English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Neill

Neill translate Turkish

1,812 parallel translation
Thomas O'neill.
Thomas O'neill.
Why don't we go to O'Neill's? We drown out your sorrows.
- O`Neill`sa gidelim, acımızı içkiyle unuturuz.
Patrick O'Neill.
Patrick O'Neal.
Patrick O'Neill.
- Patrick O'Neal
I could seeJimmy Hughes cresting a hill on his bike... and Patrick O'Neill with his kids and his salad at the picnic.
Bisikletinin üstünde Jimmy Hughes'i görebiliyordum. Ve Patrick O'Neal'i çocukları ve salatası ile piknikte.
" Patrick O'Neill was a big man.
Patrick O'Neal büyük bir adamdı.
" Patrick O'Neill was many things to many people.
Patrick O'Neal birçok kişi için birçok şey demekti.
Neill, cut them off at the service road.
Neill, servis yolundan önlerini kes.
Maxton and Neill, you're the only two who haven't checked in yet.
Maxton ve Neill, cevap vermeyen bir tek ikiniz varsınız.
Maxton and Neill.
Maxton ve Neill.
Neill is the only one who hasn't called in.
Tek cevap vermeyen Neill var.
Maxton, what area was Neill patrolling?
Maxton, Neill nerede devriye geziyordu?
Ed O'Neill is Soccer Mummy.
Ed O'Neill, Futbolcu Mumya rolünde.
I have no doubt that he would blend with O'Neill, cure him and leave him again, if another suitable host can be found.
Onun O'Neill ile birleşip, onu iyileştirip uygun bir konukçu bulunduğunda, ondan ayrılacağına kuşkum yok.
You've been promising the safe return of Colonel O'Neill for days.
Günlerdir Albay O'Neill'ın güvenli bir şekilde döneceği sözünü veriyorsunuz.
Colonel O'Neill put his life in your hands.
Albay O'Neill hayatını size teslim etti.
- O'Neill would not agree to a blending unless there was more at stake than his life.
- O'Neill birleşmeyi kabul etmezdi, eğer ortada onun hayatından fazlası olmasaydı.
I can't speculate on Colonel O'Neill's state of mind, but while a mature symbiote can take control of the host when it wants to, it doesn't work both ways.
Albay O'Neill'ın zihin durumu hakkında konuşamam, ama olgun bir ortakyaşam, istediğinde konukçuyu kontrol edebiliyorken, bu iş iki taraflı olmuyor.
- Colonel Jack O'Neill, US Air Force.
- Albay Jack O'Neill, Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri.
- Colonel O'Neill's life is at stake.
- Albay O'Neill'ın hayatı tehlikede, konumuzla ilgili olduğuna inanıyorum.
But you'll cease to be the Jack O'Neill we know long before that.
Ama sen bizim bildiğimiz Jack O'Neill olmaktan çok uzak olacaksın.
You are O'Neill.
Sen O'Neill'sın.
The decision to act came after blending with the mind of Colonel O'Neill.
Harekete geçme kararı Albay O'Neill'ın zihniyle birleştikten sonra geldi.
As a result of blending with Colonel O'Neill, yes.
Albay O'Neill ile karışmasının sonucunda, evet.
Based on the arrogant notion O'Neill would never have left her behind.
O'Neill'ın kibirli görüşlerine dayanarak, o asla onu geride bırakmazdı.
- I know that's where Colonel O'Neill is.
- Albay O'Neill'ın olduğu yerin orası olduğunu biliyorum.
If indeed O'Neill is in Baal's hands, he is far beyond our reach.
Eğer O'Neill Baal'ın elindeyse, bize çok uzak demektir.
I have been meditating on the possibility of rescuing O'Neill.
O'Neill'ı kurtarma olasılığı üzerine meditasyon yapıyordum.
It will give O'Neill a fighting chance, nothing more.
Bu O'Neill'a savaşma şansı verir, daha fazlasını değil.
Colonel O'Neill, this is Malek, commander of the Tok'ra base we evacuated.
Albay O'Neill, bu Malek, boşalttığımız Tok'ra üssünün komutanı.
O'Neill.
O'Neill.
What are you considering, O'Neill?
Ne düşünüyorsun, O'Neill?
O'Neill out.
O'Neill, tamam.
Colonel O'Neill!
Albay O'Neill.
Teal'c! O'Neill!
Teal'c, O'Neill.
Teal'c over radio O'Neill?
O'Neill.
- Qu'est - ce que c'est?
- Bu nedir? ( Ç.N : O'Neill fransızca soruyor, kesköse )
O'Neill out.
O'Neill bitti.
We can make no promises, Colonel O'Neill.
Buna söz veremem, Albay O'Neill.
- O'Neill?
- O'Neill?
Colonel O'Neill is determining if the vessel can be salvaged.
Albay O'Neill geminin kurtarılabilirliğini araştırıyor.
Colonel O'Neill?
Albay O'Neill?
It may take time for Colonel O'Neill to gain confidence in you.
Albay O'Neill'ın sana güvenmesi zaman alabilir.
I only got this assignment because Colonel O'Neill didn't want a Russian on the team.
Bu görevi almamın nedeni Albay O'Neill'ın takımında bir Rus olmasını istememesiymiş.
O'Neill would not have chosen you if he did not believe that one day you would be an effective member of SG-1.
O'Neill, eğer bir gün SG-1'in etkili bir üyesi olacağına inanmasaydı seni seçmezdi.
You are approaching Earth's atmosphere.
O'Neill, Dünya'nın atmosferine doğru yaklaşıyorsunuz.
We have been attacked by Jaffa from the mothership.
O'Neill ana gemiden gelen Jaffa'lar tarafından saldırıya uğradık.
O'Neill.
O'Neill
If that door hadn't opened, Colonel O'Neill and I would have drowned.
O kapı açılmasaydı. Albay O'Neill ve ben boğulmuştuk.
Thor spoke those words to O'Neill and I when we were imprisoned here.
Thor, O'Neill ve ben hapsedildiğimizde de aynı sözleri söylemişti.
On the contrary, O'Neill.
Tam tersine, O'Neill.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]