English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Neutrality

Neutrality translate Turkish

124 parallel translation
Any violation of neutrality would reflect on the captain.
Sükunet bozulursa, Yüzbaşı gerekeni yapar.
Be assured that our neutrality will be respected and remember there must be no resistance.
Tarafsızlığımıza saygı duyulacağına emin olun ve hiçbir direniş olmaması gerektiğini unutmayın.
There's neutrality for you.
Orası tarafsızdır.
England and the United States, isolationists on principle hide behind absolute neutrality.
İngiltere ve ABD, prensipleri gereği mutlak tarafsızlığın arkasına saklandılar.
His doctrine : neutrality.
Onun fikri de tarafız kalmaktan yanaydı.
But you make me think that fruit salad on your chest is for neutrality evasiveness and fence-straddling.
Bana öyle geliyor ki, göğsünüzdeki şu madalya ve nişanları tarafsızlığınıza bahane edip... kaçamak cevaplar vermek ve fırsatçılığınızı göstermek için kullanıyorsunuz.
In order to maintain our neutrality we need some kind of deterrent.
Tarafsızlığımızı koruyabilmek için caydırıcı bir gücümüz olmalı.
Our neutrality is over.
Tarafsızlığımız sona erdi.
The Japanese MNE, pro-Germany, Yosuke Matsuoka, after the visit of courtesy the Hitler it was in April of 1941 in Moscow, where it signed the Pact of Neutrality with Stalin.
Alman yanlısı dışişleri bakanı Matsuoka nisan 1941'de Almanya'ya gerçekleştirdiği iyi niyet ziyaretinden sonra Moskova'da Stalinle bir saldırmazlık anlaşması yaptı.
They had obtained to enter in Thailand e we did not want to break the neutrality.
İşler planlandığı gibi gitmedi. Japonlar Tayland'ı ele geçirdiklerinde henüz savaş ilan etmediğimiz için karşı koyamamış bu nedenle baştan 1-0 yenik duruma düşmüştük.
Ignoring the neutrality of the Norway, the English had entered on board e, after a confrontation, had freed 300 British prisoners.
... Norveç'in tarafsızlığına rağmen, Altmark'a borda edildi ve yaşanan çatışmanın ardından 300 İngiliz savaş esiri özgürlüğüne kavuştu.
The deceit of this theory it came the light in 1936, when, without consulting France, the King Leopoldo of Belgium he opted to the neutrality e closed the borders even though to French military observers.
1936'da Belçika kralı Leopold'ün, Fransızlar'ın fikrini dahi almadan tarafsızlık ilan ederek sınırlarını kapatmasıyla bunun ne kadar aptalca bir fikir olduğu da açığa çıktı.
Roosevelt used to advantage to lead Congress to revoke the neutrality.
Roosevelt bu olayı kullanarak tarafsızlık yasasını kaldırması için Kongre'ye bastı yaptı.
The revocation of the neutrality it will be the last step the way of the war.
Tarafızlık yasasının yürürlükten kaldırılması, savaş öncesi son adımdır.
The only great power that it was not with the enemies, it was the Soviet Union because nominally the Pact of Neutrality still existed e this age the only possibility to have peace.
Geriye kalan tek büyük güç Sovyetler Birliği'ydi. Sözde, aramızda hâlâ saldırmazlık paktı olduğundan mütevellit barış çabalarına giden tek yol buydu.
You slip through the streets, untouchable, protected by the judicious wear and tear of your clothing, by the neutrality of your gait.
Üzerindekilerin makul eskimişliği, yürüyüşünün tarafsızlığının sana verdiği güvenle dokunulmaz bir şekilde ilerliyorsun sokaklarda.
Your neutrality is meaningless.
Tarafsızlığının bir anlamı yok.
Now, for obvious reasons involving the Neutrality Act, this is touchy business.
Tarafsız Hareket yüzünden bu şekilde yapmamız gerekiyor.
That is repeal the Neutrality Act.
Bu... Tarafsızlık İlkesine aykırı.
There is no place for neutrality or a neutralist sentiment in South Vietnam.
Güney Vietnam'da tarafsız kalınamaz.
Unjustly accused of violating the neutrality of Mexico, Walker was put on trial.
Ve haksız yere Meksika'nın tarafsızlığına saldırıda bulunmakla suçlandı, mahkemeye çıkarıldı.
Evidence that Esperanza's forces violated the neutrality of neighboring countries made Congress withhold funds.
Fakat Esperanza'nın güçlerinin tarafsız olan komşu ülkelere saldırması Meclis'in para yardımlarına el koymasına yol açtı.
Jeff, once the Council gets into this, there's nothing we can do without compromising the neutrality of Babylon 5.
Jeff, meclis işe karışırsa, yaptığımız her hareket Babil 5'in tarafsızlığını tehlikeye atacaktır.
Our neutrality assures fairness.
Söz konusu olaylardaki tarafsızlığımız adaletin güvencesidir.
Hitler didn't give a damn about the neutrality of Belgium did he?
Hitler Belçika'nın tarafsız kalmasını umursamadı bile değil mi?
The Centauri government accuses you of moving Babylon 5... from neutrality to a pro-Narn position.
Centauri Hükümeti seni tarafsızlığını kaybetmekle ve Narnları üstün tutmakla suçluyor.
The neutrality of this station applies even to the wishes of the Centauri.
Üssün tarafsızlığı Centauriler için bile aynı ayrıcalıkları sağlamaktadır.
The invitation to join your new alliance is tempting, ambassador... but many of our generals are skeptical about your claims to neutrality.
İttifakınıza katılma teklifi oldukça ilgi çekici, büyükelçi ama generallerimizin çoğu tarafsızlık hususuna şüpheyle yaklaşıyor.
You weren't here for the war, when our neutrality made this country rich.
Tarafsızlığımız bu ülkeyi zengin yaptığı zaman, siz savaş için burada değildiniz.
In return, the Austrians promised permanent neutrality.
Avusturyalılar ise karşılığında kalıcı olarak tarafsızlık sözü verdiler.
With Austria in mind, agy declared Hungarian neutrality and divorce from the Warsaw Pact.
Avusturya'yı düşünerek Macaristan'ın tarafsızlığını ilan etti ve Varşova Paktı'ndan ayrıldığını bildirdi.
He would betray our neutrality for the genuflect of peasants.
Tarafsızlığımızı kendisine tapan lallara satabilir.
" Neutrality does not exist in the face of murder.
"Cinayetle yüzyüzeyken tarafsızlık diye birşey yoktur."
Despite having maintained strict neutrality during the past months... our country was attacked last night... suddenly and without warning, by the German Wehrmacht... despite their solemn promise... that our neutrality would be respected as long as we maintained it ourselves.
Son aylarda uygulanan kararlı tarafsızlık politikasına rağmen yurdumuz dün gece Alman Wehrmacht tarafından aniden ve uyarısız saldırıya uğradı. Resmi vaatlerine rağmen tavrımızı koruduğumuz sürece tarafsızlığımıza saygı gösterecekler.
She was removed from our highliner by your agents... in violation of our neutrality.
Ajanlarınız tarafından gemimizden çıkartılmış... tarafsızlığımızı bozma pahasına.
If any harm comes to either the princess... or the royal heir... the neutrality of this tribe will be forfeit... and allegiance to the imperial throne... disavowed.
Eğer prenseslerden birine bir zarar gelirse... ya da kraliyet varisine... bu kabilenin tarafsızlığı biter... ve kraliyet tacına olan bağlılığını da... reddeder.
The holy regent demands that you abandon your pledge of neutrality.
Kutsal naib, tarafsızlık sözünüzden dönmenizi talep ediyor.
On 2nd September 1914, 60,000 Japanese troops landed up the coast, violating China's neutrality.
2 Eylül 1914'te, 60.000 kişilik Japon birlikleri Çin'in tarafsızlığı hiçe sayarak kıyıya ayak bastılar.
It was just what she needed to end America's neutrality.
Amerika'nın tarafsızlığını sona erdirmek istiyordu.
Enver bypassed the Turkish cabinet, secretly signing an alliance on the 2nd of August 1914, while maintaining a public stance of neutrality.
Enver Paşa, 2 Ağustos 1914'de halkın savaşta tarafsız kalma tutumu sürerken gizli bir anlaşma imzalayarak Türk kabinesini atlattı.
The presence of two German cruisers, riding proudly at anchor by the Golden Horn, undermined the Turk's pretence at neutrality.
Haliç'te demirlemiş, gururla su üstünde duran 2 Alman kruvazörünün varlığı Türklerin tarafsızlık numarasını baltalıyordu.
Italy initially declared neutrality.
İtalya savaşın başında tarafsızlığını ilan etmişti.
The Germans knew Britain had guaranteed Belgian neutrality but reckoned Britain would come into the war whichever route the Germans took into France.
Almanlar, ingilizlerin Belçika'nin tarafsizligini garanti ettigini biliyordu ama bu garantiyi veren ingiltere er veya geç savasa girecekti bu yüzden Almanlari hangi yolun Fransa'ya götürdügünün bir önemi kalmiyordu.
Our safety is dependent on our neutrality.
Güvenliğimiz, tarafsızlığımıza bağlı.
they talk of neutrality, but they're all witches and spies.
Tarafsızlıktan bahsederler fakat hepsi cadı ve casuslar.
Eidelon faction of neutrality.
Eidelon tarafsızlık grubu.
There is no such thing as neutrality.
Tarafsızlık diye bir şey yoktur.
If there was no agenda, if there was no... if there was true neutrality, there would be a welcoming of any and all information from all sides.
Eğer orada bir gündem olmasaydı, orada bir orada gerçek bir tarafsızlık olsaydı, her taraftan gelen tüm bilgiler hoşgörüyle karşılanabilirdi.
Neutrality might mean they'll work against us like some did at Dunkirk.
Tarafsızlık aleyhimize olur Dunkirk'teki gibi.
He swore the oath of neutrality.
Tarafsızlığın yeminini etmiş.
So much for neutrality. I can't really blame them.
Onları anlıyorum, bu bambaşka bir salgın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]