English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / No it's not

No it's not translate Turkish

16,035 parallel translation
- No, it's not!
- Hayır, değil!
No, it's not a pronunciation...
Hayır, öyle değil...
No, it's not.
Hayır, bitmedi.
No, it's not right, and yet they just left me behind.
Hayır, doğru değil. Öyle olunca da beni arkada bıraktılar.
- No, it's not okay.
- Hayır bir şey var.
- No, it's not.
- Hayır, o değil.
- No, it's not.
- Hayır, ondan değil.
Stef : No, it's not.
Hayır, değil.
No, it's not worth it.
Hayır, değmez.
No, Mom, that's not it.
Hayır anne. Öyle değil.
No, it's not.
Hayır, var.
No, it's not.
Hayır değil.
No, Berna, and I won't because it's not necessary.
Hayır Berna. Çünkü bence gereği yok.
- No, it's not funny.
- Hayır değil.
Yeah, yeah, no, it's just, you know, it's weird Patty's not here.
Patty'nin burada olmaması tuhaf sadece.
No, it's not.
- Hayır, gelmedi.
- No, it's not.
- Hayır, değil.
No, it's definitely not a date.
Hayır, kesinlikle randevu değil.
No, Dylan, it isn't. It's not okay.
Hayır Dylan, sorun var.
We're out in Kema, then I'm bouncing around on the waves, trying not to get seasick, and-and it... there's no...
Kema'daydık ve dalgalarla boğuşuyorduk. Deniz tutmasın diye uğraşıyordum. Orada telefon çekmiyor.
No, sorry, that's not it.
Yo, hayır, özür dilerim, yanlış oldu.
That's va--no, it's not valid!
Bu.. hayır, bu doğru değil. Ne var biliyor musunuz?
No. It's not appropriate.
- Olmaz, uygun bir durum değil.
No, it's not too late.
Hayır, geç değil.
Tess, there's no way you could've had a baby and not know it.
Tess, farkında olmadan bebek sahibi olmanın imkanı yok.
Just trying not to die, it's no way to live.
Sadece ölmemeye çalış. Bu yaşamak değil ki.
No, Jackie, that's not it.
- Hayır, Jackie. O kadar değil.
- No, it's not difficult.
- Hayır, zor değil. Hadi.
[Sighs] No, she's not, and I'd like to keep it that way.
ve öyle kalmasını isterim.
It's just that a confusion like that is usually with the memory of someone significant. Not just a no one.
Ama genelde böyle bir kafa karışıklığı önemli birinin anısından kaynaklanır, önemsiz birinin değil.
No, that's not going to cut it!
Hayır, bundan böyle kurtulamazsın!
Yeah, I know, but it's not... no, it... I shouldn't have...
Evet biliyorum ama...
No, it's not that, I...
Hayır ondan değil, ben...
- No. It's not.
Hayır, doğru olamaz.
No, papa. It's not wrong.
- Hayır baba, yanlış değil.
- No, it's the pills. - I'm not talking about that.
- Hayır, ilaçlardan.
No one's laughing, because it's not funny.
Hiç kimse gülmüyor, çünkü komik değil.
- No, it's not fair to Dennis.
- Dennis'e haksızlık bu.
- No, man. It's not about the jacket.
- Hayır, ceket hakkında falan değil.
No. It's not gonna be that kind of questioning.
O tür bir sorgulama olmayacak.
No, it's not all right.
Hayır, uygun olmaz.
Oh, Bob, I'm not sure if you've noticed or not, but politics is no longer just theater, it's show business.
Bob fark edip fark etmediğine emin değilim ama siyaset artık yalnızca bir tiyatro değil, gösteri dünyası haline geldi.
- No, it's not necessary.
- Hayır, gerek yok.
No, it's not like that.
Hayır, öyle demiyorum.
No, it's really not okay.
Hayır bu bir sorun.
- No, it's not in his head.
- Hayır, kafasının içinden gelmiyor.
- No, I don't know who you've been talking to, but it's not me.
- Hayır, kiminle konuştuğunu bilimiyorum ama o kişi ben değildim.
No, it's not that.
Hayır, o değil.
- No, it's not.
- Elbette ki sorun.
No, it's not.
Olmaz.
It's not what I would have preferred, but Paul had improved enough that we could no longer hold him involuntarily.
Öyle olmasını istemezdim, ama Paul yeterince düzelmişti ve artık gönüllü olarak kalmasını sağlayamazdık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]