Negging translate Turkish
19 parallel translation
- Negging her.
- Onu bozuyordum.
- That wasn't negging her, That was but ruding.
- Senin yaptığın bozmak değil, aşağılama.
- Are you negging me?
- Beni bozmaya mı çalışıyorsun?
I don't think negging is for me, I gotta say.
Kötülemek bana göre bir şey değil.
If you're not gonna do negging, do magic.
Eğer kötülemeyeceksen, sihir yap.
You were negging him.
- Onu iğneliyordun.
How does Gabe know I was negging him?
- Seni iğnelediğimi Gabe nasıl biliyor?
Oh, my God, negging! That's hilarious.
- Aman Tanrım, "eksileme." Çok komik ya.
"Negging." Saying something negative to a pretty girl in order to undermine her social value.
Eksileme diyorum, sosyal değerini alaşağı etmek için olumsuz bir özelliğini söylemek.
And now you're negging me.
Ve şimdi de beni aşağılıyorsun.
They were negging us.
- Bizden kaçıyorlarmış.
- Negging?
- Kaçmak mı?
- Negging is going negative.
- Kaçmak olmadı.
Should I keep negging?
Kaçmaya devam etmeli miyim?
Are you negging me?
Sen bana iş mi atıyorsun?
I had a bunch of friends over, and we were fooling around with the cat... and, I don't know, they were kind of negging it on and...
Bir grup arkadaş toplanmış,... kediyi aramıza almış eğleniyorduk. Sonra işte...
Haven't you heard of negging?
Taş atmayı duymadın mı?
Uh, because I've been negging you hard.
Çünkü başında epey dırdır ediyorum.
That's called "negging," by the way, when someone undermines your confidence just so they say one nice thing to you, and you're, like, " Oh, all right.
Bu arada buna "negging" deniyor, birinin öz güveninizi sarsması. Böylece tek bir iyi şey dediğinde, "Tamam o zaman." oluyorsunuz.