English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nizam

Nizam translate Turkish

178 parallel translation
- Order!
Nizam!
You call this a military formation?
Sen buna askeri nizam mı diyorsun?
What kind of a Law And Order Party is this?
Bu ne çeşit kanun ve nizam partisi?
Law And Order - 1,540.
Kanun ve Nizam - 1,540.
Order, peace, happiness, contentment.
Nizam, sulh, mutluluk ve sükûn.
Were they adjacent or did they share a wall?
Bitişik nizam mıydı, yoksa tek bir duvarı mı paylaşıyorlardı?
As soon as we occupy Kyoto we'll overthrow the Shogunate and restore imperial rule
Kyoto'yu işgal eder etmez Şogunluk'u devirip İmparatorluk nizamını yeniden kuracağız.
In the face of growing hunger riots, it is very possible that dwindling supplies of food would finally be kept as a form of bonus, for those who perform the precarious maintenance of law and order.
Açlık nedeniyle artan isyanlar karşısında... azalan gıda stoklarının, kanun ve nizamı koruma görevini üstlenenleri... teşvik amacıyla kullanılması kesindir.
And what's left of it is hard-pressed to keep law and order.
Kalan kısmı ise kanun ve nizamı korumakta zorlanıyor.
It's a stinking world because there's no law and order anymore!
Rezil bir dünya çünkü artık kanun ve nizam diye bir şey kalmadı!
Our party promised to restore law and order and to make the streets safe for the ordinary peace-loving citizen.
Partimiz kanun ve nizamı yeniden inşa etmeye ve sokakları ortalama barışçı vatandaşlar için güvenli hale getirmeye söz verdi.
We know what kind of law and order followed in that country
Bu ülkede nasıl bir kanun ve nizam olduğunun farkındayız
After the forces of law and order intervened, work resumed today at the Salumi plant.
Kanun ve nizam güçlerinin müdahalesi sonrasında Salumi fabrikasında işler bugün yeniden başladı.
I was put on trial twice and I fled to Rome, hoping that I would get justice from the General of the Order,
İki kez yargılandım ve Roma'ya kaçtım. Büyük Nizam'dan adalet göreceğimi umarak, ama olmadı.
What in really was in for was trying to re-establish civilisation and the rule of law and order through this vast part of the world.
Gerçekte bildiğim şey, bu uçsuz bucaksız alanda medeniyeti yeniden tesis etmeye ve kanun ve nizamı sağlamaya çalışmaktı.
With you and the Mayor running on a law and order ticket.
Seninle Belediye Başkanı düzen ve nizam bileti için uğraşıyor.
You're supposed to represent law and order.
Siz de sözde kanunu, nizamı temsil ediyorsunuz.
I'm gonna solve this issue by following the laws.
Bu meseleyi kanun ve nizam çerçevesi içinde halledeceğim, anlaşıldı mı?
This fact compels us, as Muslims, to fulfill our duty and persecute them, fight them, and cut them down to nothing... so that divine order can reign.
Bu hakikat bizleri müslüman olarak vazifemizi yapmamızı ve onlara eza ederek onlarla savaşmamızı ve ortadan kaldırmamızı gerektiriyor ki ilahi nizam hükmedebilsin.
To think that law and order is maintained by such flat feet.
Kanun ve nizamın bir düz taban tarafından sağlanması ne acı.
Do you take your law and order in this town seriously?
Şehirdeki asayiş ve nizamı ciddiye alıyor musun?
So I'm to die to preserve your sense of order.
Öyleyse nizam anlayışınızı korumak için ölüyorum.
But the first truck was for the dead and the dying.
Katı bir nizam yoktu. Fakat ilk kamyon ölüler ve ölmek üzere olanlar içindi.
Seeing eye duck.
Göz var nizam var.
the penniless, the unemployed, the soldiers... but really everybody is ready to swear on any cause, if it means a return to order.
Çulsuz, işsiz, asker ama aslında nizam gelecekse herkes herhangi bir ülküye yemin etmeye hazır.
For our people, order to more important than anything.
İnsanımız için nizam her şeyden önde gelir.
Order is there!
Nizam geldi!
- ♪ To order and calm instead
# Onun yerine nizam ve huzur var. #
I know that if you wanted to learn close-order drill you'd have joined a marching band, and not the First Foundation training battalion.
Bitişik nizam talim isteseydiniz Birinci Vakıfa değil, Bando takımına yazılacağınızı biliyorum.
Malefactors should be killed if they threaten law and order.
Caniler, kanun ve nizamı tehdit ediyorlarsa öldürülmelidir.
Bart Simpson on the side of law and order?
Bart Simpson kanun ve nizamın yanında öyle mi?
But your "hi" knows no law, right?
Ancak sizin "hi" kanun nizam tanımaz, değil mi?
There needs to be law and order.
Kanun ve nizam gereklidir.
I am Gul Jasad of the Cardassian guard, Seventh Order.
Adım Gul Jasad, Kardasya muhafızları, Yedinci Nizam.
The Fourth Order can be here in a day.
Dördüncü nizam bir günde burada olur.
Stay in formation!
- Nizam da kalın!
They want our blood
Şeriat, nizam bırakmayacaklar.
The triumph of the revolution was an example of order.
Devrim zaferi, bir nizam, düzen örneğiydi...
They value law and order, which is what the Dominion offers them.
Kanunlara ve nizamın güvenliğine değer veriyorlar ki Dominion'un da onlara vad ettiği bu.
Ring formation!
Daire nizamı!
All those rules and regulations, they don't really apply to you, right?
Tüm bu kurallar ve nizam sana işlemiyor değil mi?
War on oredr is an labour issue today!
Kanun ve nizam İşçi Partisinin işi.
It's kind of between a townhouse and a brownstone.
Şehir eviyle, bitişik nizam evler arasında bir şey.
We call it a "townstone."
Buna "şehir nizamı" diyoruz.
You will not find this in 90 percent of brownstones.
Bitişik nizam evlerin yüzde 90'ında asansör yoktur.
In Chittagong-3, the Awami league candidate defeated the Nezam-e-lslam candidate by 10,304 votes.
Chittagong-3'de, "Halkın Birliği" adayı... "Nizam-ı İslam" adayını 10.304 oy farkla... yenilgiye uğrattı.
Real political power is in the hands of the Seljuks, viziers, of whom Nizam al-Mulk was probably the best known example.
Gerçek politik hâkimiyet Selçukluların ve sadrazamların elindeydi. Nizam-Ül Mülk bunların tanınmış bir örneğidir.
Many have seen Nizam al-Mulk as a kind of Macchiavelian figure.
Birçok kişi Nizam-ül Mülk'ü entrikacı olarak görür.
I was invited to present myself to the vizier, Nizam al-Mulk.
Nizam-ül Mülk'ün huzuruna çıkmak için davet edildim.
Nizam al-Mulk recognizes in him the man who has the power in a sense, not only to give legitimacy to the Islamic tradition as a cohesive tradition that is universal and not as a sectarianism that will splinter into many, many different groups.
Nizam-ül Mülk onun fikirlerini sadece meşruluk değil bir bakıma da İslami gelenekleri birbirine bağlı gelenekler yerine evrensel olarak görmüştür. Mezhepçiliği de birçok farklı gruba ayrılmak olarak görmüştür.
While it's unclear who's actually behind the assasination of Ghazali's patron, Nizam al-Mulk, it may have prompted him to begin reevaluating the life he was leading in Baghdad.
Nizam-ül Mülk'ün suikastının arkasında kim olduğu belirsizken bu olay Gazâlî'yi Bağdat'taki hayatını tekrar düşünmeye sevk etmiş olabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]