Nolan translate Turkish

Tishinkaa is strongly connected to Nolan.

Küçük Kurt Nolan'a derinden bağlı.

Nolan Ross.

Adım Nolan Ross.

Nolan Ross is here to see you, sir.

Nolan Ross sizinle görüşmeye geldi.

Nolan!

Nolan!

You're Nolan's friend from prison.

Nolan'ın hapishaneden arkadaşısın.

Well, it can't happen again, Nolan.

Bir daha olmasın demiştik Nolan.

I've still got a lot of ideas. You don't have to prove yourself to me, Nolan.

Kendini bana kanıtlaman gerekmez Nolan.

I'm starting to go after the wrong people, Nolan.

Yanlış insanların peşine düşüyorum.

It looks beautiful, Nolan.

Güzel olmuş Nolan.

You shouldn't be here, Nolan.

Burada olmamalıydın Nolan.

'Cause my guess is zero. Don't stand there and act so innocent, Nolan. We both know you're not.

Karşımda durup masum pozu atma Nolan.

No, instead, you went after Nolan and me.

Tutup Nolan ve benim peşime düştün.

Thank you, Nolan.

Teşekkürler Nolan.

- I'll talk to you later, Nolan. - Mm-hmm.

Sonra konuşuruz Nolan.

And I'm not Nolan.

Ben de Nolan değilim.

Nolan, it's me.

- Nolan, benim.

Nolan?

Nolan?

- Well, you hailed Nolan.

- Nolan'ı aradın.

It's Sukar, Nolan.

Konu Sukar, Nolan.

If Joshua Nolan figures out what you did to Amanda, he will take his great big gun and stuff it in your mouth and pull the trigger, evacuating the contents of your sick little head.

Joshua Nolan, Amanda'ya ne yaptığını öğrenirse silahını alır ve ağzına dayayıp tetiği çeker. O hastalıklı kafandan geriye de hiçbir şey kalmaz.

Ew. So Nolan talked to the Mayor, and they're gonna put together a list and...

Nolan başkanla konuştu bir liste çıkarıp...

So you said that Nolan spoke to the Mayor.

Nolan, başkanla konuştu diyordun.

Imagine what Nolan will think.

Nolan ne düşünecek kim bilir. Hayır.

It's an endless energy source, Nolan.

Sonsuz bir enerji kaynağı Nolan.

Nolan was right about you.

Nolan senin hakkında doğru söylemiş.

If I tell Nolan, the thing inside me will kill him.

Nolan'a söylersem içimdeki şey onu öldürür.

Nolan.

- Nolan.

Did Nolan talk you into staying?

Nolan seni kalmaya ikna mı etti?

I didn't talk to Nolan, and I don't plan on it.

Nolan ile konuşmadım ve öyle bir planım yoktu.

Look, Nolan's right.

Nolan haklı.

You know, this must be the head wound talking because... if I had it my way, Irisa and Nolan would be on the first land coach out of town.

Bunun başındaki yarayla ilgili bir konuşma olması gerekiyor çünkü bunu kendim yaparsam Irisa ve Nolan şehirden ayrılacak ilk araçta olurlar.

Look, Nolan, I'm the one to blame here.

Bak Nolan, asıl suçlanacak kişi benim.

- Nolan.

- Nolan. - Evet?

Your boy Nolan claims the perpetrators are still at large, whereabouts unknown.

Nolan suçluların hâlâ kayıp olduğunu ve yerlerini bilmediğini iddia ediyor.

- Raiders didn't do this. Who are you protecting, Nolan?

Kimi koruyorsun Nolan?

If you lie to me again, Nolan, I will revise that policy.

Bana bir daha yalan söylersen Nolan, bu prensibimi tekrar gözden geçiririm.

I owe you, Nolan.

Sana borçluyum Nolan.

Well, Berlin, I'm Nolan.

Berlin, ben Nolan.

Hmm, Nolan.

- Nolan.

Nolan?

- Nolan?

Joshua Nolan, meet Niles Pottinger, our provisional mayor.

Joshua Nolan, Niles Pottinger'la tanış. Geçici başkanımız.

So is this the notorious "No-Man" Nolan?

Demek kötü şöhretli Tehlikeli Adam Nolan sensin?

Nolan, this is your jacket right here, but hers is sealed by Colonel Galen Marsh himself. Why?

Nolan, senin dosyan burada ama kızınki Albay Galen Marsh tarafından karartılmış.

You forgot to pin my badge on Nolan's chest.

- Rozetimi Nolan'a vermeyi unuttun.

Now like it or not, Nolan is more experienced and a better tracker.

Hoşuna gitmese de Nolan daha deneyimli ve iyi bir iz sürücü.

Did you tell Nolan?

Nolan'a söyledin mi?

- Nolan?

- Nolan?

A lot's missing, Nolan.

- Çok şey eksik Nolan.

Oh, hey, Nolan.

Merhaba Nolan.

Nolan, you okay?

- Nolan sen iyi misin? - Evet, evet.

Relax, Mr. Nolan.

Sakin olun Bay Nolan.