English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nicknamed

Nicknamed translate Turkish

221 parallel translation
Louise dressed in the theme of Liberty and nicknamed'Pet'and Flora known as'Swing'for the shocking way she swayed her hips
Hürriyet temalı kıyafeti ve "Biricik" takma adıyla Louise ve kalçalarını sallama şeklinden dolayı "Sarkaç" olarak bilinen Flora.
Hero of World War I Clemenceau, nicknamed The Tiger.
1. Dünya Savaşı kahramanı, kaplan lakaplı Clemenceau.
I have a friend named Hanrui He's nicknamed eight-handed master, very skillful
Hanrui adında birini tanıyorum lakabı 8 elli ustadır!
nicknamed in high society "The King of Prussia", had never left his estate property "Bald Hills"
Prens Nikolai Andreyevich Bolkonsky, kızı Prenses Maria'yla birlikte yaşadığı
He's Shi Gan, nicknamed No Fear
O Shi Gan, ona "korkusuz" derler
The handgun was a West German manufactured.22 caliber Rohm RG-10, nicknamed the "Rosco".
Tabanca Bati Almanya yapimi.22 kalibre Rohm RG-10, lakabi "Rosco".
For this, he's been nicknamed Count.
Bu yüzden ona Kont ismini taktılar.
I'm nicknamed the'Fail-Safe'
Benim adım "Garantici"
No wonder you are nicknamed the'Fail-Safe'
Herşeyi "garantiye" almışsın
There's a rather well-known yakuza, nicknamed "Kuzuryuu".
Oldukça iyi tanınan bir yakuza var, lakabı "Kuzuryuu".
The escaped maniac, nicknamed the Camping Vampire has not yet been arrested. Entertainment.
Kampçı vampiri adıyla bilinen ve akıl hastanesinden dün kaçan dengesiz genç adamın hala bulunamadığı bildirildi.
Master Chen, nicknamed "The Three Daggers"
"3 Hançer" namlı Chen Usta!
She's nicknamed Pepper
Takma adı Biberdir
He's nicknamed Yen Qing the Prodigy
Yen Ching lakabını kullanıyor.
Sung Jiang is... nicknamed "The Timely Rain"
Sung Jiang adil bir adamdır ve... takma adı da "Yağmur zamanı" dır.
The lorry drivers had nicknamed the area between Paris and the front line "lnjun country".
Kamyon şoförleri, Paris ile cephe hattı arasındaki bölgeye "Netameli Bölge" adını takmıştı.
( narrator ) The Germans brought their biggest siege gun, the dreaded giant mortar nicknamed "Thor", each of whose shells weighed more than two tons.
Almanlar, mermisinin ağırlığı iki tondan fazla gelen "Thor" adı verilen haşmetli havan toplarını getirmişlerdi.
Do they know you are nicknamed Vanni The Plague?
Onlar takma adının "Bela" Vanni olduğunu biliyorlar mı?
She is nicknamed "Millie",
Mahlası :
On the corner of Neue WilhelmstraBe and Unter den Linden is a tavern, serving over nine hundred kinds of liquor and nicknamed "The Black Pig" a meeting place for writers,
Neue WilhelmstraBe ile Unter den Linden'in köşesinde 900 çeşitten fazla likör sunan ve yazarların buluşma yeri olan Kara Domuz isimli bir taverna.
One the idiosyncratic Hei Mo Le nicknamed'Swift Sword'who live dangerously in defiance of conventions
Biri'Çevik Kılıç'takma adlı nev'i şahsına münhasır Hei Mo Le Herşeye meydan okuyan tehlikeli bir hayatı var
He's nicknamed, "Snake Spirit Dude"
Takma adı "Yılan Ruhu"
nicknamed the Broken-heart Sword. Xiao Qi?
"Kırık-Kalpli Kılıç" lakaplı, Xiao Qi mi?
Nicknamed "Snotnose" by his boyfriends.
Erkek arkadaşları ona "sümüklü" lakabını takmışlardı.
My teacher is called Gui Xin Shu... nicknamed the lnvincible Fist
Benim Ustam Gui Xin Shu'dır! ... Yenilmez Yumruk Gui Xin Shu!
Didn't you say there's a man... nicknamed Wax Man Jiang who specializes in making figurines?
Üstad Jiang adında... bir heykel ustası... olduğunu unuttun mu?
Mike nicknamed him an Portugese coz he could speak a few words of the language.
Mike ona portekizli derdi çünkü bir kaç kelime konuşabiliyordu.
was called Francis Chérasse, nicknamed Le Bombé ( the bulgy one ) for the hunch that endowed his features.
"Bombeli" Francis Cherasse olarak tanınırdı. Adını kamburundan almıştı.
The underworld nicknamed him "The Eye."
Yeraltı dünyası ona bu adı taktı : Göz.
Nicknamed "Chameleon"
Lakabım "Bukalemun" dur. Tanıştığımıza memnun oldum!
It's been nicknamed "Scourge of the Sons of Han" because of its perennial flooding.
Yıllarca taşıp durması nedeniyle, "Han'ın Evlatlarının Afeti"... şeklinde adlandırılır.
Can this mammoth Russian, nicknamed the Siberian Express, wreak havoc among the professional heavyweight ranks?
Lakabı Sibirya Ekspresi olan bu dev Rus, profesyonel ağır siklet sırasını değiştirebilir mi?
Since that tragedy in Las Vegas and the death of Apollo Creed, he's been re-nicknamed "Death from Above".
Las Vegas'daki trajediden ve Apollo Creed'in ölümünden beri, Yukarıdan Gelen Ölüm lakabını aldı.
I call this craft Shotzie. It's nicknamed for my sweetheart.
Bunun adı Shotzie sevgilim için takma bir isim.
my 4 young wards nicknamed me Splinter for obvious reasons.
Dört yavrum bana Splinter adını verdi anlaşılabilir nedenlerden ötürü tabii.
And They're nicknamed'Tomcats'.
- Ve bu uçaklara "Tomcat" deniyor. - Teşekkürler.
"A clever young American con artist, nicknamed The Jackal has been working Western Europe."
"Çakal adında zeki, genç bir Amerikalı üçkağıtçı Batı Avrupa'da çalışıyormuş."
Nicknamed "The Virgin."
Takma adı "Bakir".
Tommy Gunn is such a student of Rocky Balboa's style, he's been nicknamed by the press the Clone Ranger.
Tommy Gunn tam Rocky Balboa tarzında bir öğrenci, basın ona Clone Ranger lakabını taktı.
I've nicknamed him Zépherin, after the guy who was so messy his room only had 10 square feet of clear space the only place the cleaning lady was allowed to sweep.
Ona Zépherin lakabını taktım. Zépherin odasını öyle dağıtmış ki temizlikçi kadının süpürebileceği yalnızca 1 metrekare alan kalmış.
The priest informed us that in old Provencal, "bartavello" signified "blunt lock" and that the bird was nicknamed thus because of its squeaking cry.
Rahip, "bartevel" sözcüğünün "kör talih" anlamına geldiğini bu kuşların çığlığı andıran sesleri yüzünden bu ismin takıldığını anlattı.
Lisa, what 1 9th-century figure was nicknamed "Old Hickory"?
Lisa, lakabı "Yaşlı Ceviz" olan 19.yüzyıl kişisi kimdir?
The tanuki watched this in anger and sadness and nicknamed the area "Faceless Hill."
Rakunlar bunu, kızgınlık ve hüzün içinde seyrettiler ve bölgeye "Yüzsüz Tepe" lakabını taktılar.
The Australian press even nicknamed it.
Avustralya basını buna lakap bile takmış.
Maintenance nicknamed it the "B5 Triangle."
Bakım ekibi oraya "B5 Şeytan Üçgeni" adını taktı.
I'm a professional wrestler they've nicknamed "The Hairdresser."
Aslında, takma adı Kuaför olan profesyonel bir güreşçiyim.
The people in stellar cartography have already nicknamed it "Planet Hell."
Uzaysal haritalandırma yapan kişiler bu tür gezegenlere, "cehennem gezegeni" derler.
" employing thousands of Irish immigrants nicknamed sandhogs.
" köstebek denilen binlerce İrlandalı göçmenin emeğiyle başladı.
In the chaos of the Tokugawa regime there was an Imperialist in Kyoto nicknamed " Battousai the Manslayer.
Tokugawa rejiminin kaosunda Kyoto'da, "İnsan Biçen Battousai" isimli bir İmparatorluk sempatizanı vardı
We nicknamed it "Dreadnought."
Biz ona "Korkusuz" adını taktık.
We've nicknamed it "The Northwest Passage."
Buraya bir nickname verdik "The Northwest Passage." ( Kuzeybatı Geçiti )

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]