English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Neutralised

Neutralised translate Turkish

68 parallel translation
You see, the electricity's been neutralised... all over the world.
- Gördüğünüz gibi, elektrik... bütün dünyada kesildi.
Minimum offensive fire until I signal bomb has been neutralised.
Bomba etkisiz hale gelene kadar minimum ofansif ateş.
I've neutralised the warning system.
Uyarı sistemini etkisizleştirdim.
They've neutralised and completely immobilised this section.
Bu bölgede tamamen elleri kolları bağlı durumda.
Your devices have been neutralised.
Aygıtlarınız nötrleştirildi.
- I've neutralised the heating elements.
- Isıtıcı elemanlarını etkisiz bıraktım.
Enemy vessels must be neutralised.
Düşman gemileri etkisiz hale getirildi.
M-5 is neutralised.
M-5 etkisiz hale getirildi.
The enormous power of the Enterprise has been neutralised, and we sit here watching, unable to assist.
Enterprise'ın gücü etkisizleştirildi ve yardım edemeden burada öylece duruyoruz.
"When the spark has leaped and the currents are neutralised " he discovers that she is ugly,
Kıvılcım sıçradığında ve akımlar tesirini yitirdiğinde aslında onun çirkin olduğunu fark eder.
First, those dangerous pincers have to be neutralised.
İlk olarak, tehlikeli kıskaçlar etkisizleştirilmelidir.
If you lock him in, he'll be neutralised...
Eğer adamı oraya kilitlerseniz, devre dışı kalacak...
- Maybe the juice's acid neutralised it.
- Asit nötralize etmiş olabilir.
Targets have been neutralised.
Hedefler etkisiz hale getirildi.
Perhaps the anyons neutralised the cloaking effect.
Belki de anyonlar gizleme etkisini nötralize etmiştir.
The pulse waves from our torpedoes have been neutralised.
Torpillerimizin darbe dalgaları etkisiz hale geldi.
Somehow they neutralised the security systems on the docking ring.
Bir şekilde, kenetlenme halkasındaki güvenlik sistemini etkisizleştirmişler.
Every directed energy weapon would be neutralised.
Bütün yönlendirilmiş enerji silahları etkisiz hale gelecektir.
- Target neutralised.
- Hedef etkisiz hale geldi.
The last mines have been neutralised.
Son mayınlar etkisizleştirildi.
A member of my team is neutralised.
Ekibimden biri etkisiz hale getirilmiş.
His killer needs to be... neutralised.
Katilinin etkisiz hale getirilmesi gerekiyor.
- I have only neutralised the internal sound, the device itself is still broadcasting some kind of signal into deep space, using Moya's hull as a maximiser. You've stopped it!
Sesi durdurdun!
Our friends have been neutralised.
Arkadaşlarımız nötralize oldu.
It took the patrol team 42 minutes to track you, and you neutralised them in 28 seconds.
Devriye grubunun seni bulması 42 dakika sürdü. Ama sen onları 28 saniye içinde etkisiz hale getirdin.
Kal'ma has neutralised the sedative.
Kal'ma onları etkisizleştirdi.
Keep the music and the crowd hopping', and the alarm is totally neutralised.
Alarmın tamamen etkisiz kalması için, müziğin ve kalabalığın devam etmesini umalım.
Robot has been neutralised.
Robot etkisiz duruma getirildi.
T'Pol to Captain Archer... they've neutralised the warhead.
T'Pol'den Kaptan Archer'a... Mühimmat başlığını devre dışı bırakmışlar.
By destroying the organisms in the present... we appear to have neutralised them in the past.
Organizmaları şu anda yok ederek... onları geçmişte de etkisiz duruma getiriyor gibiyiz.
- ( Sierra One )'T-1 neutralised.'- ( Helicopter hovering )
Görev tamamlandı.
- We neutralised a threat to security.
Biz, bir tehdidi etkisiz hale getirdik. Bu bizim işimiz.
That means adherence to US close-protection protocol - every rumour to be treated as fact until neutralised, every target a potential assassin until dealt with.
Bu demek ki Amerikan Yakın Koruma Protokolüne göre her dedi-kodu, etkisiz hale getirilinceye kadar gerçekmiş gibi değerlendirilecek, her hedef potansiyel bir suikastçı olarak değerlendirilecek.
Anubis's new weapon has been neutralised.
Anubis'in yeni silahı etkisiz hale getirildi.
I thought, "Well, at least he" s been... "He" II never come right they " ve kind of neutralised him.
Şöyle düşündüm, "Yani, o en azından -" Asla yola gelmeyecek onu biraz etkisiz hale getirebilmişler.
We've also neutralised your organic explosives.
Aynı zamanda senin organik patlayıcılarını da etkisiz duruma getirdik.
The threat has not been neutralised.
Tehdit henüz yokedilmedi.
The threat has not been neutralised.
Tehdit yokedilmedi.
Reports from the colony say, all the remaining replicators have been neutralised.
Aldığım raporlara göre kolonideki tüm çoğalıcılar yok edildi.
Ah, Sergeant, now that the Doctor's been neutralised, the upper levels are out of bounds to everyone.
Çavuş. Doktor etkisiz hale getirildikten sonra üst koridorlara girmek herkes için yasak.
556 neutralised.
556 etkisiz hale getirildi.
Target has been neutralised.
Hedef yok edildi.
The last hive ship has been neutralised.
Son kovan gemisi yok edildi.
We've neutralised the hive ships, activated the shields and we've mustered as many people as we can, making sure there are no Wraith hiding in the shadows.
Kovan gemilerini yok edip kalkanları açtık elimizden geldiğince çok insanla gölgelerde saklanan Wraithler olmadığından emin oluyoruz.
He's neutralised.
Hiçbir şey hatırlamıyordu.
Bomb squads have neutralised both of them.
Bomba ekipleri ikisini de etkisiz hale getirdi.
We neutralised the attack on the hospital. Good.
Hastanedeki saldırıyı etkisiz hale getirmeyi başardık, efendim.
They need to be neutralised.
Nötralize edilmeleri gerekiyor.
Fox 2 is down and device neutralised.
- Tilki 2 yakalandı ve bomba etkisiz hale getirildi.
Hey, sprechen sie talk, huh? If you'd listened to me, he would be neutralised already.
Eğer beni dinlemiş olsaydın, çoktan bu adamı devre dışı bırakmıştık.
by smiles or even neutralised, showing nothing on the face
Bu yüzden öfke, kızgınlık ya da iğrenme görmek yerine maske gülüşler görürsünüz. Hatta bazen yüzde hiçbir şeyi göstermeyerek nötrleştirirler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]