English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Nondescript

Nondescript translate Turkish

84 parallel translation
It was one ofher usual roundups ofbizarre and nondescript characters... - corralled from every stratum of society.
Bu onun, toplumun her tabakasından acayip ve önemsiz kişilerin bir araya gelmiş olduğu rutin davetlerinden biriydi.
You have an impossible nose, a nondescript mouth.
Burnun çirkin, ağzın pek güzel değil.
A nondescript Commonplace little man, Whose life is a treadm ill Bu ilt out of sidewalks.
Bütün hayatı kaldırımlarda geçen monoton bir iş olan kendi halinde, alelâde bir adamcağız...
Adam grant, a nondescript kind of man found guilty of murder and sentenced to the electric chair.
Adam Grant, cinayetten hüküm giymiş ve elektrikli sandalyeye mahkum edilmiş sıradan bir adam.
nondescript Italian burocrats.
solgun İtalyan bürokratler.
Good Lord. Sort of a nondescript neutral sort of - Brown, brown, brown!
Tarif etmesi zor, işte bayağı... kahverengi, kahverengi!
One evening..... in the Palm Court of Cliff Hotel..... we met this middle-aged, sort of..... nondescript Australian salesman.
Bir akşam Cliff Oteli'nin bahçesinde orta yaşlı, sıradan bir Avustralyalı satıcı ile tanıştık.
A little civil servant so unsightly a trivial typical Frenchman with nondescript looks suddenly appeared in front of the enemy and chased him into his lair.
Basit bir memur çirkin sıradan bir Fransız erkek anlamsız bakışlarla aniden düşmanın önüne çıktı ve onu yuvasında avladı.
It was one ofher usual roundups ofbizarre and nondescript characters... - corralled from every stratum of society. - How are you this evening?
Bu onun, toplumun her tabakasından acayip ve önemsiz kişilerin bir araya gelmiş olduğu rutin davetlerinden biriydi.
- Nondescript 6431399.
- Tanımsız 6431399.
A skinny, boring, nondescript, perfectly good person.
Zayıf, sıkıcı, ruhsuz, mükemmel bir insan için.
In real life I may seem a bit nondescript, but not, I hope on stage.
Gerçek yaşamda biraz tuhaf görünebilirim ama sahnede öyle değilim.
I would prefer a nondescript briefcase to the sack with a dollar sign on it.
Üzerinde dolar işareti olan bir torba yerine sıradan bir evrak çantasını tercih ederim.
Thin, tall, nondescript, He wore khaki tan clothes.
Uzun, ince, ne idüğü belirsiz, haki, bronz elbiseler giyen bir adam.
You dubious, pestimistic, nondescript, European... dick-in-a-booty-ass motherfucker.
Seni güvenilmez, maneviyatı bozuk, ne olduğu belirsiz, Avrupalı penisi kıçında kahrolası herif.
"Placa" was carved into the panel with a straight-edged blade. Nondescript. Not much to work with.
Sembol, düz kenarlı bir bıçakla alelade kazınmış.
I mean, they've been playing the same nondescript, soft, generic jazz for two straight hours.
İki saattir aynı ne idüğü belirsiz bir caz müziği çalıyorlar.
As long as it's not some nondescript tenement downtown with discarded boxes in the stairwells and peeling plaster and...
Kenar mahallede, ne üdüğü belirsiz bir apartmanda başıboş kolilerin merdivenlerde olduğu, sıvası akan..
Yes. Relatively nondescript.
Tam tanımlanamıyor.
It's just standard laser, nondescript.
- Standart lazer yazıcı.
It's a nondescript place, but travellers from all over the world flock here.
Alelade bir yer olmasına karşın dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler buraya doluşmuş.
Rabens'description : Mid-30s, white male, dark hair, brown eyes. Nondescript.
Rabens'ın tarifi : 30 yaşlarında, beyaz erkek, koyu saç, kahverengi gözlü.
Not a hospital or nursing home, they'll go to a nondescript clinic lf l know that Bunty, he'll definitely take Babli to the biggest hospital
Hastane ya da sağlık ocağı değil, ruhsatsız bir kliniğe gidecekler. Eğer Bunty'yi tanıyorsam, kesinlikle Babli'yi en büyük hastaneye götürecek.
I've got several nondescript capsules and a half glass of water.
Birmiktar tanımsız kapsül ve yarım bardak su buldum.
It's a... it's a quite nondescript grey colour.
O... pek tanımlanamayan bir gri renkte.
Er... no, she's more nondescript.
Güzel? Hayır... Daha çok tanımlanamaz.
I found blades of grass with blood on them near the vic's car - nondescript tracks headed towards the next-door neighbor's house.
Kurbanın arabasının yanında üzerinde kan izi olan... çim makası bulmuştum, burdan çocuğun... yan komşusuna bazı izler gidiyordu. Komşu da Marlon West.
And I got nothing from afis off the prints I lifted off the air mp, but dna from the prints came back as a nondescript male also not in the system.
Ve pompadaki parmak izi, veri tabanında kimseyle eşleşmedi ama izden aldığım DNA, tanımlanamayan bir erkeğe ait çıktı. Sistemde de kayıtlı değil.
It's totally nondescript. I mean, that's what's so unique about it.
Tarif edilemeyecek kadar sıradan ; özelliği de bu olmalı.
Isn't it totally nondescript?
- Tarif edilemez, değil mi?
It's A... it's a quite nondescript grey color, and it's accustomed not to moving too quickly, not to draw attention to itself for fear of being beaten.
Çok güzel... gri renkte bir kuş var. Farkedilip ısırılma korkusu yüzünden... istedikleri kadar hızlı hareket edemezler.
now, unless you want your disturbingly nondescript van pimped out, you're looking in the wrong direction.
Şimdi, eğer ki seni ve rahatsız edici şekilsiz minibüsünü alıp gitmeyeceksen kesinklikle yanlış yere bakıyorsun.
Next to that ambiguous vague thing by the nondescript place.
- sanırım gördüm. O ne olduğunu bile anlamadığım yerde, acayip vazonun yanında.
I found a nondescript kind of lump in my breast.
Göğsümde ne olduğunu bilmediğim bir parça farkettim.
You are nondescript enough for both of us.
Sen ikimiz için de çok renksiz olmuşsun.
Another nondescript state in this God-awful country is Ohio, where this American couple have been playing host to their British relatives.
Allahın lanet ettiği bir diğer şehir ise Ohio ki Amerikan çiftimiz burada ingiliz akrabalarına ev sahipliği yapıyorlar.
Criminal hideouts tend to be pretty nondescript.
Suçluların saklandıkları yerlerin belli bir kalıbı yoktur.
I'm sure the nondescript blazer rental place is about to close.
Eminim ki öncü sınır tanımaz, Kira bedelli yer kapanmak üzere.
Of nondescript beans whose berries have been passed Through a massive corporate infrastructure, so...
Evet, kocaman bütün bir altyapı yoluyla meyveleri satılan tuhaf tohumların olduğu bir paketimiz olsa da.
I'm very nondescript.
Ben kolay fark edilen biri değilim.
Kinda nondescript.
Kolay tanımlanamayacak tarzda.
Nondescript?
Kolay tanımlanamayacak mı?
We could have hundreds of sites, maybe even thousands, all under some nondescript name?
Ne idüğü belirsiz bir isim üstünden, yüzlerce hatta binlerce site açabiliriz, bunu mu demek istiyorsun?
nondescript.
Sınıflaması yok.
One of the suspects escaped on a bicycle towards Stara Liben quarter wearing nondescript dark clothes and a dark hat.
Sıradan siyah bir kıyafet giyen ve şapka takan bir şüpheli Stara Liben sokağından geçerken görüldü.
He was wearing nondescript dark clothes and a dark hat.
Sıradan siyah bir kıyafet giyiyor ve siyah bir şapka takıyordu.
And they're fairly nondescript-looking things, but I can put it on the screen over here.
Ve oldukça sıradan şeyler, ama işte burada ekrana koyabiliyorum.
Find any jewelry stores That sell nondescript silver bracelets?
Sıradan gümüş bilezikler satan bir kuyumcu buldun mu?
Kind of nondescript, really.
Bana sıradan bir tip gibi geldi.
- It's totally nondescript, as you can see.
Tamamen tanımlanamaz. sizin de gördüğünüz gibi.
I answered a nondescript ad looking for sculptors or artists who could work in papier-mâché.
Anlaşılması güç bir ilana cevap vermiştim. "Kağıt hamuru kullanabilecek..." Derek Walborn Heykeltıraş

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]