Nature's translate Turkish
4,855 parallel translation
Yeah, they're best friends now, But human nature says they'll turn on each other pretty quick.
Şimdi yakın arkadaşlar ama doğaları gereği çok yakında sırlarını açığa çıkarırlar.
That's not a generational thing, it's human nature.
Bu kuşakla alakalı bir şey değil, bu insan doğası.
Other injuries were sexual in nature, internal and external, both eyes were missing, removed with force close to the time of death, possibly before.
Diğer yaralanmalar ise vücuda içeriden ve dışarıdan da olmak üzere gerçekleşen cinsel saldırılar. Her iki göz de kayıp ve kuvvetle muhtemel ölüm anında veya daha öncesinde, zorla yerinden çıkarılmış.
Quick- - Nature's sure-fire sunburn remedy?
Güneş yanığına en iyi gelen bitki nedir?
IT'S HUMAN NATURE.
İnsan doğası işte.
It's a testament to your forgiving nature, Captain.
Bu bağışlayıcı doğanızın vasiyetidir komiserim.
It looks like there's an authentic eye and a real savvy about human nature and photography, and the street, and that kind of thing doesn't happen that often.
Özgün bir bakış açısı var ve insan doğasını gerçekten iyi biliyor. Fotografi... Sokaklar...
And Gloria-What's the nature of your relationship with her?
Gloria'yla ilişkiniz nasıl?
It's the nature of our business.
Bu işimizin doğası.
Well... that's maybe because the appointment is... personal in nature, and not something that he would share with his... assistant?
Çünkü randevumuz biraz özel. Asistanıyla paylaşacağı bir şey değil.
Water's polar nature means that although its molecules are simple, together, they form a subtle, endlessly complex liquid.
Suyun polar doğası, molekülleri tek olsa da, bir arada, ince, sonsuz karmaşık bir sıvı oluşturur demektir.
Having locked onto the sun, their brain then corrects for its movement across the sky by using one of nature's most accurate timepieces.
Güneşe kitlendikten sonra, beyinleri doğanın en doğru saatlerinden birini kullanarak güneşin gökyüzündeki hareketini belirler.
It's nature.
Doğal bir şey.
It's based on an electrical phenomenon found throughout nature.
Elektrik temelli bu olguyu doğada görebilirsiniz.
So there's one more improvement that nature made, which is to replace the pinhole, the simple aperture...
Doğanın koyduğu bir geliştirme daha var. O da bu küçük deliği, basit oyuğu kaldırarak bir mercekle değiştirmek.
I suppose, in a sense, if it moves like a worm, in nature, then it's likely to be a worm.
Zannediyorum, bir bakıma tabiatta kurtçuk gibi hareket ederse muhtemelen avı da bir kurtçuk olacaktır.
It's a fundamental law of nature, known as the first law of thermodynamics.
Bu temel doğa yasası termodinamiğin birinci kanunudur.
The children were sniffling, which I believed to be due to the sad nature of the film.
Çocuklar burunlarını çekiyorlardı bunu filmin hüzünlü yapısına uygun olması için yaptıklarını sanmıştım.
That's the nature of business.
İşin doğası bu.
It's just... It's human nature.
İnsanın doğası böyle.
It's like a rolls royce inside, and it conquers whatever mother nature has.
İçi Rolls Royce gibidir, ve doğada olan herşeye sahiptir.
Nature has already worked out a lot of these details.
Doğa çok detaylı çalışmış zaten.
If that's so, then my love for you is just a freak of nature.
Öyle de olsa, benim sana olan aşkım da doğaya aykırı.
What is the nature of hope?
Umudun yapısı nedir arkadaşlar?
I mean, it's just human nature to suck uto the people above you, craon those beneath you and undercut your equals.
Üstündekilere yalakalık etmek altındakilerin ağzına sıçmak ve denklerine tuzak kurmak insan doğasıdır.
That's nature for you, Deacon.
İşte tam sana göre bir hayat Deacon.
.. but Arabia's people are beginning to use their technology to protect nature.
Arabistan halkı da teknolojilerini kullanarak doğayı korumaya başlıyor.
It certainly doesn't look wildlife-friendly... .. but in places, the impact on nature is not as negative as you might think.
Kesinlikle vahşi yaşama dost canlısı gözükmüyor ama burada, doğa üzerindeki etkisi düşündüğünüz kadar da büyük değil.
- Hemingway's classic tale of man versus nature.
İnsanın doğaya karşı savaşını anlatan, Hemingway'in klasik öyküsü.
You really catch bugs breaking the laws of nature with a senator's wife?
Senatör karısıyla iş pişiren dangalakları mı yakalıyorsunuz?
His beloved wife Katherine, despite all his heroic efforts to provide her the psychiatric care she so badly needed, succumbed to the demons of her darker nature... demons that had been with her for so many years,
Çok sevdiği karısı Katherine müvekkilimin, ihtiyacı olan psikolojik tedaviyi alması için uğraşlarına rağmen içindeki şeytanlara boyun eğdi.
It's not in your nature to give up, Nikita.
Vazgeçmek senin doğanda yok Nikita.
So, I learned it's human nature.
Ben de bunun insan doğası olduğunu öğrendim.
Well, that's because I'm here on a serious errand of a business nature.
Çünkü buraya iş için önemli bir konu hakkında konuşmak için geldim.
Nevertheless, he has demonstrated that his obedience and loyalty fall a distant second and third to his nature.
Sadakatini kanıtlamış olmasına rağmen kendisini doğasına kaptırdığında sadakati ikinci, üçüncü plana düşüyor.
( Sighs ) Look, all this fighting is just nature's way of helping you guys deal with the fact he's leaving.
Tüm bu kavgalar onun gidiyor gerçeğiyle başa çıkmanıza yardımcı olmak için doğanın bir oyunu.
I just don't like nature when it's all over my shoes.
- Evet. Yalnız doğanın ayağıma bulaşmış halini sevmem.
Neither time nor distance nor screening one's calls could ever sever what nature herself has ordained.
Ne zaman ne mesafe ne de birinin telefon kayıtlarını dinlemek, doğanın emirlerine karşı gelebilir.
Maybe it's just human nature?
İnsan doğası yüzünden olabilir mi?
It's the nature of the beast.
Canavarın doğası bu.
Says it's a symbol, says it represents the best in human nature.
Sembol diyor, insan doğasının en iyisini temsil ediyor diyor.
So, if it's biologically healthier... To confess our secrets, what is it about human nature that makes us, fight so hard to keep them hidden?
Peki, eğer sırlarımızı itiraf etmek biyolojik olarak daha sağlıklıysa sırlarımızın saklı kalmaları için bu kadar çaba harcamamızın nedeni ne?
You're the original hybrid, the first of your kind, and this pregnancy is one of nature's loopholes.
Sen köken melezsin, türünün ilkisin. Bu gebelik de doğanın açıklarından biri.
And, well, it's of a personal nature and thus above Clara's security clearance.
Ve biraz özel bir konu. Bu yüzden, Clara'nın duymasına gerek yok.
May I impose upon the house's good nature?
Ev sahibinin iyi niyetine güvenebilir miyim?
I understand what it's like to fight your true nature.
Gerçek anlamda dövüşmeyi iyi bilirim.
It's beautiful, but- - I never took Henry as a nature buff.
Çok güzel ama Henry'nin bir doğa adamı olacağını düşünmemiştim.
Like all adaptations, Mother Nature's way of improving us, randomly mutating until the gene proves useful.
Tüm uyarlamalar gibi Doğa Ana'nın bizi geliştirme yolu bu işte. Gen, işe yaradığını ispatlayana kadar bizi rastgele mutasyona uğratıyor.
Nature's gift.
Doğanın hediyesi.
"It's my nature."
"Bu benim doğamda var."
Your faith in humanity may not matter if you underestimate Gerard's nature.
Gerard'ın doğasını küçümsersen insanlığa olan inancının bir önemi kalmaz.
nature 107
natural 135
naturellement 23
naturally 1275
nature calls 25
natured 23
natural selection 22
natural causes 52
natural 135
naturellement 23
naturally 1275
nature calls 25
natured 23
natural selection 22
natural causes 52