English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Niceness

Niceness translate Turkish

84 parallel translation
But I assure you that outside of his niceness and his brightness there are many other reasons why I'm in love with him.
Ancak sizi temin ederim ki, hoş ve zeki olmasının haricinde ona aşık olmamın daha bir sürü nedeni var.
All I'm asking is a little bit of niceness to him for the time being.
Tek istediğim ona şimdilik biraz iyi davranman.
I'm talking about thanks and niceness, common politeness.
Şükran, kibarlık, ortak nezaketten söz ediyorum.
In fact, he was so full of niceness I hated laying that big chunk of...
Aslında, iyilikle doluydu........ ve ona o şeyi vermek istemedim.
His niceness.
İyiliğine.
But what if all her calm, her niceness... were just a negation... a curtain dropped in front of an emptiness?
Peki ama ya bu sükuneti ve iyiliği sadece bir eksikliği... bir boşluğu gizleyen bir perde görevi görüyorsa?
- He sure got a sudden case of the niceness.
- Aniden nazik biri oldu.
Your niceness and decency.
Kibarlığın, dürüstlüğün.
There's a niceness to it.
Şey, yapmasında güzellik var.
Loyalty's not eyewash, not like niceness. I've been loyal to you, Des.
Sadakat, göz boyamak gibi ya da sevimli biri olmak gibi bir şey değildir.
Now for the final note in my symphony of downright nasty not-niceness!
Tamamen pislik ve kötülük üstüne kurulu senfonimin son notasına geldi sıra!
I don't feel niceness coming from you.
- Nazik olduğunu düşünmüyorum.
I'm a giant ear... waiting for your songs of niceness.
Güzel şarkılarını dinlemeyi bekleyen... kocaman bir kulağım.
I don't want to get a DVD player and golf and niceness and you get... pots. - Come on, go to the movies.
Ben DVD player, golf ve iyilik alırken, tencereler sana haksızlık.
- Niceness?
- Pislik?
Some kids actually try to cram in A lot of niceness right at the end.
Bazı çocuklar en son günlerde atak yapabiliyorlar.
Kif, you have so much creativity and niceness.
Kif, ne kadar yaratıcı ve hoşsun.
The point is, listen... 46 years with this guy, and he waits until we're at a baseball game, and I get 6 innings of niceness from him.
İşin anahtarıydı. O günün kahramanıydı ve hepsini bizden öğrendi. Needles'ın oradaki çocuklar.
Well, I guess you can't be around that much niceness and not get any on you.
Zaten böyle bir güzelliğin etrafında olup da etkilenmemek imkânsız.
That's against the law. The law of social niceness.
Bu da yasaya aykırı, sosyal kibarlık yasasına.
I'm beginning to feel pressurized by your niceness...
Çok naziksin. Bu nezaketin beni boğacak.
The Minister of Niceness, Lord Evilton, is not what he appears!
İyilik Bakanı Lord Kötükalp, göründüğü gibi biri değil.
It's an employer-employee kind of niceness that occasionally includes platonic rubbing.
Bu, sık sık cinsellik içermeyen sürtünme içeren bir tür işçi işveren kibarlığı.
You mean Maria is to be sacrificed for the sake of Fanny's niceness?
Yani diyorsunuz ki..... Maria Fanny'nin hatırına kurban mı edilecek?
Niceness is detrimental in politics.
İyilik politikada zararlıdır.
She's giving you the perfect opportunity for niceness.
Kibar olman için sana mükemmel bir fırsat veriyor.
Indiscriminate niceness is overrated.
Herkese iyi davranmanın iyi olduğu abartılı bir düşünce.
Who thinks niceness is not a symptom?
Kim kibarlığın bir semptom olmadığını düşünüyor?
The ontological proof of niceness.
Kibarlığın ontolojik kanıtı.
But not the niceness.
Ama kibarlığa neden olmaz.
Plenty of other conditions can cause debilitating niceness.
Bir sürü diğer neden aciz kibarlığa neden olabilir.
I was thinking, if we discount the niceness issue...
Düşünüyordum da, kibarlık olayını hesaba katmazsak -
How can House be an ass without it being an illness, but niceness is a biological crime?
Nasıl oluyor da House hastalık olmadan pisliğin teki olabiliyor ama kibarlık biyolojik bir suç oluyor?
Niceness just cost you five bucks, being an ass generally turns a profit.
Kibarlık sana beş dolar kaybettirdi. Pislik biri olmak genellikle kazandırır.
Chagas wouldn't explain the niceness.
Chagas adamın iyi niyetini açıklamıyor.
'Is it possible that among the qualities women want in a sperm donor'is niceness - kindness?
'Kadınların sperm bağışçısında aradığı özellikler arasında'incelik - iyilikseverlik olması mümkün mü?
Similarly, we have a lust to be nice, even to total strangers, because niceness has been hardwired into us from the time when we used to live in small groups of close kin and close acquaintances with whom it would pay to reciprocate favours.
Benzer şekilde, hiç tanımadığımız yabancılara karşı bile iyi olma isteğimiz var, çünkü iyilik, yakın akrabalardan ve iyiliğimize daha sonra karşılık verebilecek tanıdıklardan oluşan küçük gruplar halinde yaşadığımız zamanlarda, bizimle bütünleşik hale gelmişti.
Forty-six years with this guy, and he waits until we're at a baseball game and I get six innings of niceness from him.
Ve beyzbol maçına gidene dek bekledi. Bana altı vuruş boyunca iyi davrandı.
See, what people don't realize is I got tons of, like, secret inner niceness.
İnsanlar, özümde ne kadar kibar olduğumu farketmiyorlar.
Well, niceness really is best when no one ever gets to see it.
Aslında kibarlık, kimse onu görmek istemediğinde iyidir.
You're just trying to get me to snap at you, but I won't, because I am full of super niceness.
Beni kızdırmaya çalışıyorsun ama kızmayacağım. Çünkü ben çok kibar bir insanım.
Darn my niceness.
Hay benim kibarlığıma.
I think you've made your way in the world by concealing your true feelings under a mask of positivity and niceness, but underneath, you're a seething mass of ugly, bitter resentment.
Bence, hayattaki yolunu gerçek hislerini olumluluk ve kibarlık maskesi altına gizlerek çiziyorsun, ama altında çirkinlik ve kinle dolusun.
Took a page right out of the old schrute book of niceness.
Eski Schrute nezaket kitabından bir sayfa kopardım.
It's the fact that I dreamed up this huge trauma that turned out to be niceness.
Gerçek şu ki, uydurduğum bu büyük travma, hoş bir şey olup çıkıverdi.
Because it's really not, Tania Merchant, it's his niceness that he's stayed here for so long.
Çünkü bu gerçek değil, Tania Merchant, Onun burada bu kadar beklemesi büyük bir incelik.
'Cause you're looking at the niceness.
Yani sürekli güzel şeyleri görüyorlar.
With my rod of niceness, I dub thee two my nice knights.
İyilik temsilcisi asamla sizi şövalye ilan ediyorum!
It's just, princesses are supposed to be treated with niceness.
Prenseslere iyilikle, hoşlukla davranılmalı.
This, uh, this core of niceness.
Merhaba yakışıklım.
Niceness is a defect?
Kibarlık bir bozukluk mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]