Nikes translate Turkish
71 parallel translation
They don't make Nikes in her size Ray.
- O büyüklükte Nike üretmiyorlar.
- He's wearing Nikes.
- Ayağında Nike var.
My new Nikes.
Yeni Nike'larım.
Damn, when I get paid, I'm gonna get me those dope new Nikes, like ten pairs.
Paramı aldığımda kendime şu yeni Nike'lerden 10 çift alacağım.
Pops the first guy who steps on his Nikes.
O da karşısına çıkan ilk kişiyi vurdu.
The Nikes, the Sega game, the haircut!
Ayakkabılar, oyunlar, saç kesmeler!
Get your Hanes on. Lace up your Nikes.
Nike'larını bağla.
- I got my white Nikes.
Beyaz Nike'larım var.
I'm going to get these Nikes.
Spor ayakkabı alacağım.
That's like saying those people stitching'Nikes in Panama are in the N.B.A.
Bu sanki Nike ayakkabıları Panama'da diken insanların N.B. A'de oynadığını söylemek gibi.
I have been itching to buy a new pair of Nikes that I just recently saw advertised...
Reklamını gördüğümden beri bir çift Nike almak istiyordum.
Just don't drink any suspicious Kool-Aid or put on new Nikes.
Sakın şüpheli görünen bir şeyi içme ve yeni ayakkabılar giyme.
Now all of a sudden, you're gonna trade in your Nikes... for a pair of shoes you can't even walk in.
Ve şimdi aniden ayağındaki Nike'ları... yürümesini bile beceremediğin bir çift ayakkabıyla değiştireceksin.
I forgot my Nikes.
Nike'larımı unuttum.
If he's so weird, how come he's wearing Nikes?
Eğer o kadar garipse, nasıl oluyor da Nike giyiyor?
You give them a Big Mac and a pair of Nikes... and they're happy.
Bir Big Mac ve bir çift Nike ayakkabı verirsin ve mutlu olurlar.
They do these plaster castings and the ones they got from the fileid that night were from 91l2 Nikes.
O akşam arazide buldukları izler 44 numara bir Nike'a ait.
For school, dad. Um... the newest style of nikes every three months.
- Okul için, baba.
Wow, are those Nikes?
Vay, onlar Nike mı?
Throw some Nikes at his head.
Kafasına biraz Nike fırlat. *
What do I have to do, barf on your Nikes?
Ne yapmam lazım, üstüne mi kusayım?
Even in your Nikes, I'm more nimble.
Nike'larına rağmen... Senden daha çeviğim.
So I picked up some Nikes.
O yüzden Nike aldım.
One day we found a big pile of Nikes internal pricing documents.
Bir gün Nikes'ın iç maliyet belgelerini bulduk.
Guess you don't get the babes and the free Nikes for that.
Sanırım bunun yüzünden kızları ve bedava Nike'ları alamıyorsun.
Why haven't you bought him Nikes, like all the other parents?
Neden ona Nike almadınız? Diğer ailelerin tamamı ondan almış.
Everybody know the shoe is Nikes.
Şimdi Nike revaçta.
And when Boobie knocks some fools out Boobie gonna knock them out with black Nikes on his feet.
Boobie bazı salakları yere sererken... ayaklarında siyah Nike'lar olacak.
Yeah, well, I'm gonna knock them out with Nikes on my feet and I'm gonna smile when I do.
Evet, ayağımda Nike'larımla onları yere sereceğim... ve gülümseyeceğim.
I bought Ki-chul expensive Nikes.
Ki-chul pahalı Nike'lar aldım.
- Drawing lightning-bolts on your Nikes?
Ayakkabılarına yıldırım çiziyorsun.
Japanese people will kill for old Nikes.
Japonlar eski Nike'lar için adam öldürür.
Yeah, listen, I think your Nikes are...
Evet, dinle, sanırım Nike ayakkabıların...
Oh, the Nikes.
Nike ayakkabılar.
Shit, I been kept you in Nikes since you were in diapers.
Daha altın bezliyken bile sana Nike giydirdim.
Coming to practice with them two-Year-Old Nikes on your feet!
İdmana iki yıllık Nike'larınla gelme artık!
No blood will be shed... as long as you Spartan men build his pyramids... your women become his sex slaves... and your children... work at sweatshops... making Nikes.
Spartalı erkekler ona bir piramit inşa ederse, kadınlar onun seks kölesi olurlarsa ve cocuklar az maaşla Nike fabrikasında çalışırsa kimse ölmeyecek.
THE NIKES.
Nike ayakkabılar.
IT IS VERY HARD TO GET NIKES IN OUR TINY LITTLE SPOT
Bizim küçük dükkanlarda Nike ayakkabı bulmak çok zor.
Wow, so they have the same technology as the nikes did five years ago.
Nike'ın beş sene önce yaptığı aynı teknolojiyi kullanmışlar yani.
Boosted a bunch of Nikes.
Bir kaç çift Nike ile yakalanmıştınız.
In the trunk of his Ford Focus, police found a samurai sword, a pair of bloody Nikes, and a camera with hundreds of photos of Sanders and Upson taken without their knowledge.
Polis Ford Focus'unun bagajında samuray kılıcı buldu, yanında ayakkabılar ve Sanders ve Upson'ın habersizce çekilmiş yüzlerce fotoğrafı vardı.
having their music in a Nike commercial... when they're fucking wearing Nikes.
Veya müzikleri Nike reklamında çıktı diye kızıyorlar.
Wearing his Nikes, right?
- Nikelarını giyiyor değil mi?
Shaking in my Nikes.
Nike'larım titremeye başladı.
Where are my Nikes?
Nike'larım nerde?
Is that why my Nikes are so clean?
Bu yüzden mi Nike ayakkabılarım bu kadar temiz?
You ever hear of an alien in Nikes?
- Nike giyen uzaylı duydun mu hiç?
And a new pair of Nikes for you.
60!
These are Nikes documents.
Bunlar Nikes'ın belgeleri.
The guys at 68 truck offered to buy me 6 new pairs of nikes.
68. kamyondakiler altı yeni çift Nike teklif etti.