Neeko translate Turkish
104 parallel translation
I want to make it to the end, but I want to do it as a team, kind of like how Neeko's doing it, you know?
Sonuna kadar gitmek istiyorum ama bunu takım hâlinde yapmak istiyorum Neeko'nun yaptığı gibi. - Sana bir şey söyleyeyim mi?
You know that Neeko is a professional athlete?
Neeko'nun profesyonel bir atlet olduğunu biliyorsun, değil mi?
And then, now she looks like this, so Johnny should be probably fearing for his life right now because Sam and Neeko went after him.
Ve öyle de görünüyordu yani Johnny şu an hayatından endişe ediyordur çünkü Sam ve Neeko peşinden gitti.
Neeko!
Neeko!
Neeko, stop it!
Neeko, kes şunu!
When I heard, uh, Neeko kind of fall in there, I think he might have been doing some laps.
Ben... aa, Neeko'nun düştüğünü duyunca, yorulmaya başladığını düşündüm.
Neeko?
- Neeko?
Neeko, look for coats.
- Neeko, mont ara. İyi misin?
Neeko, look at that.
Neeko, şuna bak.
Go, Neeko, go!
Git Neeko, yürü!
- Hey! Neeko!
- Neeko!
- Neeko!
- Neeko!
- Hey!
- Neeko.
Neeko. Neeko.
Neeko.
Neeko.
- Neeko.
Neeko, look at this.
Neeko, şuna bak.
Neeko, get up!
Neeko, kalk!
Wait, Neeko, look at this.
Bir dakika Neeko.
Neeko, I think it snowed last night.
- Neeko, bence dün gece kar yağdı.
What authorities, Neeko?
- Ne yetkisi Neeko?
Neeko, we have to turn back.
Neeko, geri dönmeliyiz.
Neeko, we- - we have to go back.
Neeko, geri dönmeliyiz.
Annie! Neeko, they're not here.
- Neeko, burada değiller.
( Neeko ) Who chased you?
- Kim kovaladı?
( Neeko ) So you just left her there?
- Irene'i öylece bıraktın yani?
( Neeko sighs ) They're gonna get us.
Bizi haklayacaklar.
- ( Miljan ) I'm not afraid of you, Neeko.
- Senden korkmuyorum Neeko.
( Neeko ) Sabina, we've already looked.
- Sabina, baktık zaten.
( Neeko ) It's the same map.
Aynı harita işte.
( Neeko ) Sabina, all we have to do is follow the directions.
Sabina, tek yapmamız gereken yönü takip etmek.
- Neeko.
- Neeko. - Ne?
- ( Neeko ) Do something.
- Bir şey yap. Bir şey yap!
( Neeko ) Yeah, but, Sabina, we would have found it already.
- Tamam da zaten bulduk Sabina.
Come on! - ( Neeko ) Miljan, get inside!
- Miljan, içeri gir!
- ( Neeko ) Come on!
Kımılda!
( Neeko ) Put the camera down and look. ( Sabina ) Come on.
- Kamerayı indir de bak.
( Neeko ) I'm telling you, Sabina, it's not in here.
Sana diyorum Sabina, orada değil.
- ( Neeko ) Watch the door.
- Kapıya dikkat.
- ( Neeko ) No, no, put it out.
- Hadi, hadi, çıkar.
( Neeko ) You got it?
- Aldın mı?
Neeko, watch that one.
Neeko, sen de diğerine.
( Sam ) Whoo! ( Neeko ) Are you okay, Sabina?
İyi misin Sabina?
I don't know why Sabina and Neeko are ignoring what I'm telling them.
Sabina ve Neeko'nun onlara dediklerime niye aldırmadıklarını bilmiyorum.
( Neeko ) I'm thinking about my own family.
Kendi ailemi düşünüyorum.
( Neeko ) We're all hungry.
Hepimiz açız.
( Neeko ) Maybe it'll come back around again.
- Belki yeniden geçer.
Neeko.
Neeko.
Stop it, Neeko!
Kes artık Neeko!
( Neeko ) Esther!
Annie!
( Neeko ) What is it?
- Ne oldu?
( Jet whooshes overhead ) ( Neeko ) It's a plane! It's a plane!
- Bu uçak!