Nicey translate Turkish
26 parallel translation
Nicey-nice, this neighbourhood, huh?
Çok hoş bir mahalle, değil mi?
Well, I'm through playing nicey-nice with these people.
Bu insanlara hoş davranmaktan bıktım.
Smashey and Nicey!
Smashey and Nicey!
# Nicey nicey zoo zoo for him and her and me and you #
Sevimli, sevimli hayvanat bahçesi, Onlar için, benim için, senin için.
# Nicey nicey zoo zoo # For him and her and me and you
Sevimli, sevimli hayvanat bahçesi onlar için, benim için, senin için.
# Nicey nicey zoo zoo for him and her and me and you
Sevimli, sevimli hayvanat bahçesi, Onlar için, benim için, senin için.
# Nicey nicey zoo zoo... #
Sevimli, sevimli hayvanat bahçesi...
Nicey nicey zoo zoo zoo zoo!
Sevimli, sevimli hayvanat bahçesi!
Stop with the nicey-nice.
Dostluk ve nezaket havasını bırak.
Play nicey-nicey.
Güzel güzel oyna.
Well, there'll be no nicey nicey now.
Anlaşılan nezaket işe yaramıyor.
Nicey nice.
İyinin iyisiydi.
Not only does he have the bachelor party cop twins out there using him as a stripper pole while i make "nicey-nice" with the press, but do you know what he said?
Ben basınla cici cici konuşurken orada onu striptiz sopası gibi kullanan polis ikizlerle bekarlığa veda partisi vermekle kalmayıp bir de ne demiş biliyor musunuz? - Hayır.
And now I got this "Nicey nice" lady shrink with her little flower chairs going, "Blah, blah, blah. You're fixed!"
Şimdi çiçekli koltukları olan hanım hanımcık bir kadın doktor dırdır konuşup bana düzeldin diyecek.
You can't just show up here, flash your smile and play all nicey-nice, and then kill my line!
Buraya çıkagelip, etrafa gülümseyerek ve kibar adamı oynayarak projemi mahvedemezsin!
Nicey Pricey is bad news.
Nicey Pricey iyi değildir.
[Nicey Pricey] Hang on!
Bekleyin!
- Nicey Pricey.
- Nicey Pricey.
No more Mr. Nicey-nice.
Yeter artık! Bay Şirinlik yok artık.
Right, so let's skip the nicey-nice,'cause I'm pretty sure I know what he came looking for, and I want it to stop.
Doğru, o zaman canım cicimi bırakalım çünkü buraya ne için geldiğini biliyorum ve onu durdurmak istiyorum.
Where are you off to so nicey-nicey?
Sen böyle iki dirhem bir çekirdek nereye gidiyorsun.
First, we make nicey-nice with Rubes, and then we find evidence that sends him to the chair.
İlk önce, Rubes'la çok iyi iş çıkarttık ve şimdi de onu elektrikli sandalyeye götürecek kanıt bululalım.
You just want to make nicey-nicey with daddy.
Tek istegin'babacikla aram iyi olsun'.
Time to go play nicey-nice with surrogates.
Şimdi sıra geldi çocuğu alacak aileye şirinlik yapmaya.
Like, "nicey-meanie."
Huysuz huylu falan gibi.
But I wanted to play nicey-nice so that he'd give me the child support he owes me.
Fakat uslu durmak istedim ki bana borcu olan nafakayı ödesin.