No one can hear you translate Turkish
135 parallel translation
No one can hear you.
Kimse duyamaz seni.
No one can hear you.
Kimse seni duyamaz.
No one can hear you if you scream in the night.
Gece çığlık atarsanız sizi duyan olmaz.
No one can hear you but me.
Seni benden başkası duyamıyor.
It can run up to miles per hour And with its silent, No one can hear you coming.
Kızım saatte 60 mil gidebilir motorları açıkken kimse geldiğinizi duymaz bile.
Go ahead and scream. No one can hear you.
Haydi, kendini rahat bırak, bağır.
No one can hear you, Quark.
Kimse seni duyamaz, Quark.
No one can hear you.
Kimsecikler seni duyamaz.
No one can hear you.
İstediğin gibi haykır.
No one can hear you.
Seni kimse duyamaz.
- Shut up! No one can hear you.
Kimse seni duyamaz.
No one can hear you.
Kimse seni duyabiliyorum.
- Now no one can hear you scream.
- Artık, kimse senin çığlıklarını duyamaz.
No one can hear you.
Kimse seni duyamıyor.
No one can hear you for miles.
Yapmak zorundaydım. Yalan söylediğim için üzgünüm.
No one can hear you. - Okay, great.
- Kablolar bağlı değil ve kimse seni duyamıyor.
Anyway, no one can hear you.
Neden ihtiyacım olduğunda duymuyorsun.
But no one can hear you.
Ama kimse seni duymuyor.
Don't worry, no one can hear you and even if they could
Endişelenme. Kimse seni duyamaz. Duysa bile,
Ew, ew, ew! In space, no one can hear you scream.
Uzayda kimse bağırdığını duyamaz.
! In space, no one can hear you scream!
- Uzayda kimse bağırdığını duyamaz!
No one can hear you with the noise out there.
Kimse seni duyamaz.
Dad, no one can hear you.
Baba, seni kimse duyamaz.
No one can hear you.
Hiç kimse seni duyamaz.
Killed in a place where no one can hear you scream.
Böyle bir yerde öldürüldüğünde kimse çığlık attığını duyamaz.
- No one can hear you, Ben.
Kimse seni duyamaz, Ben.
- On a family vacation no one can hear you scream.
Hey, nereye gidiyorsun? Elton John'un partisine gidiyorum. Bu da ne demek?
No one can hear you!
Seni kimse duyamaz!
You and I both know no one can hear you in this room.
İkimiz de biliyoruz ki seni bu odadan kimse duyamaz.
Why else do you think I'm here where no one can see me, hear me?
Başka ne sebeple kimsenin beni göremediği duyamadığı bu yerde olduğumu sanıyorsunuz ki?
You mean, no one can hear us because we're clenching our teeth?
Sırf ağzımızın içinden konuşuyoruz diye kimse bizi duyamıyor mu?
You can scream, no one will hear.
Çığlik atabilirsin, kimse duymaz.
Now you can scream, Robert Caine, and no one will hear you!
Şimdi çığlık atabilirsin, Robert Caine, ve seni duyan olmayacak!
You can yell all you like, but no one would hear over the storm.
Kimse sizi duymaz.
So you can do whatever you want with her and no one will hear her.
Yani ona dilediğini yapabilirsin, kimse sesini duymayacaktır.
In space, no one really can hear you scream.
Uzayda gerçekten kimse sesini duymuyor.
It's perfect, and you don't have to think of anything to say... to him because no one can hear anybody.
Ayrıca ona söyleyecek birşey düşünmene gerek yok çünkü kimse birbirini duyamayacak.
- That's right, trapped where no one can hear us and no one will ever know what's happened to you.
- Aynen öyle, kimsenin bizi duyamayacağı ve kimsenin sana ne olduğunu bilemeyeceği bir yerde kapana kısıldık.
But I want you to whisper to him very softly, so no one else can hear you.
Ama kısık sese fısıldamanı istiyorum, böylece kimse seni duyamaz.
I'm moving you to the back row... so that no one can hear that squawk box that you call a voice.
Seni arka sıraya yerleştiriyorum... böylece kimse senin sesinle ilgili şikayet kutusuna gitmeyecek.
If you will not hear the truth, no one can tell you.
Gerçeği duyamıyorsan kimse sana öğretemez.
No one can hear you.
- Kimse seni duyamaz.
No one can hear you here.
Komşuların sesi duyuluyor mu?
'Cause up here, you can scream as loud as you want, and no one's gonna hear you.
Burada çığlık bile atsan seni kimse duymaz.
Well, for one thing, there's no music. Of course there is. Can't you hear it?
Öncelikle müzik yok.
No one can hear you.
Malcolm, lütfen!
So why don't you cut me a little slack and just let me get in the car and maybe cry a little where no one can see me or hear me and I will come home with a sack of coffee.
Bana biraz rahat ver. Bırak arabaya bineyim. Belki biraz ağlarım.
You died that day, and that's why no one can see you or hear you.
O gün öldün, bu yüzden kimse seni duymuyor ve görmüyor.
- You know, like so far in that no one can hear gun fire.
- Bilirsin işte ateş ederim falan
And it's only you. No one else can see or hear her?
Tek gören sensin, başkası onu görüp duyamıyor?
He call you on cell phone so no one can hear?
Seni cep telefonundan aradı ve kimse duymadan... Hayır, tabi ki hayır.