Eğer çelik zırhının içindeki o ruh samuray değilse, başka ne olabilir ki?
You went to study at the culo-nary academy.
Culo-nary academi ye gitmiştin, değil mi..
Nary a wrong move.
Mükemmel ve hatasız.
Nary a one.
- Hiç yok. - Kendisi yapmamış.
Nary a nuzzle.
Hiç yanaşmadı bile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]