English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Niblets

Niblets translate Turkish

23 parallel translation
No more green giant frozen niblets.
Daha fazla donmuş mısır da yok.
I've seen her eat corn niblets, but she scooped them.
Mısır gevreği yerken görmüştüm, kaşıklıyordu.
- She scooped the niblets?
— Gevreğini kaşıklıyordu.
No chance that I'm gonna roll around naked in creamed corn.. .. with drunken yahoos trying to stick niblets up my hoo-hah.
Ben, çırılçıplak, kremalı mısıra bulanıp, ah oh diye yuvarlanırken sarhoş köylüler, tane kapmaya çalışacak.
The Green Giant calls them "niblets." Uh, niblets.
Yeşil Dev onlara lokmacık derdi.
These niblets represent each gene, and they determine everything about you.
Bu lokmacıklar genleri temsil ediyor ve sizinle ilgili her şeyi belirliyor.
Look, I'm not here to twist your niblets.
Bana bak, buraya memeni çimdiklemeye gelmedim.
Could your rustle up some of those cheesy niblets?
Bana biraz da şu peynirli şeylerden getirir misin?
Fishsticks and corn niblets.
Balık çubukları ve mısır.
Sweet niblets, that girl's done it again.
Hay gözünü sevdiğim kızım, yine yapacağını yaptı.
Sweet niblets, you are Jake Ryan!
Küçük böcekler, sen Jack Ryan'sın.
Sweet nutty niblets.
Tatlı fındıklı lokmacıklar.
Sweet niblets, this is worse than the barking dog!
Bu köpeğin havlamasından da beter!
Sweet niblets.
- Ben de. Küçük böcekler.
Sweet niblets.
Küçük böcekler.
Sweet frozen niblets.
Böyle şans olmaz olsun.
These are the best Cajun chicken niblets I've ever had.
Bunlar yediğim en iyi, baharatlı tavuk kanatları.
I made your Cajun chicken niblets.
Baharatlı tavuk kanatlarını ben hazırladım.
They're great niblets.
Güzel atıştırmalıklar.
The starving people of Springfield are desperately in need of our delivery of canned corn, corn flakes and flash frozen corn niblets!
Springfield'ın aç insanları çaresizce bizim konserve mısırlarımza ve mısır gevreğimize ve dondurulmuş mısır parçalarına ihtiyaçları var.
I was, uh... picking up a load of corn niblets in town.
Kasabadan bir dolu mısır tanesi alıyordum.
Got some Niblets.
Biraz da konserve mısır var.
- Ooh! Are these salty niblets?
- Onlar tuzlu mısır mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]