English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nomination

Nomination translate Turkish

524 parallel translation
We are confirming your nomination for the office of Examining Judge at Saint-Calais ( Sarthe ) in place of Mr.Judge Morel, now in retirement.
Sevgili Bayım, emeklilik vakti gelen hakim Morel yerine Saint Calais Bölge Hakimliğine atamanızı onaylıyorum. Yeni göreviniz ayın 20'sinde başlayacak.
Nomination at the Officers'Training School of Valréas
" Valreas Subay Okulu tayinleri.
I place a nomination, one whose integrity is conceded by friend and foe alike.
Bir adaya yer veriyorum, Dostlarına güven, düşmanlarına korku veren kişi...
What import's the nomination of this gentleman?
- Önemi ne bu beyin adını anmanın?
The first part of the ceremony, is the nomination of a new member.
Törenin ilk kısmında yeni bir üye aday gösterilir.
The nomination is over.
Adaylık süreci sona eriyor.
They are and want but nomination.
Tarihin belirlenmesi dışında, tamam.
It is, if I want the nomination.
Gerekli, eğer aday olmak istiyorsam.
You'll have the nomination.
Aday gösterileceksin.
I promise you, Richard, that if I win the nomination I shall drink your vermouth and I'll go to your tailor.
Sana söz veriyprum, Richard, eğer adaylığı kazanırsam senin vermutunu içeceğim ve terzine gideceğim.
At any rate, Mr. Reeves has conceded the nomination with my assistance.
Her ne olursa olsun, Bay Reeves benim yadımıla senin adaylığını kabul etti.
We both know that whoever wins the nomination wins the election.
Her ikimiz de biliyoruz ki, kim adaylığı kazanırsa seçimi de kazanır.
But I've already been promised the nomination for District Attorney.
Fakat bana zaten Bölge Savcılığına adaylık sözü verildi.
He seemed worried about my nomination for District Attorney.
Bölge Savcılığı adaylığımdan endişeli görünüyordu.
Here is my nomination.
İşte tayin belgem.
He'd frame his own mother to get that nomination.
Şu adaylığı almak için kendi annesine çamur atar.
I'll step out of the chair, and I'll make the first nomination.
Kürsüden iniyorum ve ilk adayı gösteriyorum.
- I refuse the nomination.
- Adaylığı red ediyorum.
And I second that nomination, not only because he knows law, but because he throws a good punch.
Bu adaylığı destekliyorum, sadece hukuk bildiği için değil, sıkı yumruğu olduğu için.
- I second the nomination.
- Adaylığı destekliyorum.
I come before you to place in nomination the name of a man more qualified than any other to represent you in Washington.
Karşınıza çıkma nedenim sizi Washington'da temsil etmek için herkesten daha nitelikli olan birini aday göstermektir.
Go on back in there and take that nomination.
Oraya geri dön ve adaylığı kazan.
I do not. You're seriously trying for the nomination for Johnny? No.
Gerçekten Johnny'i aday göstermeye mi çalışıyorsun?
From his campaign headquarters this morning, Senator Iselin stepped up his charges against the leader of the group, attempting to block his nomination.
Bu sabah erken saatlerde, Senatör lselin, adaylığına engel olmaya çalışan grubun lideri hakkındaki suçlamalarını yoğunlaştırdı.
They've handed the vice-presidential nomination to that idiot Iselin.
Şu işe bak! Az önce aptal lselin'i Başkan Yardımcılığı'na aday gösterdiler.
It is with great humility, albeit with enormous pride and with a sense of the job to be done, that I most humbly and most gratefully accept this nomination for the highest office in our land.
Muazzam bir gurur duysam da... büyük bir alçakgönüllülükle ve işini yapmış olma duygusuyla, ve büyük minnet duyarak ülkemizdeki en yüksek mevki için adaylığı kabul ediyorum.
Whoever's left alive at the end will pretty much have sewn up the nomination, don't you think?
En son hayatta kim kalırsa onun yaptığı artık kesin olacak.
With her ninth nomination, screen legend Katharine Hepburn will not be making a Long Day's Journey to the West Coast this year, as she plans once again to sit out the festivities in her Connecticut hideaway.
Beyazperdenin efsane ismi Katharine Hepburn Günden Gece filmiyle gelen dokuzuncu adaylığında da batı yakasına gelmeyecek ve bir kez daha Connecticut'taki sayfiye evinde kalıp törene katılmayacak.
Her tenth nomination, her eighth loss.
Üçüncü Oscar'ı değil 10'uncu adaylığı.
I accept the nomination.
Adaylığı kabul ediyorum.
- A nomination.
- Aday gösterme.
The nomination of Weygand it had excited one certain optimism in the Frenchmen, but fast it esmoreceu, when the counterattack failed e if knew in Paris, in 28 of May, that Belgium had defined by the criminal code.
Weygand'ın göreve gelmesi Fransızlar için bir umut ışığı olmuştu. Lakin 28 Mayıs'taki başarısız karşı taarruz ve akabinde Belçika'nın teslimiyle o ışıkta söndü.
And so excruciating is Richard's honesty, that he's insisted on warning... Time magazine's nomination for con man of the year... that our call to him is being taped.
Ve richard'ın dürüstlüğü öyle can sıkıcıydı ki, Time dergisinin yılın dolandırıcısı adayının... bu telefon konuşmasını kayda aldığımızı bildirmemiz için... devamlı uyarıp durdu.
And to get for you a nomination for, dare I say...?
Ve şeye aday gösterilmenizi için... Cüret etsem mi?
Now you will only be risking your lives whilst I will be risking an almost certain Academy Award nomination for Best Supporting Actor.
Sizler sadece hayatlarınızı tehlikeye atarken... ben, En İyi Yardımcı Aktör dalında... Oskar adaylığını riske atıyorum.
Accordingly, I shall not seek... and I will not accept... the nomination of my party for another term as your president.
Dolayısıyla,... bir sonraki dönem benim ve partimin Başkanlık için aday olmayacağını burada huzurunuzda açıklıyorum.
Austin, we hear that you wanna get the nomination for Senator Carroll.
Austin, senin, Senatör Carroll'ın adaylığını koymasını istediğini duyduk.
My nomination is official but be careful, my darling.
Adaylığım resmiyet kazandı, ama çok dikkatli olmalısın, hayatım.
I hear Palantine got the nomination.
Palantine'in aday olduğunu duydum.
By your kind nomination I will preside over this Grand Hearing
Ama nazik teklifinizi kırmayıp.... Ulu mahkemeye başkanlık edeceğim
I humbly ask of you to accept my nomination.
Naçizane adaylığımı kabul etmeniz için size yalvarıyorum.
He received an Academy Award nomination for his convincing portrayal of God, although they had to use another actor's voice.
Tanrı'ya yakışır bir sesim de yok. Bu inandırıcı Tanrı rolü için Oscar ödülü aldı. Gerçi başka bir oyuncunun sesini kullanmışlardı.
Sixty grand buys me the nomination.
60.000'e aday olabiliyorum.
The same poll gave evidence of a ground swell of support for Governor George McRyan in his bid for nomination.
Aynı araştırma, ulus düzeyinde partinin geleceği için Vali George McRyan'ın desteklendiğini göstermektedir.
Dear Louise, St. Louis is very hot and very crowded with Democrats, all having a wonderful time and wearing little paper hats in anticipation of Wilson's nomination.
Sevgili Louise, St.Louis çok sıcak ve her yerde Wilson'ın adaylığını destekleyen ve eğlenen demokratlar var.
We are talking Oscar nomination.
Oscar'a aday olabilirdik.
With American sons in the field far away, I shall not seek... and I will not accept the nomination of my party for another term as your president.
Amerikan evlatlarıyla uzak diyarlarda, kazanmaya çalışacağım... ve Parti adaylığını..
Tonight, I again proudly accept your nomination... for President of the United States.
Bu gece, bana layık gördüğünüz ABD başkan adaylığını... yine gururla kabul ediyorum.
Should I accept the nomination and run for leader of the party?
Adaylığı kabul edip parti liderliği için yarışmalı mıyım?
So... I accept nomination for the leadership of the Conservative Party.
Bu nedenle Muhafazakâr Parti'nin liderlik adaylığını kabul ediyorum.
Celeste, your 12th nomination as best daytime actress.
En iyi gündüz dizileri oyuncusu ödülüne 12. kez aday gösterildin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]